enerjilerini arttırması için ve yemek molası vermemek için vitamin veriyorlar. | Open Subtitles | اذا يعطونهم الفيتامينات ليبقو على طاقتهم مرتفعة بالإضافة الى استراحة الغذاء |
Insanların nasıl düşündükleri, etrafındaki dünyayı nasıl gördükleri, zamanlarını ve enerjilerini nasıl kullandıkları ile ilgili. | TED | لكنها تمثل تفكير الناس، و كيف يرون العالم من حولهم، كيف يستخدمون وقتهم و طاقتهم. |
Böylece insanlar enerjilerini iş birliği pahasına, ölçülebilecek olana veriyorlar. | TED | وبالتالي يصرف الناس طاقتهم في ما يمكن قياسه، على حساب التعاون. |
Anlatıcı: Mekanik hayvanlar enerjilerini yiyeceklerden değil rüzgardan alacaklar. | TED | المعلق: الوحوش الآلية لن تحصل على طاقتها من الطعام، ولكن من الرياح |
Yani büyük girdaplar enerjilerini küçüklere aktarırlar, onlar da kendinden küçüklere. | TED | بلفظ آخر، الدوامات الكبيرة تنقل طاقتها لدوامات أصغر، والتي تفعل المثل على مقاييس أصغر. |
Bu kadar çok genç insanın eğitimden umudu kesmesinin nedeni ruhlarını beslemiyor olması. enerjilerini, tutkularını beslemiyor. | TED | والسبب وراء انسحاب الكثير من الناس من التعليم هو لأنه لا يقوم بتغذية أرواحهم، إنه لا يغذي طاقاتهم أو شغفهم. |
İnsanların hastalık için endişe etmek yerine enerjilerini böyle şeylere harcadıkları zaman ortaya çıkacak potansiyeli bir düşünsenize. | TED | فقط تخيلوا الإمكانات التي سيتم اكتسابها عندما يتسنى للناس التوقف عن القلق إزاء هذه الأشياء ووضع طاقتهم في أمور كهذه. |
Bir başkasının rüzgar boşluğunda yol alarak enerjilerini korurlar. | Open Subtitles | يوفرون طاقتهم بالسفر خلف التيار الذي يصنعه الآخرون |
Kendi enerjilerini kendi lezzetlerini. | Open Subtitles | طاقتهم و نكهتهم حَسناً أَتمنّى بأنّكي تَحْبُّ نكهتَي |
Hemşire... onlar sadece enerjilerini boşaltmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | يا أختاه إنهم فقط أطفال يحاولونَ إفراغ طاقتهم |
enerjilerini ağlamak gibi şeyler için saklasalar iyi olur. | Open Subtitles | يجب أن يوفروا طاقتهم لأشياء أخرى كالبكاء مثلاً |
Asmalar ve diğer sarmaşıklar bütün enerjilerini kalınlaşmaktansa, hızlı ve dikey bir büyümeye harcar. | Open Subtitles | الكرماتُ والمتسلقونُ الآخرونُ وضعوا كُلّ طاقتهم في النمو العموديِ السريعِ، بدلاً مِنْ النمو الافقي |
ve enerjilerini kendi büyük yıldızları(bizim için GÜNEŞ demek) kullanarak elde ederler. | Open Subtitles | ويحصلون على طاقتهم بإستهلاك ناتج نجمهم الأم |
Burada yaşayan sürüngenlerden bazıları enerjilerini doğrudan güneşten alma sorununu çözmede oldukça başarılı. | Open Subtitles | بعض الـزواحـف التى تعيش هنا برعت جداً فى حـل مشاكلة الحصول على طاقتهم مباشرةً من أشعة الشمـس |
Gençlerin enerjilerini dışa vurabilmeleri bizim olmazsa olmazlarımız arasında. | Open Subtitles | نظن أن ذلك مُفعم بالحيوية يجب على الشباب الإستفادة من طاقتهم الإبداعية |
Yeni Şafak, insan yapımı ve kalıcı bir anomali açacak. Diğer anomalilerin enerjilerini içine çekerek, hepsini eş zamanlı olarak kapatacak. | Open Subtitles | الفجر الجديد سيقوم بفتح هالة صناعية مستقرة وستقوم بغلق كل الهالات الأخرى آنيًا بينما تمتص طاقتهم.. |
Fakat bu mücadele, zaten kısıtlı olan enerjilerini daha da tüketiyor. | Open Subtitles | ولكن الصراع للقيام بذلك يستنفذ طاقتها المحدودة. |
O zamana dek, timsahlar enerjilerini muhafaza etmeli. | Open Subtitles | على التماسيح الحفاظ على طاقتها حتى ذلك الحين |
Yaşam biçimleri iki gruba ayrılır: Ototroflar, bitkiler gibi, kendi enerjilerini üretirler ve heterotroflar, hayvanlar gibi, enerji için diğer organizmaları yerler. | TED | تنقسم أشكال الحياة إلى قسمين: ذاتية التغذية كالنباتات؛ والتي تنتج طاقتها بنفسها، وغيري التغذية كالحيوانات؛ والتي تتغذى على غيرها من الكائنات العضوية من أجل الطاقة. |
Zamanın denenmiş ve güvenilir bilimine göre elektronlar enerjilerini kaybetmeli, hızları düşerek göz açıp kapayana kadar spiral bir hareketle çekirdeğe doğru gitmeli. | Open Subtitles | وفقاً للعلم المجرب و الموثوق به في ذلك الوقت فإن الإلكترونات يجب أن تفقد طاقتها و تبطُؤ سرعتها و تدور في مسار حلزوني حتى تسقط في النواة |
Sadece kurbanlarına yakın durup, enerjilerini depoluyorlar. | Open Subtitles | وببساطة تلتصق بضحيتها وتتفحص طاقتها |
Telepatik enerjilerini yoğunlaştırmaya yardımcı olan... yüzeyin altında gömülü makineleri var. | Open Subtitles | هم عندهم مكائن دفنت تحت السّطح الذي سمح لهم أن يأخذوا الذاكرات طاقاتهم التّخاطرية |