"ettiğim" - Traduction Turc en Arabe

    • الذي
        
    • التي كنت
        
    • التي طلبت
        
    • بالفضول
        
    • ازعاجك
        
    • إزعاجك
        
    • لإزعاجكِ
        
    • أمقته
        
    • توقّعتُ
        
    • خيانتي
        
    • حدثتك
        
    Sana şikayet ettiğim şu göğüs ağrımı biliyorsun, değil mi? Open Subtitles اتعرف هذا الالم البسيط فى صدري الذي كنت اشتكي منه؟
    Bir arkadaşa yardım ettiğim için aldığım teşekkür bu mu? Open Subtitles هل هذا هو الشكر الذي أتلقاه على محاولة مساعدة صديق؟
    Son iki yıldır tutkuyla takip ettiğim olduğum mesele bu. TED هذه هي الإشكالية التي كنت أدرسها بشغف في العامين الماضيين.
    Lisa, evlenme teklif ettiğim ama gidip bir başkasıyla evlenen kız. Open Subtitles ليسا، هي المرأة التي طلبت منها الزواج لكنها تزوجت رجل أخر بدلاً من ذلك.
    Dürüst olmuyorsun. En az benim seni merak ettiğim kadar sen de beni merak ediyorsun. Open Subtitles أنت لست صادق، أنت تشعر بالفضول حيالي كما أشعر بالفضول حيالك
    Sizi bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim. Eşinizi görebilir miyim? Open Subtitles مرحبا، آسف على ازعاجك في هذا الوقت المتأخر هل يمكنني رؤية زوجتك؟
    Rahatsız ettiğim için üzgünüm, efendim. Bu insanları tanıyor musunuz? Open Subtitles أعتذر عن إزعاجك يا سيدي، لكن هل تعرف هؤلاء الناس؟
    Millet, içinizdeki çocuk derken kast ettiğim şey bu genç adamdır. Open Subtitles ايها الناس ، هذا الشاب يملك الصوت الداخلي الذي اتحدث عنه
    Hiçbir şey bilmiyorsunuz. Eğer bildiğinizi sanıyorsanız, tahmin ettiğim kadar akıllı değilsiniz demektir. Open Subtitles لا تعلمين شيئاً، لو كنت تظنين غير ذلك، فأنت لست بالذكاء الذي ظننته
    Tam tahmin ettiğim gibi ve tam olarak oğlumun bu düşünceyle büyümesini istemem. Open Subtitles بالتحديد. وهذا هو الموقف الذي لا أريد أن ينضج ابني وهو في ذهنه
    Kyle, en çok takdir ettiğim yönün insanlara olan inancın. Open Subtitles كايل , الشئ الذي يثير اعجابي بك هو ايمانك بالناس
    Aynen tarif ettiğim gibi. İyi yemek müzik gibi olmalıdır. Open Subtitles الطعام الجيد, كالموسيقى التي يمكنك تذوقها كاللون الذي يمكنك شمه
    Ömür boyu nefret ettiğim babam ölmeden önce bana bir iyilik yaptı. Open Subtitles أبي، الذي كرهته طوال حياتي عمل شيء واحد جيد قبل أن يموت
    Ve ben, çalıştım ve sorunlar ile uğraştım, ta ki resmin içinde mücadele ettiğim ufacık minik savaşlar kendiliğinden çözülmeye başlayana dek. TED وعملت وعملت على حل المشاكل حتى المعارك الاولى التي كنت اقاتلها داخل الصورة بدأت في الحل من تلقاء نفسها
    Olamaz. Bu dün gece konuşmasını not ettiğim kız. Open Subtitles لا ، لا ، لا ، هذه هي الفتاة التي كنت أسجل عنها بالأمس
    Eşime evlenme teklif ettiğim yerdeydim... Open Subtitles كانت الرقعة التي طلبت فيها زوّجتي الزوّاج منّي...
    Bu, son birkaç yıldır merak ettiğim bir şeydi: TED لذا، كان هذا شيئاً أشعرني بالفضول
    Böyle erken saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm Bay Newland ama sizi görmem gerekiyordu. Open Subtitles اسفة على ازعاجك مبكرا هكذا يا سيد نيولاند ولكن, كان يجب ان اراك.
    Sarah, sevgilim rahatsız ettiğim için üzgünüm, tatlım ama Donna Hayward burada. Open Subtitles "ساره" يا عزيزتي، آسف على إزعاجك يا حبيبتي ولكن "دونا هايوارد" هنا
    Sabahın bu saatinde rahatsız ettiğim için özür dilerim. Open Subtitles آسف لإزعاجكِ في هذه الساعة المبكرة . من الصباح
    Hastaları tedavi etmekten daha fazla nefret ettiğim tek şey, bu işi boş mideyle yapmak. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أمقته اكثر من معالجة المرضى
    Tahmin ettiğim gibi takasla pek ilgilenmedi. Open Subtitles لم يكُن راغبًا بالمقُايضة كما توقّعتُ.
    Beni aldatabilirsin ve en nefret ettiğim adamla yurt dışına gidebilirsin. Open Subtitles تستطيعين خيانتي والسفر للخارج برفقة اكثر رجلا اكرهه
    Neyse, tanıştığım kız, sözünü ettiğim kız... çok şeker, neşeli. Open Subtitles على أية حال .الفتاة التي قابلتها التي حدثتك عنها .

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus