"eleman" - Traduction Turc en Arabe

    • الرجل
        
    • الشاب
        
    • الموظف
        
    • موظفين
        
    • الرّجل
        
    • وظائف
        
    • الموظفين
        
    • موظفة
        
    • عاملة
        
    • الشابّ
        
    • العناصر
        
    • توظيف
        
    • صاحبكَ
        
    • الموظفة
        
    • توظف
        
    Eee, ben de armayı beğenmedim ama eleman da yanımda 15 dakika harcamıştı. Open Subtitles إذاً لم يعجبني الشعار إلى حد كبير، لكن الرجل قضى 15 دقيقة معي
    Ama sanırım yeni eleman, çok konuşmamıştı çünkü o zaman gergindi... Open Subtitles ولكن أظن أن الرجل الجديد كان صامتاً فقط لأنه كان متوتراً.
    keskinnişancı: Babamlar yine kavga ediyor. Abler denen eleman yine gelip konuşmak istemiş. Open Subtitles أهلي مستمرون في التشاجر، هذا الرجل البارع من المستشفى إتصل ويريدني أن أكلمه
    Irak, Afganistan, eleman çok cesur savaşlara başlamamızdan daha hızlı askere yazılıyor. Open Subtitles العراق، أفغانستان، الشاب شجاع للغاية أنه يسجل بالحروب أسرع مما يُمكننا بدئُها
    eleman lükse düşkün değil, kardeşiyle birlikte asansörsüz bir binada yaşıyor, otobüse biniyor... Open Subtitles الرجل لا يملك أيّة مقتنيات باهظة ، يعتني بأخيه ، و يستقل الباص
    O değil de, yüzüklü eleman hakkında endişelenmen lazım asıl. Open Subtitles بجانب، يجب أن تهتم أكثر بما يريده الرجل صاحب الخاتم
    Bu eleman neden bahsettiğimizi anladı değil mi, koca adam? Open Subtitles هذا الرجل يعرف عمّا نتحدّث، أليس كذلك أيّها الفتى الكبير؟
    - Diğer eleman da söylemişti. - Bundan haberi var yani. Open Subtitles أجل، هذا ما أخبرها الرجل الآخر إذن، هي تعلم بوجود المشكلة؟
    Yüz tanıma programını kullanan eleman asansördeki adama uygun bir tanım buldu. Open Subtitles رجل التعرف على الوجوه لدينا تعرف على الرجل الذي كان في المصعد
    Yüz tanıma programını kullanan eleman asansördeki adama uygun bir tanım buldu. Open Subtitles رجل التعرف على الوجوه لدينا تعرف على الرجل الذي كان في المصعد
    Söylemezsem içimde kalır. Diğer eleman o şeyi daha iyi kullanıyordu. Open Subtitles يجب أن أقول، الرجل الآخر كان أفضل في استخدام هذا الشيء.
    Aşağı kata indim ve masanın arkasında oturan büyük bir eleman gördüm. TED ونزلت إلى الطابق السفلي ورأيت ذلك الرجل الضخم يجلس خلف مكتب.
    Ve özellikle bir eleman bana bu baya iğrenç mesajları atmaya devam etti, ve Batman gibi giyinmişti. TED وواصل أحدهم كتابة هذه الرسائل البغيضة, وكان يرتدي زي الرجل الوطواط.
    Sağlam bir eleman bizi bekliyor olacak: Open Subtitles الرجل القوي كان سينتظرنا صديقه اسمه ساكورا
    Binbaşım, izninizle. Bu eleman polis olmak istiyor. Open Subtitles سيدي الرائد، هذا الرجل يطلب الانضمام إلى الشرطة
    Şu diğer eleman da, montunun altına bundan giymiş olmalı. Dokun şuna. Haydi. Open Subtitles حتماً كان الرجل الآخر لديه واحدة تحت معطفه، إلمسيها، هيّا
    - Diğer eleman nerede? - Evde uyuyor. Open Subtitles أين هو ذلك الشاب الآخر الـ إنه نائم في المنزل
    Colin Cavendish'in satın aldığı her şey eleman indirimiyle alınmış. Open Subtitles تبين أن كل ماأشتراه كولن كافنديش تم شراؤه بخصم الموظف
    Vole Tesser'ın eleman aradığını duydum. Open Subtitles لقد سمعت أن شركة فيلون تيسا يستقبلوا موظفين
    Yeni eleman mı dedi yoksa yeni gey mi dedi? Open Subtitles أقـال درّبوا ''الرّجل'' الجديد، أم ''الشّـأذ'' الجديد؟
    Orası kapandı, gazete de eleman aramıyor. Open Subtitles المعمل تم إغلاقه والجريدة ليست لديها أي وظائف
    Peki eleman eksikliğini tamamlayabilir miyiz? Open Subtitles وهل يمكننا إعادة الموظفين إلى مستواهم السابق؟
    Hayır ama yerini aldığı vakit, ...sendika seçimlerinde oy verecek kalifiye bir eleman olamayacak. Open Subtitles ولكن في اليوم الذي استلمت فيه الأسهم لم تعد موظفة ولا يمكنها التصويت في تشكيل النقابة
    İnsanlar işten çıkarılmış, yeterli eleman yokmuş. Open Subtitles وكانت هناك حالات فصل, وان القسم تحت ضغط نقص ايدي عاملة.
    Evet, ama duyduğuma göre o günden beri ırkçılaşmış. Ve bizim yanımızda da bu eleman var. Kim? Open Subtitles نعم، لكنّي سمعتُ أنّه أصبح عنصريّاً، و يوجد معنا هذا الشابّ.
    Bu yapıların üzerindeki en basit eleman bu boyutun 100 katı kadar. TED أبسط العناصر حول واحد من هذه الهياكل هو 100 مرة ضعف هذا الحجم.
    Demek istediğim ben henüz buraya evet demedim ve siz eleman almaya başladınız. Open Subtitles لم أوافق على هذا المكان بعد وأنت تطلب مني توظيف الناس
    Senin eleman Dexter Morgan ve kız arkadaşı sabahın 3'ünde teknedeydiler. Open Subtitles صاحبكَ (ديكستر مورغان) وصديقته على متن قاربه في الساعة الثالثة صباحاً
    En güler yüzlü eleman 20 dolar prim alır. Open Subtitles الموظفة الأكثر تبسماً تحصل على 20 دولار علاوة
    Denise, işyerinde eleman aradıklarını söylememiş miydin? Open Subtitles حسناً، دينيس، ألم تقل أنك توظف بعض الأشخاص في مكان عملك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus