Tüm yaptıklarımın beni başka bir yere götürmesi hesaplanmış gibi gözüküyordu. | Open Subtitles | يبدوا ان كل شئ فعلته كان محسوبا ان يأخذني لمكان اخر |
Pekâlâ, neredeyim bilmiyorum ama onun beni kandilleri görmeye götürmesi gerek çünkü hayatım boyunca bunun hayalini kurdum. | Open Subtitles | حسنٌ , لا أعرف مكاني وأريده أن يأخذني لرؤية الفوانيس لأنني أحلم بهم طوال حياتي |
Artık seni kimsenin götürmesi gerekmeyecek? | Open Subtitles | إذن، فلن تحتاج لأي أحد أن يوصلك لأي مكان بعد الآن؟ |
..ve şu anda birisinin beni buraya gelip işe götürmesi gerekiyor. | Open Subtitles | و أريد أن يمر عليَّ أحد كي يوصلني للعمل |
Seni S.T.A.R laboratuvarlarına götürmesi, kıyafetini vermesi, eğitip durması... | Open Subtitles | وإحضارك إلى مختبرات "ستار"، إعطاءكبدلةوتدريبك.. |
Karakola götürmesi için sana bir memur bulacağım. | Open Subtitles | أنا سوف نرسل وكيلا ليأخذك إلى مركز الشرطة. |
Birine seni arabayla götürmesi için verirsin. | Open Subtitles | فقط خُذّ بعض مئات الدولارات هذه نقداً وإدفع لأحدهم ليقلّك |
- Luna'ya götürmesi lazım beni. | Open Subtitles | (أحتاجه ليقودني إلى (لونا إنّه الوحيد الّذي يعرف مكانها |
Bizi harikalar dünyasına götürmesi için hikâye ve sanatsal dokunuşu kullanıyoruz. | TED | نستخدم القصص واللمسة الفنية لأخذنا الى عالم العجائب. |
Seni götürmesi için bir uçak bekletecekti. | Open Subtitles | لديه طائرة تحوم تنتظر إلتقاطك |
Pekâlâ, neredeyim bilmiyorum ama onun beni kandilleri görmeye götürmesi gerek çünkü hayatım boyunca bunun hayalini kurdum. | Open Subtitles | حسنا ، أنا لا أعرف أين أنا ، وأنا في حاجة له لكي يأخذني لأرى الفوانيس ، لانني كنت احلم بها حياتي كلها |
Ben de eski dostumu beni de yanında götürmesi için ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أقنعتُ صاحبي القديم هذا بأن يأخذني معه |
Beni beyzbol maçına götürmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يأخذني إلى مباراة البيسبول |
13'üncü yaş günümde beni götürmesi için babama yalvarmıştım. | Open Subtitles | سألتُ والدي أن يأخذني في عيد ميلادي الـ 13 |
Tek ihtiyacım bu hortumun beni mümkün olduğunca buradan uzağa götürmesi. | Open Subtitles | كل ما أريده هو ذاك الإعصار أن يأخذني بعيداً من هنا بقدر المستطاع |
Bir sevgilim olduğunu ve beni eve götürmesi söyledim. | Open Subtitles | لأن لدي صديق ولكي يأخذني للمنزل |
Hayır, gelen Nolan. Seni eve götürmesi için çağırdım. Geleli bir saat oldu ama intihar etmeye hazırım. | Open Subtitles | لا هذا نولان لقد كلمته لكى يوصلك منزلك بقالك ساعة هنا و انا على أستعداد للقفز من سطح المنزل |
Ve seni babanın eve götürmesi annenin ricası. | Open Subtitles | و هي التي تطلب أن يوصلك والدك للمنزل. |
- Birinin götürmesi iyi olur, teşekkürler. | Open Subtitles | - بإمكاني ذلك لو وجدت من يوصلني, نعم , شكرا |
Beni götürmesi için başka birini yollayacağını söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيدع شخص آخر يوصلني. |
Seni S.T.A.R laboratuvarlarına götürmesi, kıyafetini vermesi, eğitip durması... | Open Subtitles | وإحضارك إلى معامل (ستار) وإعطائكالبدلةوتدريبك.. |
Kule sana durmanı söylediği halde neden seni Venezuela'ya götürmesi için pilota milyon dolarlar verdin? | Open Subtitles | لماذا تعرض على الطيار مليون دولار ليأخذك إلى " فنزويلا " بعد أن أخبرك البرج بالتوقف ؟ |
Seni eve götürmesi için birisini bulman gerekiyor. | Open Subtitles | أن تجد شخصا آخر ليقلّك للبيت |
Sonra beni Thanos'a götürmesi için Korath'ı ikna edeceğim. | Open Subtitles | حينها سأقنع (كوراث) ليقودني إلى (ثانوس) |
Bizi alıp en yakın hastaneye götürmesi için 911'i arıyorum. | Open Subtitles | سأتصل بـ 911 لإحضار عربة إسعاف, لأخذنا لأقرب مستشفى. |
Seni götürmesi için bir uçak bekletecekti. | Open Subtitles | لديه طائرة تحوم تنتظر إلتقاطك |