Bn. Dewey bunu duydu, ve kafasını umutsuzca salladı diğer yandan iş arkadaşları birbirini destekledi ve onaylarcasına kafa salladı. | TED | لقد سمعت السيدة ديوي هذا وهزت رأسها محبطة بينما كان باقي المدرسين يشجعون بعضهم البعض ويهزون رؤوسهم موافقة لما يقال |
-Ben Dan ve babam konuşurken duydum. -Telefonda tartışırken duydu. | Open Subtitles | لقد سمعت دان وأبي يتحدثان عندما كنا نتناقش في الهاتف |
Onun lakabıymış, ve hepsi onu bu isimle çağırdığımı duydu. | Open Subtitles | كانت معلوماتها التي تسبب بالقبض عليهم، والجميع سمعني أنادي باسمها. |
Hayır, tatlım. Gerçekte babanla aramızda geçen konuşmayı duydu sanırım. | Open Subtitles | لا ، حبيبتي ، في الحقيقة أعتقد أنه سمعنا أنا |
Yani karısıyla uygunsuz bir şekilde konuşurken sizi duydu. | Open Subtitles | اذن, فانت تعنى انه سمعك تخاطب زوجته بما لايليق ؟ |
"Seni seviyorum" dediğimi defalarca duydu. | Open Subtitles | لقد سمعتني أَقُولُ لها أَحبُّك ألف مرة |
Peygamber devesi sesi duydu mu, sinir sistemi çöker. | Open Subtitles | .. فرس النبيّ يسمع السونار النظام بأكمله سيُصاب بالشلل |
Sonra müdürün kahvaltı programını çiftçi çocuklar için bitireceğine dair bir söylenti duydu. Çünkü müdür çok fazla evrak işi gerektirdiğini düşündü. | TED | ثم سمعت إشاعةً تقول أن المدير سينهي برنامج الإفطار لأطفال المزارعين، لأنه يعتقد بأنه يكلف الكثير من الورق. |
Georgia, Kaptanın kaçak bir yolcudan bahsettiğini duydu. | Open Subtitles | سمعت جورجيا الضابط يقول كان هناك مسافر هارب |
Bilardo odasında bizi dinliyordu. Silah sesini duydu ve öldüğünü sandı. | Open Subtitles | كانت تستمع إلينا ، و سمعت الطلق الناري و ظنت أنه قد مات |
İşte o, anlarsın ya, galiba bu ismi bir filmde filan duydu. | Open Subtitles | لذا أعتقد انها سمعت بهذا الاسم في فيلمٍ ما |
Alice Jardine onu duydu ve çığlık attı ve atlayıp ahırdan koşarak kaçtı, ama gömleği hâlâ kafasının üzerindeydi. | Open Subtitles | و أليس جارديني أيضا سمعت ذلك و راحت تصرخ و تقفز فوق و حاولت أن تشرع فى الجرى خارج الحظيرة |
Bar-mitzvah partisinde Samantha kızların küçük hanımlara uygun olmayacak şeyler konuştuğunu duydu. | Open Subtitles | العودة في باش بار ميتزفه، سمعت سامانثا بعض فتاة الحديث يست مناسبة للسيدات قليلا. |
İşten çıkarılacak olanın Bulldog olduğunu sandım ve birine söyledim, o da beni duydu. | Open Subtitles | وان بولدوغ هو الذي سيتم طرده لذلك فكنت اكرر هذه الشائعة,سمعني هو بالصدفة,ولهذا قال ما قال |
Ama kocam bizi duydu ve aman tanrım, sarhoştu ve onu boğuverdi! | Open Subtitles | .. لكن، زوجي سمعنا و ياإلهي، لقد كان ثملاً، و استمر بخنقها |
Yürütmeyi askıya aldığınızı duydu. | Open Subtitles | سمعك أصبحت وقف تنفيذ حكم الإعدام. |
- İşe git. - Oh.evet.beni duydu. | Open Subtitles | ـ إذهب لعملك ـ آه ، نعم ، لقد سمعتني |
Duyabildiği ilk gün ilk benim sesim duydu. | Open Subtitles | كان هو اليوم الأول الذي يسمع فيه أبداً و أول شيء سمعه هو صوتي |
Wycombe duydu. Biz rapor ettik. | Open Subtitles | سمعه وايكوم طائراتنا الإستطلاعية تبلغ عنه |
Belli ki Vinnie Spaghetti konuştuklarınızı duydu. | Open Subtitles | سباغيتي فيني سَمعَ من الواضح بأنّك تَتحدّثُ عنه. |
Dualarını duymadığını sanıyorsun, fakat söylemediklerinde dâhil hepsini duydu. | Open Subtitles | تظنينه لم يستمع لأدعيتك لكنه سمعها كلها، حتى ما لم تجهري بها |
Muhtemelen merdivenlerden çıktığını duydu ve bunları attı. | Open Subtitles | سمعتك من المحتمل على السلم وتخلّص من هذه المادة |
Bunu duydu mu, herkes? Veronica hepimizi ofisinde görmek istiyor. | Open Subtitles | حسناً هل سمعتم هذا جميعاً فرونيكا تريد أن ترانا جميعاً في مكتبها |
Bobby'nin adını duydu ve ondan sonra, gerçekten ne yaptığını fark etti. | TED | وسمع اسم بوبي، ثم أدرك حينها ما قد فعل. |
Gardiyanlardan, annemin geleceğini duydu. | Open Subtitles | لقد سمع الحارس يقول بأن أمي ستحضر لرؤيتي |
Birileri o çocuğun Teal'c'in zaten suçlu olduğunu söylediğini duydu mu? | Open Subtitles | اهناك شخص اخر سمع ذلك الطفل يقول ان تيلك مذنب |
Bizi bodrumundaki duvarda bulunan delik hakkında konuşurken duydu. | Open Subtitles | حسنا تعلمين أنها سمعتنا نتحدث عن ذلك الثقب في حائط سردابكِ |