Ve öğrendim ki ilk teknoloji 2.6 milyon yıl önce kemikten yapılmış aletlerde göründü. | TED | وقد علمت أن أول تكنلوجيا ظهرت في شكل أدوات حجرية كان قبل 2.6 مليون سنة مضت. |
Daima rüyalarımızda göründü ve rüyalarımızda hep onun adını sayıkladık. | Open Subtitles | .. ظهرت دائماً في أحلامنا .. و كنَّا ننادي اسمها دائماً فيهم |
Willy Rhode Island'da evi var, bana da mantıklı göründü. | Open Subtitles | لدى ويلي منزل في رود أيلاند، لذا بدى الأمر ملائماً |
Bir hayli gergindi ve bu süre zarfında çok rahatsız göründü. | Open Subtitles | أظهر انه كان هادئاً متوتراً وبدا غير مرتاح إطلاقاً كل الوقت |
Bu kurallara karşıydı, ama küçük bir şey gibi göründü. | Open Subtitles | انها ضدّ التعليمات، لَكنَّه بَدا مثل أمتعة صَغيرةِ. |
Sadece, o an için iyi bir fikir gibi göründü. | Open Subtitles | لم أفكر بهذا , أنا لقد بدت و كأنها فكرة جيدة في ذلك الوقت |
Bir polis arabasının arka koltuğunda, farlar açıkken göründü. | Open Subtitles | ظهرت في المقعد الخلفي لسيـارة شرطة يضيء مصبـاحهـا |
Evet, ama rüyamda böyle göründü ve bu altı simgeyi veritabanına koyduğumuzda, bize yalnızca bir adres çıkardı. | Open Subtitles | ولكن هذه هي الطريقة التي ظهرت في حلمي و , حين أدخلنا هذه الست رموز إلى قاعدة البيانات, نجحت فقط , مع عنوان واحد |
Bir daha asla yürüyemeyeceğimi söylediler. 5 hafta önce, garaj kapımda işaret göründü. | Open Subtitles | قبل 5 أسابيع , الإشارة ظهرت على باب مرآبي |
Uzandım ve kafatası göründü. | Open Subtitles | أحاول الوصول ومن ثم.. الجمجمة انكشفت، لقد ظهرت |
Sinyal, biz 140-foot teleskobu kullanirken yesil banka ulusal radyo astronomi gözlemevindeyken bir sabah erken göründü. | Open Subtitles | قادما من كوكبة القيطس. ظهرت الاشارة باكرا في صباح احد الايام عند البنك الأخضر الوطني راديو المرصد الفلكي |
Mucize ilaçların altın çağında yaşamaya başladığımızdan beri bu durum bir mucize gibi göründü. | TED | بدى الأمر كمعجزة، و منذ ذلك الحين، ونحن نعيش في العصر الذهبي لهذه الأدوية الخارقة. |
Veterineri arayacaktım ama girince gözüme iyi göründü. | Open Subtitles | أردت الإتصال بالطبيب البيطري لكن عند دخولي الآن بدى بخير |
Ojemin şişesi yere düştü ve o sırada kanıyormuş gibi göründü. | Open Subtitles | , أنا لم أركِ تقطعين اصبعكِ صحيح؟ زجاجة ملمع الاظافر سقط و بدى كأنني انزف |
Sonra iyileşti... ve her şey yeniden gerçek göründü. | Open Subtitles | ثم حصل على نحو أفضل. وبدا كل شيء حقيقيا مرة أخرى. |
Ama babam bana göründü. | Open Subtitles | ولكن والدي بَدا لي |
Bayan Brookmire'a hizmet ederken bana oldukça dertli biri gibi göründü. | Open Subtitles | عندما كنت أخدم السيدة بروكماير .. لقد بدت لي وكأنها منزعجة للغاية |
Fernando, bana çok gergin göründü. | Open Subtitles | فيـرناندو, إنه يبدو عصبياً للغاية بالنسبة لي. |
Kanal, ona kendi programını önerince ideal bir şey gibi göründü. | Open Subtitles | عرضت عليه القناة برنامجه الخاص, و بدا ذلك أفضل, |
Ve şimdi, kara göründü. | TED | والآن النهاية في الأفق. |
Bu mevkiyi kabul ettim... çünkü yapabileceğim en önemli şey gibi göründü. | Open Subtitles | لقد أخذت هذه الوظيفة... لانها كانت تبدو كاهم شىء اقدر ان افعله |
Şüpheli en son banyoda göründü. | Open Subtitles | آخر مكان شوهد فيه المشتبه في المرحاض |
Dikkat, av göründü. | Open Subtitles | إنتباه، فريستنا على مرأى البصر |
Burası Özel Birlik, Bak er One, hedef göründü. | Open Subtitles | هذا فريقُ نيفي سيل , بيكر واحد، الهدف في مرمى البصر. |
Bu bana daha çok halka arz gibi göründü. | Open Subtitles | هذا بدا وكأنه حيلة دعائية كبيرة بالنسبة لي |
Öyle göründü. Öyle göründü. | Open Subtitles | كما بدا، كما بدا إلى العين الساذجة |
Kanı yeşile dönene kadar düzelmiş göründü. | Open Subtitles | بدا عليه أنه تحسن.. إلى أن انقلب دمه أخضر |