"facebook'" - Traduction Turc en Arabe

    • الفيسبوك
        
    • الفيس بوك
        
    • فيس بوك
        
    • للفيسبوك
        
    • للفيس بوك
        
    • على فيسبوك
        
    • في صفحتها
        
    • على الفايسبوك
        
    • والفيسبوك
        
    • في فيسبوك
        
    • لدى فيسبوك
        
    • بالفيس بوك
        
    • الفيس بووك
        
    Bazen Facebook kullanıcıların müşteri değil ürünün kendisi olduğunu söylüyor. TED ويقال أحيانا عن الفيسبوك بأن المستخدمين ليسوا زبائنًا، لكنهم المنتج.
    Facebook, 1,23 milyardan fazla insanın fotoğraftlarını, mesajlarını ve hikayelerini yayınlıyor. TED ويرسل الفيسبوك الصور، والرسائل، والقصص من أكثر من 1,23 مليار شخص.
    Facebook, Google veya YouTube reklamlarına sınırsız para harcayabilirsiniz ve kimsenin haberi olmaz çünkü tam bir kara kutu. TED ويمكنك إنفاق أي مبلغ من المال على إعلانات الفيسبوك أو جوجل أو اليوتيوب. ولا أحد سيعرف، لأنها صناديق سوداء.
    WhatsApp'ta viral yanlış bilgiler, Instagram'da siber zorbalık, Facebook'ta ise Rus hackerlar var. TED لدينا التضليل الفيروسي على الواتساب، التنمر على الإنستغرام والقراصنة الروس على الفيس بوك.
    Facebook'ta "Tyler Martin'i Öldürmek İstiyorum" diye bir grup bile var. Open Subtitles وموسيقاة عادية جداً أقصد ، أن الفيس بوك يحتوى على غرفة
    Karşınızda, eski Facebook üretim müdürü ve yazarı, Antonio García Martínez. TED هنا يحدثنا الؤلف ومدير الإنتاج في فيس بوك أنطونيو جارسيا مارتينيز
    Sadece Facebook şifresini değiştirdi diye onun başının belada olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles وأنت تعتقد أنّه واقع بورطة بسبب تغييره لكلمة السر لحساب الفيسبوك خاصّته؟
    Irak'ta ve Suriye'de medyayı kullanmayı iyi bilen militanlar Facebook ve Twitter üzerinden askere alma videoları ve fotoğraflar yayınlıyorlar. Open Subtitles نشطاء وسائل الإعلام الدهائية في سوريا و العراق يقومون بنشر صور توضيحية و أشرطة فيديو تجنيدية على الفيسبوك و تويتر
    Facebook sayfamda Meydan'a gelenlerin hikayelerini yazmaya başladım. Sizi de yazmak isterim. Open Subtitles بدأت بكتابة القصص على صفحتي في الفيسبوك عن الناس الذين جائوا للميدان
    Onun Facebook sayfasına göre geçtiğimiz yaza kadar bir çiftmişsiniz. Open Subtitles كما تقول صفحة الفيسبوك أنتما رفقاء حتى الصيف الماضي ؟
    Bana demediğin laf kalmamıştı. Şimdi sen Facebook'tan takip mi ediyorsun? Open Subtitles إذًا الفيسبوك الخاص بك يطاردها بعدما علمت كلوديسدايل عن الأمر ؟
    Şimdi, yöneticiler ve patronlar genelde iş yerindeki gerçek rahatsız edicilerin Facebook, Twitter, Youtube ve diğer web sitelerinin olduğunu düşünürler. Ve aslında, biraz daha ileri gidip bunları iş yerinde yasaklarlar. TED الآن , المديرين وأصحاب العمل كثيرا ما تعتقد أن الاضطرابات الحقيقية في العمل بسبب أشياء مثل الفيسبوك وتويتر ويوتيوب وغيرها من المواقع. في واقع الأمر , ان الأمر سينتهي بحظرها في العمل.
    Neyse ki bu olay YouTube ve Facebook'tan önce olmuş. Open Subtitles لا. لحسن الحظ، هذا كان قبل الفيس بوك و اليوتيوب.
    Tabii sen Facebook'ta yazmadıysan. Tıpkı sana verdiğim son sır gibi. Open Subtitles مالم تقومي بوضعه على الفيس بوك مثل آخر سر أخبرتك به
    - Benim bile Facebook sayfam var. - Üç arkadaşınla. Open Subtitles حتى أنا لدي صفحة الفيس بوك مع ثلاثة من الأصدقاء
    Facebook sayfasına baktım ve bekar olduğu ve iyi bir işi olduğu yazıyordu. Open Subtitles لقد تفحصت صفحة الفيس بوك خاصته ومكتوب بها انه اعزب ولديه عمل جيد
    Birkaç Facebook, ve Twitter mesajı yolladım, ve insanlara 2011'de yapacağım TEDTalk'ımın (TED Konuşması) isim haklarını satın alma fırsatını verdim. TED بعثت بعض الرسائل من الفيس بوك ورسائل من تويتر وأعطيت الناس الفرصة لشراء حقوق الإسم لمحادثتي في تيد ٢٠١١
    Blogumun, emailimin Twitter ve Facebook'umun bana günlük konuşmanın yerine geçecek bir şey verdiğini hissediyorum. TED انا اشعر وكان مدونتي بريدي الالكتروني .. حساب تويتر .. حساب الفيس بوك قد قدم لي تعويضا للمحادثات اليومية
    'Beni Facebook'a ekle. Sonra belki bir şeyler içmeye gideriz.' dedi. Open Subtitles قالت أضفني في الـ فيس بوك ثم يمكننا الخروج والشرب لاحقاً
    Ders esnasında, sunum sırasında hatta her çeşit toplantıda mesajlaşıyor, alışveriş yapıyor ya da Facebook'a giriyorlar. TED يراسلون ويتسوقون ويدخلون للفيسبوك خلال الحصص الدراسية وخلال العروض، وفي الحقيقة خلال كل الاجتماعات.
    Facebook'un finans müdürü Facebook'ta ilişki durumunu değiştirmeyi bilmiyor mu? Open Subtitles أنت تطلب مني التصديق أن المسؤول المالي للفيس بوك لا يعرف كيف يغير حالته الإجتماعية في الفيس بوك؟
    politik ayrılığa rağmen Facebook'ta ve hatta gerçek hayatta arkadaş oldu. TED أصبح الكثير منهم أصدقاء على فيسبوك وفي الحياة الواقعية كذلك، برغم الحدود السياسية.
    Facebook sayfasında resimleri vardı. Open Subtitles حسناً, انها تمتلك صور لها مع كلبتها في صفحتها على الفيس بوك
    Bu değerlendirmenizde makul olmaya çalışın, zira Facebook arkadaşlarınızdan bahsetmiyorum. TED كن عقلانيا في تقييمك، لا أتحدث عن أصدقائك على الفايسبوك.
    Twitter'ın ve Facebook'un, Arap Baharı'nı nasıl etkilediğini gördük. TED إننا نرى الربيع العربي وكيف كان تأثير التويتر والفيسبوك حاضرًا.
    Eğer Facebook'ta çalışıyorsanız bundan kaçınmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz? TED هل تعرف ما صعوبة تجنب هذا حين تكونون تعملون في فيسبوك فعلًا؟
    Facebook'ta çalışan matematik dahisinin birkaç yıl önce yakındığı şeyi düşünün: "Neslimin en iyi kafaları insanları nasıl reklamlara tıklatabiliriz diye düşünüyor." TED أو لنفكر بما كان عبقري الرياضيات الذي يعمل لدى فيسبوك يندبه منذ عدة سنوات: "أفضل العقول من أبناء جيلي تفكر بكيفية جعل الناس يضغطون على الإعلانات."
    O zaman niye Facebook sayfanda kravat takan bir kedi var? Open Subtitles ثم لماذا هناك صورة على صفحتك بالفيس بوك لقطة يرتدي ربطة عنق؟
    Facebook profilime baktın ama arkadaşlık isteği göndermedin. Open Subtitles قمتي بالبحث عن ملفي الشخصي عبر الفيس بووك لكنك لم تقومي بطلب صداقة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus