O zaman benim daireme banka ekstreleri göndermeyi kesecek misin? | Open Subtitles | حسناً، إذاً هل ستتوقفين عن إرسال كشف حسابك المصرفي لمنزلي؟ |
Hayır, öncelikle eleştirilerin nasıl olduğuna bakalım, sonra çiçek göndermeyi düşünürüz. | Open Subtitles | ..لا، سوف سنرى كيف تكون مراجعاتها ثم سنفكر بخصوص إرسال الزهور |
Durum ağırlaşırsa daha fazla destek göndermeyi geçtim, gönderdiklerini orada tutacak kaynakları yok. | Open Subtitles | ليس لديهم الموارد الازمه لابقائهم هناك ناهيك عن ارسال المزيد اذا تصاعد الامر |
Yoksa yine özel dedektifini beni tehdit etmesi için göndermeyi mi yeğlersin? | Open Subtitles | أم أنك تريد أن ترسل في العين الخاصة لتهديد لي مرة أخرى؟ |
Bana güvenebilirsin. Kashfar'a kurtarma timi göndermeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | يمكنك أن تثق بي. أفكر بإرسال فريق من القوات الخاصة إلى كاشفار. |
Asoka'yı Takshila'ya göndermeyi teklif eden sizdiniz. | Open Subtitles | إنه أنت من اقترح أن نرسل بـ اسوكا لمواجهة تاكشيلا. |
Doğuya mal ve teçhizat göndermeyi kestiler. | Open Subtitles | لقد توقف عن أرسال البضائع والألات إلى الشرق |
Bu nedenle eğer çocuklarınızı Tinkering Okulu'na göndermeyi düşünüyorsanız, eve yara bere ve kan içinde döndüklerini bilin. | TED | فإذا كنت تفكر في إرسال طفلك إلى مدرسة الحرف فسيعود ببعض الرضوض والخدوش وداميا |
İnsanlar olarak, mesajları kendi öznel bakış açımızdan göndermeyi ve almayı engelleyemeyiz. | TED | لكوننا من بني البشر، لا يسعنا سوى إرسال واستقبال الرسائل. من خلال العدسات الموضوعية الخاصه بنا. |
Hiç karşılaşmadığımız bu yoksul insanlara ayakkabı ve oyuncak ayı göndermeyi bırakmalıyız. | TED | يجب أن نكف عن إرسال الأحذية ودمى الدببة للفقراء، لأشخاص لم يسبق والتقيناهم. |
Kızların ayak kalıplarını göndermeyi unutma, tamam mı? | Open Subtitles | وتذكري إرسال مقاس أحذية الفتيات ، حسنا ؟ |
Su altı fenerimiz yer belirleme sinyali göndermeyi bıraktı. | Open Subtitles | توقّفت الفنار الموجود تحت الماء عن إرسال إشارة تحديد مكانه |
Bütün şu çiçek ve kartları göndermeyi kesin. | Open Subtitles | توقفوا عن إرسال كل هذه الأزهار والبطاقات. |
Düşündük, tamam, haydi şu kitapları Hindistan'a göndermeyi deneyelim, dedik. | TED | لذلك فكرنا, حسناً دعونا نحاول ارسال الكتب الى الهند |
Teorilerini gerçek zamanlı olarak test etmek için ikizlerin her biri kendileri için bir yıl geçtiğinde diğerine bir ışık demeti göndermeyi kabul eder. | TED | ولاختبار نظريتهما في الوقت الحالي، اتفق كلا التوأمان على ارسال موجة من الضوء للآخر كلما مرت سنة عليهما. |
Sanırım birlikte kaçamayacağımızı düşünerek, gidip benim için yardım göndermeyi planlamıştı. | Open Subtitles | أعتقد أنها تخيلت أنه ليس بمقدورنا الهروب وأنها سوف ترسل المساعدة لي |
Kız ve erkek kardeşlerini, çocuklarını ve atalarını okula göndermeyi hayal ederdi. | Open Subtitles | حلُم بإرسال الجميع للمدرسة أخواته وأخوته, أبناءه وأحفاده |
Hanımefendi, izniniz olursa derhal bir mesaj göndermeyi öneriyorum. | Open Subtitles | سيدتي اذا سمحتي لي أنا اقترح بأن نرسل رسالة |
Hoşça kalın. Kitabı göndermeyi unutma. | Open Subtitles | وداعاً ، و لا تنسى أرسال ذلك الكتاب. |
Öyleyse bana bilgi göndermeyi kes, bilgi bulmaya başla. | Open Subtitles | تبّـاً لذلك كفّ عن إرسالك ، للمعلومات لي ويجب أن تبدأ بـ تزويدي بهـا |
Paul çok daha uzun süre dayanacak bir mesaj göndermeyi seçeceklerine inanıyor. | Open Subtitles | يعتقد بول أنهم سيختارون لإرسال الرّسائل مع قدرة احتمال أكثر بكثير. |
Yemin ederim, babanla aynı yatağa girmektense, seni hapse göndermeyi tercih ederim. | Open Subtitles | . أنا أعدك ، أنا أفضل أن أرسلك للسجن من أن أصبح فى السرير مع والدك |
Annem ve babama göndermeyi düşünmüştüm ama istemediler. | Open Subtitles | كان عليّ إرساله إلى أبويّ ولكنهما لم يريداه |
Birkaç haftadır göndermeyi erteleğim bir parça yazışma var. | Open Subtitles | هناكَ قطعة من المُراسلات تأخرتُ في إرسالها لعدة أسابيع |
Psikopatların peşinden bir psikopatı göndermeyi mi öneriyorsun? | Open Subtitles | فحلكِ هو أن ترسلي هذا المعتوه للتعامل مع هؤلاء المعتوهين؟ |
Protokoller, önceden belirlenmiş ara noktalarda Filo Komutanlığına şifreli mesaj göndermeyi emrediyor. | Open Subtitles | معلومات تقدم المهمة ... المشفرة تُرسل لقيادة الأسطول على الإحداثيات المحددة مسبقا |
Birgün onları, ona göndermeyi düşünüyordum, nasıl bir sürtük olduğunu ona hatırlatmak için. | Open Subtitles | لقد فكرت فى ارسالهم اليها لأذكرها كم كانت عاهره |
Savcı sana çiçek göndermeyi düşünüyor. | Open Subtitles | إن المدعي العام الإتحادي يفكر في أن يرسل إليكِ أزهاراً |