Kazanmak zorunda değilsin, ama çok çok iyi sonuç almalısın. | TED | ليس بالضرورة أن تكسب، لكن عليك أن تبلي بلاء حسناً. |
Çünkü kaptanlar bunu bilir, kaptan o. O yüzden kaptan o, sen değilsin. | Open Subtitles | لأنه هو الكابتن و هذا هو السبب أنه هو الكابتن و ليس أنت |
Eminim gerçek bir tıp öğrencisi bile değilsin, değil mi? | Open Subtitles | أراهن بأنكِ حتي لستِ بطالبة طب , أليس كذلك ؟ |
Ama umarım beni anlayabilirsin, sen benim tanımak istediğim bir kız değilsin. | Open Subtitles | , لكن آمل أنكِ تفهمين انكِ لستِ الفتاة التي أريد أن أعرفها |
Başkasının işi için övgü görmek isteyen ilk sen değilsin. | Open Subtitles | أتعلم، لستَ أوّل معجب ينال الفضل على عمل أحد آخر |
Sen yalancı değilsin, ama ben öyleyim. Yalan söylemek hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أنت لست بالكذاب لكن انا الكذاب أنا اتمتع بالأكاذيب المغلفة بالصدق |
Adamım, eğer biri sana sorarsa, benim ağabeyim değilsin tamam mı? | Open Subtitles | رجل، إذا كان أي شخص يطلب منك، لك ليس أخي، حسنا؟ |
Hayır, hayır. Ben iyi oynadığımdan. Oynayan sen değilsin, oynayan benim. | Open Subtitles | لا، لا، بسبب ما فعلته أنا أنا من فعلتُ، ليس أنت |
Peki bir şey diyeyim mi canım, seni rahatlatacaksa hiç tipim değilsin. | Open Subtitles | حَسناً،تَعْرفُ شيءاً, إذا هو أيّ تعزية إليك، أنت فقط ليس من مستواي. |
Yapmak zorunda değilsin. Sen bana sadece biraz numune ver. | Open Subtitles | ليس عليك أن تفعل أى شىء فقط أحضر لى عينة |
Senin ne kadar ikinci sınıf olduğunu düşünüyor... desem, bana inanmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | كلا, ليس لديك سبب لأخذ كلمة دقيقة مني كم هو يعتبرك بالدرجة الثانية |
Seyretmek zorunda değilsin. - Anne, orada neler olduğunu görmüyor musun? | Open Subtitles | ليس عليك أن تشاهدي ذلك أمي، ألا تلاحظين ما يجري هناك؟ |
Annesi olduğun için dilini tutuyor olabilir, ama benim annem değilsin. | Open Subtitles | ربما هي لا تستطيع قول شئ لكِ لأنكِوالدتها.. ولكنكِ لستِ والدتي |
O zaman ben gideyim. Yalnız değilsin ve bu ikimizin meselesi. | Open Subtitles | علي أن أذهب الآن, لستِ لوحدكِ سنعمل على تلك الحاله سويةً |
Birinin hayatlarına girip düzenini mahvettiği tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لستِ الوحيدة التي قابلت شخصاً قلب حياتها رأساً على عقب |
Tamam, iyi gidiyorsun. En azından yaranı kendin dikmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا بأس، أنتَ تبلي حسناً على الأقل لستَ مضطرّاً لتخيطه بنفسك |
Sen artık Lefty veya Juan-Philippe'den daha fazla babam değilsin. | Open Subtitles | أنت لست أبي أكثر مما كان ليفتي أو جوان فيليب. |
Sivil hayata uygun değilsin, hapishane hayatını da kabul etmiyorsun. | Open Subtitles | ، أنتم غير صالحين للحياة المدنية ولن تقبلوا بحياة السجن |
Tamamen değil. Sen ölümcül değilsin. Tek ihtiyacımız hasar raporu. | Open Subtitles | علي الإطلاق ، ليست خطيرة نحتاج فقط إلي تقليل الخسائر |
Kutsal biri olduğunu söylüyor diye ona saygı duymak zorunda değilsin. | Open Subtitles | الآن أنت لَسْتَ بِحاجةٍ إلى أَنْ تحترمة لأنة يَدّعي بأنّه مقدّسُ |
Şu an senden pek hoşnut değilim ve sen de benden değilsin. | Open Subtitles | أنا لست سعيدة جدا معكِ الآن وأنا أفترض أنكِ لستي سعيدة معي |
Seninle daha sık kavga etmeye bayılırdım ama hiç burada değilsin ki! | Open Subtitles | أريد أن أجادلك أكثر من مرة و لكنك لم تكن أبداً هنا |
İtiraf et. Şu ani seyahat işinde pek iyi değilsin, değil mi? | Open Subtitles | اعترفي , أنت لا تجيدين هذه الرحلات اللحظية , أليس كذلك ؟ |
Ama sadece yakışıklı değilsin aynı zamanda çok da iyi bir aktörsün. | Open Subtitles | أنت لستُ فقط وجه جميل، انت أيضاً بارع في التمثيل |
Ted, bırak gideyim. Sen suçlu değilsin. Bunun kaza olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انت لست مذنبة, اعرف انها حادثة انت ستشنقين نفسك جراء ذلك |
Sen onların arkadaşı değilsin, artık baba olmaya başlaman lazım. | Open Subtitles | يجب عليك البدء في كونك والدهم ، وليس زميل اللعب. |
Ama benim manikürümü, saç bakımımı, ev giderlerimi araba kiramı... ..ve bana yeni bir araba almayı karşılayacak kadar yeterli değilsin? | Open Subtitles | ولست رجل كفاية لتعتني بما تقذفة و تعطيني النقود و تصفف شعري و تدفع اجاري و تشتري لي سيارة جديدة ؟ |
Çok güzel, Cyril, ama sürekli kavga etmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | هذا جيد يا سيريل، لكن ليسَ عليكَ العِراك طوالَ الواقت |