"dokunun" - Traduction Turc en Arabe

    • النسيج
        
    • المس
        
    • إلمس
        
    • المسا
        
    • نسيج
        
    • المسوها
        
    • الأنسجة
        
    • وألمسه
        
    Yaptığımız aslında şuydu, biyomalzemeleri bir köprü gibi kullanıyoruz böylece organdaki hücreler adeta köprü üzerinde yürür gibi gidiyorlar, ve oradaki boşluğu doldurarak o dokunun yenilenmesini sağlıyorlar. TED ما فعلناه في الواقع كان أننا استخدمنا الخامة الحيوية كجسر لتتمكن خلايا العضو من عبور هذا الجسر، إذا أردتم القول، لتعمل على ملء الفراغ وتجدد هذا النسيج.
    Aslında önce dokunun damarlarının içine hastanın kendi kan hücrelerinden enjekte ediyoruz, daha sonra da parenkime karaciğer hücreleri ekiyoruz. TED إذا فنحن نتخلل تفرعات الأوعية الدموية أولاً بخلايا الأوعية الدموية الخاصة بالمريض نفسه، ثم بعدها نملأ النسيج البارينشيمي بالخلايا الكبدية.
    Daha sonra bilimadamlarımız dokunun başka bir parçasına geçip lazer yardımlı mikrodiseksiyon denen tekniği uyguluyorlar. TED علماؤنا بعدئذٍ يستخدمون تلك المراجع للرجوع إلى قطعةٍ أخرى من ذلك النسيج وعمل مايسمى بالتشريح الليزري الدقيق.
    Hadi! Sonuna kadar! Çizgiye dokunun! Open Subtitles هيا الى اخر الطريق المس الخط ، المس الخط
    Dudaklarıma dokunun. Open Subtitles إلمس فمى إلمس شفتى
    Eldivenlere dokunun ve köşelerinize geri dönün. Open Subtitles المسا القفازات وعودا إلى ركنيكما
    Sinir dokusuna kan testi yaptık ve cesetten aldığımız dokunun kan grubuyla karşılaştırdık. Open Subtitles قمنا بتحليل الدماء من نسيج الأعصاب و قارناها بفئه الدم من نسيج الجثه
    Şunu biliyoruz; makina bazında, temel bilgi işleme limiti biyolojik dokunun limitinin çok uzağındadır. TED إن كل ما نعرفه هو أن الحد النهائي على معالجة المعلومات في ركيزة الآلة يقع خارج نطاق حدود النسيج البيولوجي.
    Çünkü yağ dokunun angigeneze çok bağımlı olduğunu keşfetmiş bulunuyoruz. TED لأنه يتضح أن النسيج الدهني, الشحم يعتمد بدرجة كبيرة على تولد الأوعية.
    Vericiyi buldum. Bel kemiğinin yanındaki yumuşak dokunun içinde. Open Subtitles وجدت أداة الارسال فى النسيج الطرى بجانب الفقرة الصدرية الثانية.
    Sitoplazmik virüs parçacıkları kötü niyetli hücrelerin içinde ama normak dokunun içinde değil. Open Subtitles هل ترين الجزيئات السيتوبلازمية الفيروسية فى الخلايا الخبيثة ولكن ليس النسيج الطبيعى
    Saç miktarı ve uzunluğu dokunun bulunduğu yerde başka birisinin kafasının bağlantı kutusuna çarptığını gösteriyor. Open Subtitles وجُد عليها النسيج تشير انه صدم شخصا ما فى الرأس قبل أن تصتدم بصندوق التقاطع
    Vücut sıcaklığın terlemeyle birlikte onu büzerek dokunun içine hapsediyor. Open Subtitles الحرارة من جسدك تركز الرطوبه الموجوده في النسيج القديم وتجعل من الصعب عليك خلعها
    - Nekrotik dokunun etrafını temizler misin? Open Subtitles تستطيعين امتصاص بعضه رجاءً حول النسيج المتنخر.
    Hadi! Sonuna kadar! Çizgiye dokunun! Open Subtitles هيا الى اخر الطريق المس الخط ، المس الخط
    Evet. Onun meme lütfen dokunun. Open Subtitles من فضلك المس الحملتين. ما نوع هذه الفرشاه؟
    Şirket rehberine erişmek için ekrana dokunun. Open Subtitles المس الشاشة التفاعلية للدخول إلى دليل الشركة
    Odanın kapısına dokunun. Open Subtitles إلمس الباب إلى الغرفة
    Eldivenlere dokunun ve köşelerinize geri dönün. Open Subtitles المسا القفازات وعودا إلى ركنيكما
    Bu kesinlikle akut bir olay değil. Kanser dokunun içine son derece yavaş bir şekilde yayılır. Open Subtitles هذا ليس دقيق, "نيروبلاستوما" انها نسيج من ورم ناعم لكن ليس سرطان
    "Ara sıra dokunun" ya da "açsanız bir ısırık alın" değil. Open Subtitles "و لم يقل "المسوها كل فترة لم يأمرنا بأن نأخذ قضمة كلما شعرنا بالجوع
    Bazı tedavilerde implant kullanılmasında amaç kayıp veya hasarlı dokunun tekrar oluşturulmasıdır. TED بعض العلاجات الطبّيّة تتضمّن أجهزةً مزروعة صُمّمت لتجديد الأنسجة المفقودة أو المتضرّرة.
    Fikir alın, dokunun. Bir fikir alın. Open Subtitles أشعر بكل شيء وألمسه واحفره في عقلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus