İkizler Ayemenem'e yetişkin olarak döndüğünde Yeşil devrimin sonuçları her yerdeydi. | TED | عندما يعود التوأم إلى أيمينيم كبالغين، تدور أحداث الثورة الخضراء حولهما. |
Pek çok kurucu gibi o da devrimin esaslarını unuttu. | Open Subtitles | ،مثل العديد من المؤسسين لقد نسي ما قد تفعلهُ الثورة |
Üzgünüm ama, bugünün problemleri endüstriyel devrimin sorunları ile aynı değil. | TED | أرجو المعذرة ،لكن مشاكل اليوم ليست هي مشاكل الثورة الصناعية. |
Bu resim devrimin eğitim ve öğretim için sağladığı olanakları gösteriyor. | TED | هذه الصورة تظهر ان الثورة فتحت ابواب جديدة للتدريب والتعليم |
Bu sene Almanya, Doğu Almanya'daki barışçıl devrimin 25. yıl dönümünü kutluyor. | TED | في هذا العام، تحتفل ألمانيا بالذكرى الـ25 للثورة السلمية في ألمانيا الشرقية. |
Ama kaybedecek bir şeyimiz olmayan bir devrimin askerleriyiz. | Open Subtitles | ولكننا اصبحنا جنود فى الثوره ولا نأخذ اى حصه |
Ve umarım bu hayal gücünüzü baştan çıkarmıştır çünkü size söz verebilirim bu mesele, böyle bir devrimin olup olmayacağı değil ne zaman olacağı. | TED | كما آمل أن هذا سيدفعكم للتخيل, لأنني أستطيع أن أعدكم أننا لسنا بصدد هل ستحدث هذه الثورة أم لا بل متى ستحدث |
Ayrıca devrimin yayılmasından endişe duyan diğer ülkelerdeki otoriter hükûmetlerin dikkatini de çekti. | TED | وأيضاً جذب الأنتباه الى الحكومات الإستبدادية في بعض الدول التي كانت قلقة من انتشار الثورة. |
Howard Moskowitz'in dediği de, aynı devrimin domates sosu için yapılması gerektiğiydi. | TED | الذي كان يفعله هاورد موسكوويتس هو الإسهام في تلك الثورة و الذي كان فى حاجة إليها عالم صلصة الطماطم. |
O kadınları devrimin getirdiği haklardan mahrum bıraktı ve hatta Fransız kolonilerinde köleliği geri getirdi. | TED | إذ حرم النساء من الحقوق التي أعطتهم إياها الثورة وأعاد مفهوم ومبدأ العبودية في المستعمرات الفرنسية. |
Kendimi bu dönüşümün, devrimin, bir parçası olduğum için ayrıcalıklı hissediyordum. | TED | شعرت بفخر كبير كوني جزء من هذا التحول، هذه الثورة. |
Hindistan'da gerçekleşen olağandışı devrimin bir parçasıydım. | TED | كنت جزء من الثورة الاستثنائية التي كانت قائمة في الهند. |
Bugün Asya'da gezerseniz üçüncü devrimin sonuçlarını da göreceksiniz: iyi yönetişim devrimi. | TED | وإذا سافرت عبر آسيا اليوم سترون أيضا نتاج الثورة الثالثة ثورة الحكم الرشيد |
Endüstriyel devrimin olması... ...sadece 200 sene önceydi. | TED | مَرَّتْ 200 سنة فقط على ظهور الثورة الصناعيّة. |
Ve ben burada sizler için biraz ekmek yapmaya başlarken... ...bu devrimin bizim için ne yaptığını... ...anlamak da çok önemli. | TED | وبينما أبدأ بِصُنْعِ بعض الخبز لكم هنا، فإنّه من المهم جدّا أن نفهم مالذي قدّمته تلك الثورة لنا. |
Cerrahide yeni bir devrimin senaryosunu yazdık. | TED | نصل الى كتابة سيناريو الثورة المقبلة في الجراحة. |
İmparatorluğun genişlemesi... devrimin şu dağla sınırlanması. | Open Subtitles | وتوسيع الإمبراطورية يمكنه أن يخمد الثورة |
Ölülerini gömerlerken Sovyet desteğinin peşindeki Castro, sonunda devrimin, sosyalist bir devrim olduğunu ilan etti. | Open Subtitles | ،بينما كان يجري دفن أولئك الذين لقوا حتفهم كان كاسترو يسعى للحصول على دعم سوفيتي وأعلن أخيرا أن الثورة كانت اشتراكية |
Resmi devrimin getirdiği heyecanın etkisiyle, bir de cinsel devrim yaşanıyordu... | Open Subtitles | أيضاً كانت هناك ثورة جنسية مستمرة جاءت جنبا إلى جنب مع إثارة الثورة الرسمية |
Dört arkadaşımızın başlattığı devrimin istenmeyen sonucu budur. | TED | وهذه هي النتيجة الغير مقصودة للثورة التي بدأت بمساهمات أصدقائنا الأربعة. |
- İlahiyatçılar... ..sonsuzluk denizini "Politika Dünyası" olarak yorumluyorlarmış, kargaşa ve devrimin hiddetle artış gösterdiği deniz. | Open Subtitles | - اللاهوت ترجموا ذلك البحر الأبدى كما لو تعنى عالم السياسه البحر يشير الى الغضب المستمر مع الأضطراب و الثوره |
Morgların hastanelere bitişik olmaları tesadüf değil. 1880'lerdeyiz. Tıbbi devrimin ortasında olmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | ليست صدفة أنْ تتواجد المشرحة قرب المُستشفى العام 1880 يجب أن نكونَ في عُمقِ ثورةٍ طبية |
1972'de Thomas Sankara, kendi ülkesi dışındaki bir devrimin içine sürüklendi. | TED | في عام 1972، انخرط توماس سانكارا في ثورة ليست في بلده. |