Alınma ama, bu duygularına göre hareket etmemek için güzel bir bahaneymiş. | Open Subtitles | لا أقصد الإساءة، ولكن ربما هذا عذر صغير حتى لا تبيني مشاعرك |
Ama belli bir noktadan sonra duygularına sahip olmak iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | ولكنها ليست فكرة جيدة ان تتحكمفى مشاعرك بعد حدّ معين |
eğer kılıçla çarpışırken duygularına kapılmazsan, çok daha çabuk bu konuda ilerlersin. | Open Subtitles | لو تناسيت عواطفك بينما أن تبارز فستتحسن بسرعة أكبر |
Âşıkken reddedildiğinizde, sadece romantik aşk duygularına garkolmazsınız, o bireye derin bir bağlılık hissedersiniz. | TED | عندما يتم رفضك في الحب، لن تغمر فقط بمشاعر الحب الرومانسية، ولكنك ستشعر بتعلق عميق بهذا الفرد. |
duygularına karşılık vermeyecek birine nasıl âşık olduğunu anlattı. | Open Subtitles | ولقد أوضحت لى وقوعها فى الحب منذ زمن بعيد بحيث لا يمكنه أن يرجع مشاعرها |
Gördüğüm kadarıyla, Patrice senin duygularına karşı bir duyarlılık göstermiyor. | Open Subtitles | كما أرى باتريس لم تكن على علم بمشاعرك |
İtirafında ise kişisel duygularına ve nedenlerine inerek kendi ifadelerini kullanıyor. | TED | في اعترافه، هو يملك حُجته خائضًا في مشاعره ودوافعه الشخصية |
Bir dahaki sefere hastanın duygularına dikkat et. | Open Subtitles | في المرة القادمة تذكر أن تعتني بمرضاك عاطفياً |
duygularına anlayış gösteriyorum çünkü pekala, duygularının canı cehenneme! | Open Subtitles | إنني أحاول إنقاذ مشاعرك .. ولهذا حسناً ، سحقاً لمشاعرك |
- Eğer seni seviyorsa ailesi ne derse desin duygularına göre hareket eder. | Open Subtitles | سيتصرف وفقاً لمشاعره بغض النظر عن رأي عائلته |
Bununla baş edemeyecek kadar kendi duygularına gömülüsün. | Open Subtitles | انك تلتف فقط حول مشاعرك الخاصة للتعامل مع هذا الحمل |
Biliyorsun, duygularına karşı duyarsızdım. Yani düğüne yardımcı olman için. | Open Subtitles | إذ لم أنتبه إلى مشاعرك حول الرغبة في المساعدة في الزفاف |
duygularına saygı duyuyorum fakat onlara sahip çıkmalısın. | Open Subtitles | اقدر مشاعرك بالكامل ولكن أريدك ان تتمالكينهم |
Leland,duygularına göre davranmamalısın. Sen bir yetişkinsin. | Open Subtitles | ليلند، يجب ان لاتتصرف حسب مشاعرك ، انت كبير |
Üzgünüm. Eğer duygularına kapılırsan, sonunda ikinizden biri ölecek. | Open Subtitles | لو جعلت عواطفك تتحكم بك الان واحد منكم سوف ينتهي به المطاف ميتا |
Ama sana söylediklerimi aynen yerine getirmedin duygularına yenik düştün ve aptallaştın. | Open Subtitles | أنت جيد، جيد جداً. لكن فعلت ما نهيتك عنه: أخذتك عواطفك وتصرفت بغباء. |
Ama sana söylediklerimi aynen yerine getirmedin duygularına yenik düştün ve aptallaştın. | Open Subtitles | لكن فعلت ما نهيتك عنه: أخذتك عواطفك وتصرفت بغباء. |
Başkalarının duygularına ilgi göstermek ve onları anlamak olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنك ربما و تظهر إهتمام بمشاعر الآخرين |
Böylece Kay karakterini, temel duygularına parçalanmış olarak canlandırıyoruz. | TED | وبالنسبة لـ"كاي" نفسها، صوّرنا كم هي مُمزَّقة بين مشاعرها الأساسية. |
Düzgün bir eğitimle hislerine ve duygularına ulaşabilirsin. | Open Subtitles | مع التدريب المناسب ستكون قادر على الولوج لمشاعرهم |
İnsan olarak, insanlara ve duygularına çok değer verirdim. | Open Subtitles | أقصد كإنسان؛ أهتتمتُ بعمق بالبشر و مشاعرهم. |
duygularına önem vermelisin. İlişkilerin dayanağı bunlardır. Haydi Kazanova. | Open Subtitles | بأن تكون حسّاس بمشاعرها إنها العلاقات المتبادلة |
Eğer duygularına hükmedemediğine kanaat getirirsem sana güvenemem. | Open Subtitles | إن كنت لا أستطيع أن أثق بتحكمك بعواطفك يا (دونام)، فإني لن أستطيع أن أثق بك أنت. |