Aslında bütün kadınların en güzel şeylerini giyip oraya gelmesi çok dokunaklı. | Open Subtitles | في الواقع ، أنه مؤثر جداً ، جميع النساء يرتدين أجمل الأشياء. |
Bak, endişe etmen çok dokunaklı ama endişelenmene gerek yok ki. | Open Subtitles | اسمع , اهتمامك مؤثر لكن يجب عليك أن لا تقلق بشأني |
Bu söz özellikle çok dokunaklı, çünkü Schumann da şizofreni hastasıydı ve ve akıl hastanesinde ölmüştü. | TED | وهذا اقتباس مؤثر خصوصا لأن شومان نفسه كان يعاني من انفصام الشخصية ومات في المصحة. |
Oradaydı... şu kirli sahnede o dokunaklı oyunda. | Open Subtitles | كانت هناك في ذلك المسرح الحقير في تلك المسرحية المثيرة للشفقة |
Daveti filme çekeceğiz, dokunaklı bir konuşma yapacaksın ve reytingler... | Open Subtitles | سنصوّر لقائك مع عائلتك وتلقي خطاباً مؤثراً ونسب المشاهدة ؟ |
Bu çok dokunaklı, Louie. | Open Subtitles | ذلك مؤثّر جدا، لوي. |
Aslında bütün kadınların en güzel şeylerini giyip oraya gelmesi çok dokunaklı. | Open Subtitles | في الواقع ، أنه مؤثر جداً جميع النساء يرتدين أجمل الأشياء |
Böyle dokunaklı bir şey yazabileceğimi bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنني أستطيع كتابة شيء مؤثر للغاية. |
Bu çok dokunaklı, ama halka açık bir yerdeki bu sohbet gösteriyor ki Binbaşı Carter bir güvenlik riski. | Open Subtitles | هذا مؤثر جدا ولكن هذا الحديث في هذه الأماكن العامة هناك أدلة رئيسية ماجور كارتر هذا شيء خطر على الأمن العام |
Çok dokunaklı. Gözyaşlarımı tutamıyorum. | Open Subtitles | مؤثر جدا,انا لا استطيع الرؤويه بسبب الدموع في عيني |
Ve siz çok duygulandınız- "Vince çok dokunaklı bir yazıydı." | Open Subtitles | وأنتم جميعا عاطفيون مثل، اوه فينس ، هذا كان مؤثر جدًا ، قوي جدًا |
Gerçekten dokunaklı, hepiniz bir kardeşiniz için birlik olmuşsunuz ama yapman gereken tek şey bir adım geri çıkmak. | Open Subtitles | هذا مؤثر جداً تعاونك مع أحد الزنوج لكن يجب أن تبتعدوا الآن |
Gerçekten dokunaklı bir sevgi ifadesi olduğunu düşünmüştü. | Open Subtitles | إعتقد حقاً بأنه كان تعبيراً مؤثر من الحب |
Güzel olduğumu söylemen benim için çok dokunaklı oldu, biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف ، هذا كلام مؤثر جداً أن تخبرنى أننى جميلة |
Çok dokunaklı çünkü birilerine sandıkları kadar değerli olmadığını söylüyorsun, ama kırmadan. | Open Subtitles | ذلك مؤثر لأنّكَ فعلاً تخبر أحدهم بأنّه لا يستحق ما يظن أنه يستحقه ولكن لا يمكنك أن تجرح مشاعره |
Bu notu sınıfta dolaştıracağım ki kendi adınıza dokunaklı güzelliği hissedebilesiniz. | Open Subtitles | سأعبر هذه الملاحظة حول الصنف لذا أنت يمكن أن كل الملمس جماله المثير للشفقة لك. |
dokunaklı ne herhangi bir kung fu yu yenebilirim sana gücü göstericem. | Open Subtitles | انها تدعو للشفقة ماذا ؟ أستطيع أن أهزم أي مصارع |
- Şimdi gidebilirsin. - Çok dokunaklı. | Open Subtitles | ـ يمكنك أن تتركيني الآن ـ مثير للشفقة جدا جدا |
Bu çok dokunaklı ve eğlenceliydi. Ama işletmem gereken bir kulüp var. | Open Subtitles | حسن، لقد كان هذا مؤثراً واحتفالياً لكن لدي ناد أديره |
Evet, çok dokunaklı. | Open Subtitles | هذا مؤثّر جدّاً. |
Bunu olabildiğince dokunaklı şekilde söyleyeceğim. Kıçımıza tekme yemekten farksız. | Open Subtitles | لوصف الأمر بشكل بليغ كما يمكنني، إنها حقاً ضربة موجعة. |
Ama sözleri o kadar dokunaklı, o kadar ihtiraslıydı ki mesajı köyden köye yayıldı. | Open Subtitles | لكن كلماته كانت بليغة وعاطفية جدا، لدرجة أنّ رسالته إنتشرت من قرية لأخرى. |
Çok sevimli bir insan tavrı. Ne dokunaklı! Gerçekten. | Open Subtitles | هذه ميزة بشرية مؤثرة للغاية لقد تأثرت حقاً |
Sana böylesine dokunaklı bir mektup gelse bir tane daha gelmesini ummaz mısın? | Open Subtitles | لو أنك استلمتِ خطاب عاطفي هل لا تنتظرين خطاب آخر؟ |
Aslında güzel bir hikayeydi. Çok dokunaklı. | Open Subtitles | حسناً ، لقد كانت قصه لطيفه فى الحقيقه كانت مؤثره جداً |
Sanırım hepimiz güven, dürüstlük ve tüm dokunaklı şeylerin ne kadar önemli olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | أظن بأننا تعلمنا جميعا أهمية الثقة والصراحة وما إلى ذلك من الأشياء التي تمس الأحاسيس |
Şimdi sizinle paylaşmak istediğım şu ki, şu ana kadar ki en dokunaklı Movember anlarımdan biri ve geçen sene burada, Toronto'da, kampanyanın sonunda gerçekleşti. | TED | الآن ما أرغب مشاركتكم به هو إحدى لحظات موفمبر المؤثرة جدا و لقد حصلت هنا في تورنتو العام الماضي ، في نهاية الحملة |
PTSD riskinin doğum öncesi aktarılması fikri, hala spekülatif ancak ben daha az dokunaklı buluyorum. | TED | فكرة أن نقل هذه المتلازمة قبل الولادة هو شكل من التكيف لا تزال محلّ تضارب، ولكنّي أجدها مؤثرة إلى حد ما. |