Tekrardan, bu yeni bir fikir değil, 1960'ların başına kadar dayanıyor. | TED | مجدداً، هذه ليست فكرة جديدة، بل هي تعود إلى بواكير الستينيات. |
Hayır, bu iyi bir fikir değil. Ya birisi seni görürse? | Open Subtitles | لا، هذه ليست فكرة جيدة ماذا لو أن شخص ما رآك؟ |
Tüm dünya tehlikedeyken, hiç de fena bir fikir değil. | Open Subtitles | عندما يكون العالم كله على المحك هذه ليست فكرة سيئة |
Biz insanlar aynı anda çok fazla şeye odaklanabiliriz. Bu arada, araba kullanırken telefonla konuşmak iyi bir fikir değil. | TED | نحن البشر فقط نستطيع الانتباه لعدة أشياء في وقت واحد، لهذا، بالمناسبة، القيادة والتحدث في الهاتف ليست بفكرة جيدة. |
Hayır, olmaz bu yolda arabayı kenara çekmek iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | لا.. لا انها ليست فكره جيده ان اقف في هذا الطريق لا.. |
Pek iyi bir fikir değil. Hiç bir Oscar buna değmez. | Open Subtitles | .إن تلكَ ليست فكرة مفيدة .لا جائزة أوسكار تستحق شرب ذلك |
Ayrıca ortalıkta vampir avcıları dolaşıyorken ana üslerinin dibinde yalnız yaşamak da pek iyi bir fikir değil diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أيضًا كنت أفكّر إن كان هناك صائدو مصاص دماء طلقاء يعيشون بمفردهم لدى بيوتهم، فعلى الأرجح مغادرتي ليست فكرة صائبة. |
Kardinal odasında bir rahibe hiç iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | ليست فكرة جيّدة أن تكون راهبة في غرفة أحد الكرادلة |
Bu tutucu veya liberal bir fikir değil, hatta Amerikan bir fikir bile değil. Sadece güzel bir fikir. | TED | هذه ليست فكرة محافظة أو ليبرالية، حتى أنها ليست فكرة أمريكية، إنها فقط فكرة جيدة. |
Hayır, o sonradan akla gelen bir fikir değil. | TED | لا، إنها ليست فكرة عرضية، بل هي جزء من الخطة. |
Bu öylesine bir fikir değil. 12 yıldır üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | . إنها ليست فكرة عابرة . لقد عملت عليها طوال 12 سنة |
Ama belli bir noktadan sonra duygularına sahip olmak iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | ولكنها ليست فكرة جيدة ان تتحكمفى مشاعرك بعد حدّ معين |
Bara gitme. Onu bilirim. Bu iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | لا تذهب للبار، أنا أعرفه هذه ليست فكرة جيدة |
Buralarda dolaşan tipleri dikkate alırsan, bu pek iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | ومع بعض هولاء الملاعين السكرنيين الشهوانيين الذين يعبثون فى الجوار فهذه ليست فكرة جيدة أردت فقط أخباركِ |
Eğer ilgileniyorsa, kötü bir fikir değil. | Open Subtitles | على مهل. إنها ليست فكرة سيئة, إذا أظهرت هي إهتماما. |
Yöresel ürün satın almak yeni bir fikir değil ama bugünün dünyasında bunu alışkanlık haline getirmek yeni bir fikir. | TED | إن فكرة الشراء المحلي ليست بفكرة جديدة، لكن تحويلها إلى عادة في عالم اليوم لا يزال جديدًا. |
Sağol. New York'ta tek başına dolaşma iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | شكرا، انها ليست فكره جيده للبحث عنه في نيويورك لوحدك |
Seninle yatmak hiç iyi bir fikir değil çünkü yeni biriyle görüşmeye başladım ve o aradığım kişi olabilir. | Open Subtitles | لا أعتقدُ أنّها فكرة سديدة أن أمارس الجنس معك، منذُ أن بدأت بمواعدة إمرأة جديدة. أعتقدُ أنّها المرأة الأمثل. |
Kaçıranlara boyun eğmek pek iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | أخذ دور الجبناء مع الخاطفين ليست بالفكرة السديدة |
Eskiden polistim. O yüzden bu iyi bir fikir değil diyorum. | Open Subtitles | لقد كنت شرطيا ايضا لهذا اعرف ان هذا ليس فكرة جيدة |
Evet, Doris. Belki de bu iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | الآن، دوريس، ربّما هذه لم تكن فكرة جيّدة |
Fena fikir değil Bay Bollingswon'th. Belki de sizinle başlamalıyız. | Open Subtitles | ليست بفكره سيئه سيد بولينج ثورث ربما علينا البدء بك |
Hiç de saçma bir fikir değil. | Open Subtitles | الفكرة ليست مناف للعقل على الإطلاق. |
Bir duruşma öncesi, eyaletin bir tanığına gidip, onunla konuşmak iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | الذهاب والتحدث مع شاهد حكومي قبل المحاكمة ليست فكرةً جيده |
Bu silahlı adamları kızdırmak iyi bir fikir değil galiba. | Open Subtitles | انها ليست الفكرة المثالية غاليا بأن يقوم الشباب بمعاداة المسلحين |
Bilmiyorum, belki iyi bir fikir değil ama-- | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ، لَرُبَّمَا هو لَيسَ فكرة جيدة إلى - |
Dinle. Bence bu pek iyi bir fikir değil. Bir adamdan hoşlanıyor gibi yapmak. | Open Subtitles | اسمعي , لا أعتقد أنها فكرة حسنة أن تتظاهري أنك معجبة بشاب |