| Senin fahiş fiyatların yüzünden kadın bayıldı. | Open Subtitles | لقد جعلتها تفقد الوعي من أسعارك العالية |
| Dinle, fiyatların çok düşük. | Open Subtitles | اصغ , أسعارك منخفضةٌ جدًا. |
| Gündüz normal görüşmeleri yapıyorlar ve gece de rakiplerimizle toplanıp fiyatların ayarlanmasını konuşuyorlar. | Open Subtitles | وكانوا يحضرون الاجتماعات العادية في النهار وفي الليل كانوا يجتمعون مع منافسينا ويعملون على طريقة تثبيت الاسعار |
| Avrupa'da fiyatların artmasının nedeni, ilk Meksika'da konuşmuş olmamız. | Open Subtitles | دعونا لا ننسى انه اذا ارتفعت الاسعار في اوربا فذلك لأننا تحدثنا الى المكسيك اولا |
| Gerçek fiyatların olduğu broşürümüzü görmek ister misin? | Open Subtitles | تُريد مني أن أظهر لك كُتيب مع أسعار الفائدة الحقيقية ؟ |
| fiyatların artmasını istemedi. | Open Subtitles | لم يكن يريد لرفع أسعار الفائدة. |
| fiyatların yükselirse diye stoklu çalışıyorum. | Open Subtitles | أحافظ على بضاعة مخزنة رداً لارتفاع الأسعار |
| - Öyleyse sana daha fazla mal gerek. - Evet, ama senin fiyatların Tany... | Open Subtitles | -أنت بحاجة للمزيد إذن (أجل، لكن أسعارك يا (تاني |
| fiyatların düşmesi mümkün değil. | Open Subtitles | اذا , ليس هناك طريقة لتخفيض الاسعار |
| Baksana, fiyatların uygun olsaydı, hepsini alırdım. | Open Subtitles | الاستماع، وإذا كانت الأسعار الخاصة بك كانت أفضل، تأخذ ل ' له كافة. |
| Menüde fiyatların yazmadığı Palm mı? | Open Subtitles | كما في، أنهم لا يضعون الأسعار على قائمة الطعام؟ |