| Çoğu kez, takside giderken bir gömlekte delik ya da çok ilginç, hoş, fonksiyonel bir özellik görürüm. Bu daha önce hiç görmediğim bir şeydir. | TED | وأحيانا عندما أكون في تاكسي وأرى ثقبا في قميص أو شيء ما يبدو مثيرا للاهتمام أو جميل أو عملي على نحو لم أره من قبل. |
| Siz kızların bildiğinden emin olduğum üzere. Sonra, bir gece, yıllardır görmediğim eski aşklarımdan biri vardı ve oturuyordu tam orada oturma odasında. | Open Subtitles | كما أني متاكدة بأنكم تعرفون كل ذلك، وفي أحد الليالي كان هنالك أحد من الذين كنت على علاقة به ولم أره منذ سنين |
| Evrenin bir ucundan, on yıldır görmediğim birine sürükleniyorum ölmüş olabileceğini bildiğim birine. | Open Subtitles | إنني عبرت الكون لأجل واحد الذي لم أراه لعقد، الذي من المحتمل ميتاً. |
| Daha önce hiç görmediğim bir dolu hesaplar falan var. | Open Subtitles | , هناك كل تلك الحسابات أشياء لم أرها من قبل |
| Ya bursum ne olacak? Ömrümde görmediğim Paris ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن ثقافتي وباريس،التي لم أراها من قبل في حياتي؟ |
| Beyin korteksinde daha önce hiç görmediğim bir enzim var. | Open Subtitles | هناك تخمر في قشرة الدماغ لم أر مثلها من قبل |
| Steve'in daha önce görmediğim bir başka yanı varmış meğer. | Open Subtitles | وكان هناك وجها آخر للستيف الآن لم اره من قبل |
| Işık kutusuna bakma şeklin daha önce hiç görmediğim bir şekildeydi. | Open Subtitles | طريقة تحديقك بعلبة المصابيح تلك كان شيئاً لم أره من قبل. |
| Yani bu çok eğlenceli, ama daha önce görmediğim bir şey değil. | Open Subtitles | أعني أنه ممتع و لكنه بالتأكيد ليس شيئاً لم أره من قبل |
| Geçen gece onun daha önce görmediğim bir yönünü gördüm. | Open Subtitles | رأيت جانباً منه ليلة البارحة لم أره .. من قبل |
| Fakat, son görevde, daha önce hiç görmediğim bir Amerikalı daha vardı. | Open Subtitles | ولكن بالمهمة الأخيرة كان هناك رجل آخر أمريكي لم أره من قبل. |
| Dışarı koştuk ve gökyüzü hayatımda görmediğim garip bir renkteydi ve bunu programın yaptığını sanmam çünkü bu şey güçleri ve kontrollerinden öteydi. | Open Subtitles | ركضنا للخارج وكانت السماء تتلون بذلك اللون الغريب الذي لم أراه في حياتي أبداً وفكرت أنه لايمكن أن يكون هذا من صنع البرنامج |
| Daha önce görmediğim adamın biri, beni istemediğim bir ekiple çalışmaya zorladı. | Open Subtitles | حسناً، لقد حاول رجل لم أراه من قبل قطّ بأن يُجبرني على إستخدام طاقم ل أرغب به |
| James daha önce görmediğim bir şekilde çılgınca bakıyordu. | Open Subtitles | نظر إليّ نظرة لم أرها على وجه رجل من قبل |
| Hayat o kadar uzun ki, görmediğim bir sürü şey var. | Open Subtitles | الحياة طويلة جدا هنالك أمور كثيرة لم أرها بعد |
| Bu yuvalar daha önce hiç görmediğim bir maddeden yapılmış. | Open Subtitles | هذه الاعشاش مصنوعة من بعض المواد لم أراها من قبل. |
| Uzun zamandır görmediğim yeğenimi bulmak için. | Open Subtitles | حتى أجد إبنة أخي التي لم أراها منذ وقتٍ طويل |
| Tanrı bana boks yapma lütfunu vermiş bütün bu insanlara yardım ulaşması için ve onlara görmediğim filmler göstermek için! | Open Subtitles | هو نعمة الله لي وانه كان حادثا للمساعدة في الحصول على جميع هؤلاء الناس وتبين لهم أفلام أنا لم أر! |
| Malcolm'un gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir şey gördüm: | Open Subtitles | لقد رأيت شيء في عيون مالكوم لم اره من قبل,الخوف |
| Anladığım kadarıyla, yakıt borusu, daha önce hiç görmediğim bir plazma dalgası ile çatlamış. | Open Subtitles | بقدر ما أستطيع أن أعرف، فأنبوب الوقود قد كسر بواسطة موجة من البلازما، التي أنا لم أرَ مثلها قط من قبل |
| Teddy kim ve daha önce görmediğim bu diğer oda da ne? | Open Subtitles | من هو تيدي و ما هذه الغرفة التي لم ارها من قبل |
| görmediğim şey ise bütün her şeyin nerede son bulduğu idi. | Open Subtitles | الذى لم استطع أن اراه هو أين ينتهى كل هذا |
| Evrenin bir ucundan, on yıldır görmediğim birine doğru çekiliyorum. | Open Subtitles | أنا منجذبة عبرَ الكون نحو شخص لمْ أرَه منذ عقد |
| Onların da elektromanyetik silahları var. Bu boyutta gemilerde asla görmediğim bir şey. | Open Subtitles | لديهم أسلحة بنادق أيضاً ، لم أراهم في سفن بتلك الحجم من قبل |
| Hive'dan daha önce hiç görmediğim birisiyle, bağlantı kurdu. | Open Subtitles | لقد كانت تتصل بشخص داخل الخلية، شخص لم أقابله من قبل |
| Uzun süredir görmediğim birçok insan var ve bazen aile güzel bir şeydir. | Open Subtitles | إنه أمرٌ رائع , الكثير لم أرهم منذ زمنٍ طويل وبعض الأحيان تكون الأسرة أمرٌ رائع |
| Hiç görmediğim bir yanını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتُ الجانب الآخر منك كما لم أراهُ من قبل، |
| Daha önce görmediğim bir kalp bozukluğunu tahmin ederek vakayı çözdüm. | Open Subtitles | لقد حللت للتو حالة بتنبؤ عيب لم يُري من قبل |