"ettik" - Traduction Turc en Arabe

    • فعلنا
        
    • قمنا
        
    • لقد كنا
        
    • دمرنا
        
    • وقمنا
        
    • جعلنا
        
    • بأنّنا
        
    • خضنا
        
    • قُمنا
        
    • لاحظنا
        
    • تأكدنا
        
    • بنينا
        
    • أجرينا
        
    • بحثنا
        
    • لقد أعدنا
        
    Ve bunu başardık ta. Çok daha iyi örnekler elde ettik. TED وهكذا فعلنا .. وحصلنا فعلا على عينات افضل
    Bazı yıllarda Teksas'ta yaklaşık 40 kişiyi infaz ettik ve bu sayı geçtiğimiz 15 yıl içerisinde önemli bir düşüş göstermedi. TED في بعض السنين في تكساس، قمنا بإعدام مايزيد عن 40 شخص، وهذا العدد لم يتناقص بصورة واضحة خلال ال15 عام المنصرمة
    Son birkaç haftadır sen olmadan da gayet iyi idare ettik. Open Subtitles لقد كنا نسير بشكل جيد بدونك في هذه الأسابيع القليلة الماضية.
    Tüm dünyaya kahkaha ve neşe getiren o yeri yok ettik. Open Subtitles لقد دمرنا هذا المكان الذي يجلب المتعة والضحك على العالم باسره.
    Ürünler tasarladık ve kimyasalları milyonda bir parçacığına kadar analiz ettik. TED لذا قد صممنا منتجات وقمنا بتحليل المواد الكيميائية وصولاً إلى أجزاء من المليون.
    Yani bir adamı Grand Prix' i kazanmasından daha mutlu ettik. Open Subtitles حسناً لقد جعلنا ضيفنا سعيداً اكثر من سعادته بجائزة السباقات العالمية
    Onu da merdiven boşluğunun üstündeki dam penceresine yuvarlandığımızda fark ettik. Open Subtitles هو ما كَانَ حتى بعد ذلك بأنّنا أدركنَا نحن نَطْوى في نافذةِ السقفية فوق عمودِ السلم الرئيسيِ.
    Şehrin en büyüklerine karşı mücadele ettik. Ama ne oldu? Open Subtitles لقد خضنا أكبر محاولة في هذه المدينة ولكن ،، تعرفون
    210 numaralı yoldan güneye doğru giden hedefi takip ettik. Open Subtitles قُمنا بتعقب الهدف وهو مُتجه جنوباً على الطريق رقم 210
    Burada gördüğünüz gibi, bunu yengeçlere yapay diken takarak yaptık ve daha sonra onları test ettik. TED وقد فعلنا ذلك بوضعنا لهذه الأشواك الإصطناعية في السرطانات كما ترون هنا، ثم بعد ذلك اختبرناهم.
    Bunu da dolaylı olarak, bu öğrencilerin sağlık merkezine gidip gitmediklerine bakarak elde ettik. TED و فعلنا هذا بسلبية بمراقبة ما إذا ذهبوا أو لم يذهبوا إلى الخدمات الصحية بالجامعة
    Sizin Avrupa yakasında bir otelde konaklamanızı tercih ettik. Open Subtitles آمل أننا فعلنا الشئ المناسب فى حجز مكان لك فى فندق على الجانب الأوروبى ذلك أفضل من الجانب الأسيوى
    Geçen yıl tek başımıza İsrail'de 207.000 insana müdahale ettik. TED في العام الماضي وحده قمنا بمتابعة 207,000 حالة في إسرائيل
    Onları Fransız yetkililere teslim ettik ve çok memnun oldular. Open Subtitles قمنا بتسليمه إلى السلطات الفرنسية، والتي كانت مسرورة كثيرا بإستعادته.
    Buna değer miydi? Ameliyat dikişlerinden birisi atmış ama zamanında müdahale ettik. Open Subtitles أكان الأمر يستحق؟ فكّت إحدى قطب الربط لكن قمنا بربطه بالوقت المناسب
    Bunu okullarda piyasaya sürmeden önce, son beş ay boyunca yalnızca Avustralya'daki özel kullanıcılar üzerinde test ettik. TED لقد كنا نختبر ذلك خلال الخمسة شهور الماضية، وذلك على مستخدمينا في أستراليا فقط قبل أن نفكر في طرح الأمر على المدارس.
    Yine de biz, onları Goa'uld'dan koruyan mekanizmayı yok ettik. Open Subtitles و لكن , على أى حال . نحن دمرنا جهازهم المضاد للجواؤلد
    Penisilini 60 santigrad derecede, yani... ...140 Fahrenhayt derecede... ...tesirinde bir kayıp olmadan iki ay boyunca muhafaza ettik. TED وقمنا بحفظ البنسلين في 60 درجة مئوية، أي 140 درجة فهرنهايت، لمدة شهرين دون فقدان فعالية البنسلين.
    İnsanların uzun zamandır hayalini kurduğunu yaptık, hastalıklara ve zamana karşı mücadele ettik. Open Subtitles لقد جعلنا الحلم ممكننا الذي كانت الأنسانية تتمناه في كفاحها ضد المرض والزمن
    Biliyorum ki, biz çok kavga ettik ama birşeyleri de doğru yapmış olmalıyız... Open Subtitles أعرف بأنّنا تقاتلنا كثيراً لكنّنا لا بدّ وأننا فعلنا شيء صحيح
    Feci bir kavga ettik ve bir kaç kötü söz söyledim. Open Subtitles و قد خضنا هذا الشجار الفظيع و تلفظت ببعض الأشياء السيئة
    Bu nano parçacıkları oldukça saldırgan üç katlı negatif göğüs kanseri formunu kullanarak hayvanlarda test ettik. TED قُمنا بإختبار هذه الجسيمات النانوية على الحيوانات بإستخدام نوع شديد العدوانية من سرطان الثدي الثلاثي السلبي.
    Dikkatlice bakarak her yerde yüzlerce yamuk bloğun yığılı olduğunu fark ettik. TED وبالتعمق بالنظر، لاحظنا مئات من الكتل غير المنتظمة متراكمة في كل مكان.
    Pasaportundaki sosyal sigorta numarasını kontrol ettik ve bil bakalım ne bulduk. Open Subtitles تأكدنا من رقم الضمان الإجتماعى على جواز سفره.. وحزر مـاذا؟
    Amerika doğuya doğru taşındığında daha fazla tren vagonu eklemedik, yeni demir yolları inşa ettik. TED عندما توجه الامريكيين للغرب لم نزف المزيد من العربات المقطورة, لقد بنينا سككا حديدية
    İlişkimiz sponsorluktan arkadaşlığa dönüştüğünde sosyalleşmek için nadiren sarf ettik. Open Subtitles عندما أجرينا تبادلاً من التوجيه للصداقة بذلنا جهداً دورياً للإختلاط
    Ayrıca ilk başta asıl hedef grubumuz olan dirseğin üzerinden kolları kesik kaybetmiş olan insanlarla çalışmamıza devam ettik. TED لذا اتجهنا أيضاً إلى الأشخاص الذين كانوا في الأصل محور بحثنا الأشخاص الذين يعانون من بتر في أعلى المرفق.
    Hep birlikte, suçu azalttık Staz Ağı'nı tekrar inşa ettik. Open Subtitles معاً ، قللنا نسبة الجرائم لقد أعدنا بناء صافي الركود

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus