Bu farkındalığın erkekler ve kadınların tıbbi tedavisini değiştirme gücü var. | TED | لدى هذا الوعي القدرة على تحويل الرعاية الطبية إلى الرجال والنساء. |
Ancak bu çılgın dünyada mutluluk ve başarı bulmada öz farkındalığın bize çok daha iyi bir şans sunduğuna dair çok fazla kanıt gördüm. | TED | ولكنني رأيت الكثير من الدلائل على أن الوعي الذاتي يمنحنا فرصة أكبر لإيجاد السعادة والنجاح في هذا العالم الجنوني. |
Kendimizle ilgili bu artan farkındalığın yanında farklı sorular da geldi. | Open Subtitles | و مع هذا الوعي الناشيء بالنفس،ظهر سؤال مختلف |
Çin'in her tarafında büyüyen bu evrim ve farkındalığın bir kısmını kendim görmeye başladım. | TED | وقد رأيت بنفسي هذا التطور المتنامي والوعي يبرز في جميع أنحاء الصين. |
Ve, bu nedenle, biz insanlık için, insan olmanın ne anlama geldiğine dair en yüksek hislerin, insan olmanın ne demek olduğuna dair en heyecan verici duyguların anlamı, içimizdeki ilahi nefesin, taşıyıcıları olduğumuz, ve içimizdeki, yine kendi içimizden gelen mükemmeli arama, hayatta olma, var olma, bilgeliğin niteliğin, şuurun, farkındalığın, merhametli ve aşkla dolu olmanın özelliklerini de bulundurduğumuzdur. | TED | بالتالي أن نكون بشر، بمعنى أعظم ما يعنيه أن نكون يشر ، بمعنى أكثر المبتهجين في ما يعنيه أن يكون الإنسان ، يعني أننا أيضاأنع يتعين علينا أن نكون مضيفين جيدين للروح الخالدة داخلنا، من التنفس من الألوهية في داخلنا ، والسعي إلى الكمال داخل أنفسنا، يمة أن نكون على قيد الحياة ، السمة من الحكمة والوعي ، والسمة من الرحمة والشفقة والمحبة البشر. |
Ben, özfarkındalık dediğimiz bu tuhaf yinelenen özelliğin nörolojinin "Kutsal Kasesi" olduğunu düşünüyorum (İsa'nın son yemeğini Kutsal Kaseden yediğine inanılır) ve bir gün bu farkındalığın nasıl oluştuğunu anlayacağımızı umuyorum. | TED | وهذه الخصلة التكرارية المميزة التي نسميها الوعي الذاتي هي ما أعتقد أنها الكأس المقدسة في علم الأعصاب والأمل أنه في يوم من الأيام سنفهم كيفيتها |
"Baksana! Öz farkındalığın nasıl?" diye sorsak ne olurdu sanıyorsunuz. | TED | ماذا تعتقدون كان قد حصل لو أنّي قلت: "مهلًا! ما درجة الوعي الذاتي لديك؟" |
Unutmayalım, bizim öz farkındalık mucizelerinin ortak yönü yoktu sadece öz farkındalığın önemine inanıyorlar ve bunu gün be gün geliştirmeye kararlılardı. | TED | تذكّروا أن أحاديات القرن الخاصة ببحثنا لم يكن بينها أي عامل مشترك غير الإيمان بأهمية الوعي الذاتي والالتزام اليومي بتطويره. |
farkındalığın ve bilgeliğin yüksek seviyelerine eriştim. | Open Subtitles | ل حققت أعلى المستويات... من الوعي والحكمة. |
Onlar sağlığın yaşadığımız, çalıştığımız ve oynadığımız yerde başladığını bilen sağlık uzmanlarıdır. Bu farkındalığın ötesinde insanların bir kliniğin dört duvarı dışında gereken imkânlara ulaşmalarını sağlayan bir sistemi kliniklerinde ve hastanelerinde yaratmak için kaynaklarını seferber edebilen uzmanlardır. | TED | أولئك الأشخاص هم خبراء العناية الصحية يعرفون أن الصحة تبدأ من حيث نعيش ونعمل ونلعب لكن وراء ذلك الوعي تكمن القدرة على حشد الموارد لابتكار النظام في عياداتهم وفي مستشفياتهم التي بالفعل بدأت تقترب من ذلك لتربط الناس بالموارد التي يحتاجونها خارج جدران العيادة الأربعة |