"duyduğuma" - Traduction Turc en Arabe

• سمعت
• سماع
• أسمع
• سمعتُ
• سمعته
• لسماعي
• بسماع
• لسماع
• أسمعه
• سَمعتُ
• لسماعك
• لسماعِ
• لسماعى
• قيل
• سمعتك

"Sayın bay Striker, Duyduğuma göre sizde gereğinden fazla at varmış."
عزيزي السيد سترايكر : لقد سمعت بأن لديك الكثير من الخيول

Biliyor musunuz,şanslı bir adamsınız. Duyduğuma göre etkileyici bir kızmış.
أتعلم , انك رجل محظوظ لقد سمعت انها بنت ساحرة

Duyduğuma göre bu bir gelenekmiş. Ve sen geleneksel bir erkeksin.
اقصد , مثلما , قد سمعت انه عرف وانت شاب تقليدى

- Hiçbir şey almadım ve kimseyle yatmadım. - Bunu Duyduğuma sevindim.
أنا لم أتناول أي شيء و لم أضاجع أحد يُسعدني سماع ذلك

Ve sonra, Duyduğuma göre, ailesi bize bir ev verecekmiş.
ثم بعد ذلك حسب ما أسمع فوالديها سوف يعطونا المنزل

Duyduğuma göre, eğer küçük, eşcinsel bir köpek sana saldırırsa, kafasına kazağını geçirip, Allah yarattı demeden girişmek gerekirmiş.
سمعتُ عن عندما هوجمت من قِبل كلبٍ صغير شاذ وكان يفترض عليك تغطيه رأسه بقميصه ومعاركته على طريقة الهوكي

Duyduğuma göre vaaz vermek bir zamanlar size şimdiki gibi zevkli gelmemiş.
لقد سمعت بانك لم تكن مولعا بالقاء الخطب كما انت فالوقت الحالي.

Duyduğuma göre sabahın habercisi horoz Gün Tanrı'yı uyandırırmış yırtıcı, keskin sesiyle.
انا سمعت ان الديك للصباح بمثابة البوق بحنجرته ذات الصوت العالي المديد

Ama Duyduğuma göre dokuz yıl önce onu bulan Amerikalıların hepsi ölmüş.
نعم،ولكنى قد سمعت أن العلمء الذين وجدوة منذ تسع سنوات ماتوا جميعاً

Duyduğuma göre Hançer Ağız adamı yemeden önce bağırsaklarını deşiyormuş.
سمعت أنه حينما تأكلك تلك السمكة فإنها تلتهم أحشائك أولا

Duyduğuma göre bu son zamanlardaki inşa girişimlerinin bir parçasıymış.
إن هذا هو الجزء من جهود البنيان الأخيرة كما سمعت

Ve Duyduğuma göre, diz kapağından vurulmak çok acı verirmiş.
سمعت أن هذا الموضع مؤلم جدا إذا أصيب أحد فيه

Çocuklar, Duyduğuma göre bowling salonunda bu geceki lig maçını iptal etmişler.
مرحبا يا أولاد ، سمعت أنهم ألغوا ليلة المنتخب في صالة البولينغ

Bunu Duyduğuma sevindim. O zaman sana iş koşullarımızı söyleyeyim.
يسُرني سماع هذا إذن, سأخبرك شروط التوظيف لدينا

Bunu Duyduğuma sevindim.
أوه يا بن. إنه من الجيد سماع ذلك لأنه في بعض الأحيان أخشى

Bunu Duyduğuma sevindim çünkü ödül almam için birine hediye vermem gerekiyorsa o ödülü almaya değmez.
يسعدني سماع ذلك، لإني إذا فزت بالجائزة عن طريق الرشوة فهي لاتستحق

Sanırım sesini Duyduğuma göre polis merkezi işinin peşini bıraktın herhalde.
أعتقد بما أنني أسمع صوتك فقد تخليتَ عن فكرة قسم الشرطة

Duyduğuma göre, kızı bakımıyla ilgilenmek için onu Pekin'e götürmüş.
سمعتُ أن إبنتها أخذتها إلى مشفى في ''بكين'' للعناية بها.

Ve Duyduğuma göre o en güçlü köpeğinin ölmesine ramak kalmış.
ومما سمعته ان كلبك الاقوى كان بينه و بين الموت شعره

Bunu Duyduğuma sevindim. Beni habersiz bırakma ha?
. أنا سعيد لسماعي ذلك أطلعني على الأوضاع ، حسناً ؟

Bunu Duyduğuma sevindim. O ve ben iyi vakit geçirdik.
. سعيد بسماع ذلك العلاقة بيننا كانت على ما يرام

Bunu Duyduğuma üzüldüm. Şimdi buraya gel de beni al.
أنا آسف لسماع ذلك و الآن احضر إلى هنا لتصطحبنى.

Duyduğuma göre, diyaliz hiç hoş bir şey değilmiş.
، وما أسمعه . غسيل الكلى ، اممم ، ليس لعبة

Patron, Duyduğuma göre o aptal polis kaçmış
يا زعـيم ، سَمعتُ بأنّ الشرطي ،شان هرب ويبحث عنك

- Bunu Duyduğuma üzüldüm. - Ben üzülmedim. Piçin tekiydi.
أنا أسف لسماعك هذا لا تلقى بالا فقد كان مغفلا

Karına olanları Duyduğuma çok üzüldüm. Kulağa korkunç geliyor.
أنا آسفٌ لسماعِ ما حدث بزوجتك ، يبدوا أمراً فظيعاً.

Bunu Duyduğuma üzüldüm. Nesi olduğunu sorabilir miyim?
اسف لسماعى هذا هل يمكنى ان اسأل ماذا بها ؟

Hayatımla ne yapacağımı bilmiyordum, ama Duyduğuma göre eğer tutkunu takip edersen her şey yoluna girer.
لم أكون أعرف ماذا أفعل في حياتي، ولكن قيل لي إذا كنت تتبع شغفك، سوف ينجح الأمر.

Konuştuğunu Duyduğuma eminim.
حسنا،يمكنني أن أقسم أنّني سمعتك تتحدث هنا في الأسفل.