Eteğini yemeğe davet edip biraz şişmanlatmak... hayırlı bir iş olurdu diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون شيئا طيبا أن أصطحب تنورتك للعشاء وأحاول أن أزيد وزنها قليلا |
Kırmalı Eteğini giy bence. | Open Subtitles | لذا ربما توجب عليك فقط أرتداء تنورتك المكشكشة |
Filmde herkesin Eteğini kaldırmasına izin verip aktris uolarak ciddiye alınmamaktan yakınan kadına benziyorsun. | Open Subtitles | مثل هذه النجمة اللتي سمحت للجميع بالنظر داخل تنورتها وبعدها اشتكت ان لا احد ياخذها على محمل الجد |
Ve maskeli baloda Eteğini kaldıran ama yüzünü görmediği genç bir aygır. | Open Subtitles | و ثمة شخص شاب الذي لم تراه قط عندما رفع تنورتها أثناء حفلة التنكر. |
Ama sadece Eteğini kaldırıp yoldan aşağı nehre doğru koştuğunu gördüm. | Open Subtitles | ركضت خلفها. تمكنت من رؤيتها وهي ترفع تنورة فستان زفافها، |
Numaranı yaz, böylece seni ararım, gelip Eteğini alırım. | Open Subtitles | إكتبي لي رقمكِ و بعدها سأتصل بكِ لآخذ تنورتكِ |
25,00 doları verdim, ayakkabısının içine soktu ve Eteğini kaldırdı. | Open Subtitles | عندها اخرجت الـ 25 دولارا فالتقطتها واضعة اياها في حذائها ثم رفعت التنورة |
Rüzgar Eteğini kaldırdığında donunu gördüm. Bunu sadece ikimiz biliyoruz. | Open Subtitles | حينما ارتفعت تنورتك وقعت عيني على لباسكِ الداخلي |
Aletime bakıyorsun. Şimdi daha büyük. Eteğini kaldırıyorum. | Open Subtitles | انتي تنظرين الى قضيبي , انه يكبرالآن انا ارفع تنورتك |
...acele et ve Eteğini topla çünkü devam etmemiz gerek. | Open Subtitles | حسنا، ارفع معنوياتك، و اضبط تنورتك لأننا سنواصل المسير |
Eteğini düzeltip hiçbir şey olmamış gibi yürüyüp giderdin. | Open Subtitles | كنت تضبطين تنورتك وترحلين مبتعدة وكأن شيئاً لم يحدث |
Eteğini yukarı kaldır ve kilodunu indir. | Open Subtitles | جيد أنزلي سراويلك وأرفعي تنورتك |
Tamam. Eteğini kaldırmak için ona bu çeyrekliği ver. | Open Subtitles | حسنا,اعطها هذه العملة و اخبرها ان ترفع تنورتها |
Eteğini çıkarttı. Ah, Ben-- ben bunu dinleyemem. | Open Subtitles | انها تنزع تنورتها اوه، لا استطيع سماع ذلك |
Eteğini çıkarttı. Ah, Ben-- ben bunu dinleyemem. | Open Subtitles | انها تنزع تنورتها اوه، لا استطيع سماع ذلك |
Mesela annem işe giderken lacivert Eteğini değil de pantolonunu giyerse serviste kimseyle konuşmazdım. | Open Subtitles | لو لبست أمي تنورتها الكُحليةللعمل.. بدلاًمنبنطالهاالكحلي.. عندها لن أتكلم لأحد في الباص |
Genellikle pazartesileri kımızı Eteğini giymiyor musun? | Open Subtitles | لا يمكنك عادة ارتداء تنورة حمراء بك يوم الاثنين؟ |
Ve sonra üniformamın Eteğini yukarı çektim. | Open Subtitles | الأولاد وهذا هو. ومن ثم كنت يرتفع بلدي تنورة موحدة. |
Hangi dünyaymış o Eteğini kimin için indireceğini düşünecek vaktimin olduğu? | Open Subtitles | في أي عالم أعتقدتِ أنني أملك وقتًا للتكفير لمن أنزلتِ تنورتكِ لأجله؟ |
Eteğini düzeltip hiçbir şey olmamış gibi yürüyüp giderdin. | Open Subtitles | إعتدتِ إرتداء تنورتكِ وتبتعدين كما لو أن شيئاً لم يحدث |
Kalan üç günde de bu edep Eteğini diktim. | Open Subtitles | وثلاثة أيام بصناعة هذه التنورة الجذابة |
Elbisenin Eteğini ıslatma. | Open Subtitles | لا تبللي فستان الزفاف من الأسفل |