Bir Hunter ajanı bölgenin uydu yayını etkisiz hale getirdi. | Open Subtitles | وقال وكيل هنتر نائمة تعطيل استجابة الأقمار الصناعية لتلك المنطقة. |
Ama daha ilk problem belirtisinde , onu etkisiz hale getiririm. | Open Subtitles | أصغ ِ، عند الإشارة الأولى لوجود خلل، سأقوم بتعطيل الجهاز. |
Bu belediye binasının arka girişi. Alarm var ama buradan etkisiz hale getirebiliriz. | Open Subtitles | إنّه المدخل الخلفي لدار البلديّة إنّه مرعوب، ولكن نستطيع نزع سلاحه من هنا |
Bomba ekibi etkisiz hale getirdi. | Open Subtitles | لا تقلق,تم تعطيلها من قِبل فرقة المتفجرات |
Büyücü etkisiz hale gelmeli ve Galyalıların iksiri kullanmayacağının garantisini vermeli. | Open Subtitles | لا بد من تحييد والكاهن، و بحيث الاغريق ليس لديهم السحر. |
Tiksinme, tiksinmeyi nasıl etkisiz hale getirebiliriz? | TED | الإشمئزاز. كيف لنا القضاء على الإشمئزاز؟ |
Yıldırım kuşağını etkisiz hale getirmenin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك طريقة لتعطيل الحقلِ المضىء |
Ağları etkisiz hale getirmeden kasalardan birine dokunursan 50.000 voltla çarpılırsın. | Open Subtitles | إن لمسنا أحد الصَناديق بدون إبطال الشبكات، فسوف نُـصعق بـ50،000 فولت. |
Havaya uçmadan onu etkisiz hale getirmeyi teklif etsem, bu nasıl olur? | Open Subtitles | سأعرض عليك إبطالها قبل أن تنفجر علينا جميعاً، هل هذا يعجبك؟ |
isletim sistemine girebilirsem, bellek çekirdegini etkisiz hale getirebilirim. | Open Subtitles | لو استطعت الدخول لنظام تشغيلها ربما يمكنني تعطيل ذاكرتها الأساسية |
Beni etkisiz hale getirmek tek çözüm. | Open Subtitles | تعطيل عملي هو الحلّ الوحيد القابل للتطبيق. |
S.A.C. Darius Michaud, o bombayı etkisiz hale getirmeyi hiç denemedi. | Open Subtitles | الوكيل " داريوس ماشاد " لم يجرب مطلقا تعطيل تلك القنبلة |
E.M. engelini neden etkisiz hale getiriyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تقوم بتعطيل المانع الكهرومغناطيسي؟ |
Meteor taşlarının, gemini nasıl etkisiz hale getirdiğini görünce içindeki yolcuya da aynısını yapabileceğini fark ettim. | Open Subtitles | عندما رأيت كيف قامت صخرة النيزك بتعطيل سفينتك إعتقدت أنه قد تفعل نفس الشيء للمسافر |
Kablo kesiciyle, karmaşık bir alarm sistemini etkisiz hale getiremezsin. | Open Subtitles | أنت لا تقوم بتعطيل نظم الإنذار المتطورة بإستخدام زوج من قواطع للاسلاك |
Ve, Eğer çok zahmet olmayacaksa elin değmişken terliklerindeki psikotropik bakterik zehirli okları da etkisiz hale getir. | Open Subtitles | إن لم تمانع نزع أسهم الجراثيم الدماغية من خفيك |
Şöyle özetleyeyim; teoride bu bomba etkisiz hale getirilemez. | Open Subtitles | مجمل الموضوع النظرية هي أن هذه القنبلة لا يُمكن تعطيلها |
Düşmanın havaalanları ve sahil bataryaları etkisiz hale getirilmeden istila kuvvetlerim Midway'de nasıl karaya çıkabilir? | Open Subtitles | كيف من المتوقع ان انزل بقوات غزوى الى ميدواى, مالم يتم تحييد مطارات العدو الجويه و بطارياته الساحليه ؟ |
- Diğer yandan beslenme ihtiyaçlarını etkisiz hale getirmekte başarılı olursak bütün nüfuslarını tedaviyi isteyerek olmaları konusunda ikna edebiliriz. | Open Subtitles | إذا نجحنا في القضاء على حاجتهم للتَغْذية قد نتمكن من إقناعهم لأَخْذ العلاج عن طيب خاطر |
Ben arzumun dışında tutulurken istilacılar Dünya'nın savunmalarını etkisiz hale getirmek için en iyi ajanlarını gönderdiler. | Open Subtitles | بينما كنت محتجزا ضد إرادتي، ارسلت الغزاة وكلاء مسبقا لتعطيل الدفاعات الأرضية. |
Koruma köpükçüğü geldiğinde, tehdidi etkisiz hale getirmek için çalışacaklar. | Open Subtitles | بمجرد ان يتم وضع احتواء النفط في المكان، انهم سيعملون على إبطال التهديد. |
Amcamın bütün mühimmatları tek tek etkisiz hale getirildi. | Open Subtitles | كل أسلحة عمّي تم إبطالها واحدة تلو الأخرى |
Sondayı kullanarak iletişim kurmayı denedik, fakat etkisiz hale getirmişler. | Open Subtitles | كنا نحاول تقوية ذاكرته باستخدام (إم إيه ال بي) المتناوب ولكن يبدو انه تم تعطيله |
Bu küçük bebek manyetik sensörleri etkisiz hale getirecek. | Open Subtitles | هذا الشيء الصغير سوف يعطل الحساسات المغناطيسية |
Sadece içeri girmeliyiz ve yaptıklarını etkisiz hale getirmeliyiz. | Open Subtitles | أتعرف ؟ علينا المضي قدماً و نقضي على هذه الخلية في الحال |
Ama öncelikle, sigaranın dumanını etkisiz hale getirmek için önlemler almalıyım. | Open Subtitles | سأذهب ولكن أولًا.. احتياطات.. لتحييد أي دخان ملوث |
Trafoyu patlatıp, yedek jeneratörleri etkisiz hale getirmek zorundaydılar ki havalandırma boşluğundan tırmanabilsinler. | Open Subtitles | كان عليهم تفجير المُحوّل، ممّا عطّل المُولّدات الاحتياطيّة، ثمّ تسلّقوا هذا العمود الهوائي. |
Ama o hedef parmak stilini kullanmanın, ...veya sert el hareketleri ile rakibinizi etkisiz hale getirebileceğinize inanıyor. | Open Subtitles | و لكنّه يرى بأن من خلال تطبيق أسلوب الإصبع المستهدف... أو تطبيق حركات اليد أو الاندفاع... ، سوف يستطيع حينها التغلّب على الخصم. |