"fark ettiği" - Traduction Turc en Arabe

• أدرك
• لاحظها

Burası onu sevmeyi bıraktığını ilk kez fark ettiği yerdi.
في البداية أدرك أنها .. هي أنه توقف عن حبها

Ama Klaus'un şu an fark ettiği gibi en ufak bir keşif kafasında sorulara yol açacaktı.
, ولكن كما أدرك كلاوس . الأكتشاف الصغير الذى جعل رأسة يمتلئ بالأسئلة

Ama Klaus'un şu an fark ettiği gibi en ufak bir keşif kafasında sorulara yol açacaktı.
و لكن كلاوس أدرك ان إكتشافا صغيرا سيفتح تساؤلات كثيرة

Frankie'nin Isabella'nın pantolonunda fark ettiği leke...
المادة التي لاحظها فرانكي على بنطلون إيزابيلا

Dr. Karev'in fark ettiği semptomlar kilo kaybı, elinizdeki kızarıklık.
(الأعراض التي لاحظها الدكتور (كاريف خسارتُكِ للوزن .... و الحكة التي على يديكِ

Ya beni okuldan almaya gelen babamın, avluda dayak yediğimi görünce, oğlunun nasıl da ezik ve kaybetmeye mahkum bir zavallı olduğunu fark ettiği güne ne dersiniz?
أم ماذا بشأن اليوم الذى أتى فيه والدى ليقلنى و رآنى أتلقى الضرب بالساحة و أدرك فيه أن ابنه فاشل ؟

Bu da tam Dünya'daki herkesin sardalyanın iğrenç ötesi olduğunu fark ettiği zamandı.
بعد أن أدرك الجميع في العالم بأن أسماك السردين مريعة

Çünkü o gün, hayatındaki en güzel şeyin o kadına olan aşkı olduğunu fark ettiği gündü.
لأنه أدرك متأخراً أن أفضل شيء في حياته كان حُبّه لها

Bence Isakov bunu fark ettiği için ateşi söndürdü.
أعتقد أنّ إيساكوف قد أدرك هذا في اللحظة الأخيرة، وهذا هو سبب أنّه أمر بفتح خراطيم المياه.

Atletlerin de fark ettiği üzere, biz ultra-dayanıklılık için son derece uygun olduğumuz için, İspanyol dayanıklılık yarışçısı Kílian Jornet gibi sporcular daha önce hayal dahi edilemeyen bir başarıyı göğüslediler.
وما إن أدرك الرياضيون أننا أجسادنا مناسبة للتحمل الفائق، حتى أقدموا على الأعمال الفذة التي لم تكن واردة من قبل، مثل الرياضي لاعب سباق التحمل الإسباني كيليان جورنيه.

Hiç içinizden birinin bir amaca çalıştığını, bazen amacını, başaramadığını, bazen de amacının tam tersini elde ettiğini fark ettiği oldu mu?
هل أدرك أيّ منكم أنه عندما يكون لديه هدف ويشرع في العمل لتحقيقه، أنه في بعض الأحيان، لا يحقق ذلك الهدف، وفي أحيان أخرى، يكون ما يحصل عليه نقيض ما أراده بالضبط؟

İkisinin de fark ettiği üzere Kral da bunu anında anlamıştı.
"وسع كلاهما أن يتبيّنا أنّ الملك أدرك ذلك في حينه"

Onun yerine insanlar veriye bakacak ve içgörü arayacak, ve Licklider'ın çok önceden öngördüğü gibi burda muazzam sonuçlar için anahtar doğru tür bir işbirliği ve Kasparov'un fark ettiği gibi bu arayüzdeki sürtüşmeyi minimize etmek demek.
على العكس، اُناس سوف يتوجب عليهم النظر في البيانات والبحث عن دلالات ،وكما تنبأ لكليدر منذ مدة طويلة، المفتاح لنتائج باهرة هنا هو النوع الجيد من التعاون، ومثلما أدرك كاسباروف، هذا يعني تخفيف الاحتكاك في الواجهات.

Akıl hocalarının rehberliğinde hukuk ve felsefe çalıştı fakat aynı zamanda avukat olmanın insanları ikna etmeyi de içerdiğini fark ettiği için konuşma ve rol yapma üzerine de çalıştı.
حيث درس القانون والفلسفة تحت اشراف معلمين، لكنه أدرك كونه محامياً فالأمر يتطلب إقناع الناس، لذلك درس أعظم الخطابات وحللها والتمثيل .

Bu, genç Ned'in diğer çocuklar gibi olmadığını fark ettiği andı.
(في هذه اللحظه، أدرك الفتى (نيد " " أنه لا يشبه الأطفال الآخرين

Ancak Max'ın fark ettiği kadarıyla ...gecesi daha şaşırtıcı ve daha gizemli olmak üzereydi.
...(ولكن سرعان ما أدرك (ماكس بأن ليلته كانت على وشك... أن تزداد إضطراباً وغموضاً