"epey zaman" - Traduction Turc en Arabe

    • بعض الوقت
        
    • الكثير من الوقت
        
    • وقتا طويلا
        
    • فترة طويلة منذ
        
    • الوقت منذ
        
    Sen ve ben epey zaman geçirdik, doğru değil mi? Open Subtitles هذا من أجل قضاء بعض الوقت نحن الإثنان , صحيح؟
    Bu konuyla niçin bu kadar ilgili olduğumu açıklamak epey zaman aldı, yaklaşık 6 yıl öncesine kadar. TED لذلك استغرق مني الأمر بعض الوقت لشرح لماذا كنت متحمسة جدا لهذه المسألة، إلى من حوالي ست سنوات.
    Eğer yanılıyorsam düzelt birisiyle beraber olmayalı epey zaman oldu, öyle değil mi? Open Subtitles صحّح لي اذا اخطأت لكنك لم تفعل هذا من بعض الوقت , اليس كذالك ؟
    Durmuş oturmuş bir yaşam için epey zaman var, yok mu? Open Subtitles أمامكِ الكثير من الوقت لكى تستقري,أليس كذلك؟
    Telafi edeceğimiz epey zaman var. Open Subtitles حسناً . تعرفين لدي الكثير من الوقت لأعوضك
    Bu talihsiz kişinin parmak izlerini almak epey zaman alır. Open Subtitles سنستغرق وقتا طويلا جدا لأخذ البصمات من هذا الرجل المسكين.
    Hem, epey zaman geçti. Bir... Open Subtitles لقد مرت فترة طويلة منذ إتخذت لنفسي
    Zaten hatırladığım kadarıyla, çıktığımda allak bullak olmuştum ve kendime gelmem epey zaman almıştı. Open Subtitles على كل حال, فقط أتذكر بأني في نهاية العرض كنت مصدوم بالقصة ولهذا إحتجت بعض الوقت حتى أهدأ
    Makinayı baştan yapmak epey zaman alacak. Open Subtitles حسنا، انها ستعمل يستغرق بعض الوقت لإعادة بناء الجهاز،
    Bu tür bir karşılaşmaya son katılışınızdan bu yana epey zaman geçti. Open Subtitles لقد مر بعض الوقت منذ أن إشتركت في رياضة مثل هذه
    Doğrusu alışmam epey zaman almıştı, çünkü kocaman. Open Subtitles في الواقع، استغرق الأمر مني بعض الوقت لتعتاد على ذلك، ولكن أنها كبيرة.
    Onu pek fazla görmezdim ama belli ki burada epey zaman geçirmiş. Open Subtitles لم أره كثيراً, لكن... من الواضح انه أمضى بعض الوقت هنا.
    İkiniz için de heyecanlandım. Yani, epey zaman olmuştu. Open Subtitles إنني متحمّسة لكم جميعاً أعني، لقد مرّ عليكما الكثير من الوقت
    Neyse ki sen sadece perşembe geceleri çalışıyordun. Küçük planın için epey zaman ve uğraşmak gerekiyordu. Open Subtitles لأنك خطتك الصغيرة احتاجت الكثير من الوقت و الجهد الإضافيين, صحيح؟
    Çünkü kız burada epey zaman harcamış olmalı. Open Subtitles لا بد أن الفتاة أمضت الكثير من الوقت هنا
    Bunun anlamı kimya öğrenmek için epey zaman harcadık. Open Subtitles مما يعنى بأنّنا قضينا الكثير من الوقت افي دراسة الكيمياء
    Bu çocuklarla epey zaman geçiriyorsun, değil mi? Open Subtitles هل تقومين بتمضية الكثير من الوقت مع هؤلاء الأطفال ؟
    Bir keresinde geveze bir Avustralyalıyı Heathrow Havaalanı'na götürmek için epey zaman harcamıştım. Open Subtitles في مرة قضيت وقتا طويلا احاول ان اوصل جوبي استرالي الى مطار هيثرو
    Odana dönmen epey zaman aldı. Open Subtitles وهذا غريب وانتي اخذتي وقتا طويلا لتعودي لغرفتك.
    Çocukluğumdan bu yana epey zaman geçti. Open Subtitles أنه كان وقتا طويلا منذ أن كنت طفلا
    Başkalarını görmeyeli epey zaman oldu. Merhaba. Open Subtitles لقد مرت فترة طويلة منذ رأى أناسا آخرون

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus