Sahte gümüşler piyasaya girdikçe yoksulların cefası daha da artacak. | Open Subtitles | كلما دخلت انتشرت الفضة المُزيفة أكثر، كُلما أصبح الفقراء أشد معاناة. |
- Sahte gümüşler ülkede kaosa sebep oluyor. | Open Subtitles | الفضة المُزيفة تخلق حالةً من الفوضى في هذا البلد. |
- Sahte gümüşler Ejderha Kral Adası'nda yapılıyor. | Open Subtitles | جزيرة ملك التنين، المكان الذي يتم فيه تصنيع الفضة المُزيفة. |
gümüşler suya, sonra daha çok suya, sonra peçeteye. | Open Subtitles | من الفضيات التي تدخل للماء، وللمزيد من الماء، وعلى المناديل. |
Yani mobilya ve diğer şeyler çiniler, gümüşler, kitaplar ve tablolar. | Open Subtitles | أعني الأثاث والأشياء الأخرى مثل أطقم الصيني، والأواني الفضية والكتب واللوحات |
Franklin'i bu trende dört bir yanı gümüşler içerisindeki yemek vagonunda hayâl edebiliyor musun? | Open Subtitles | تخيل "فرانكلين" هنا ؟ على هذا القطار سيقول انها سيارة جميله وتلك تصفيحات فضيه |
gümüşler Robbie'ye kalacak, vasiyette yazılı. | Open Subtitles | الفضة يَذْهبُ إلى روبي. هي في الإرادةِ. |
gümüşler konuştuğumuz gibi arabaya yüklendi. | Open Subtitles | الفضة حملت إلى العربة بينما نحن نتكلم |
Sahte gümüşler tekrar piyasaya girdi. | Open Subtitles | الفضة المُزيفة عادت للإنتشار مُجددًا. |
Sahte gümüşler tekrar piyasaya girdi. | Open Subtitles | الفضة المُزيفة بدأت بالعودة للتداول. |
gümüşler tükeneli 40 yıl oluyor. | Open Subtitles | الفضة نضبت منذ 40 عاما |
gümüşler de dahil. Ta ki bir ay öncesine kadar. | Open Subtitles | كل شيء بما في ذلك الفضة |
Benim kızım gümüşler üzerinde yürüyor. | Open Subtitles | إبنتي الان تدوس على الفضة! لكن انظري.. |
Bütün bu gümüşler benim artık. | Open Subtitles | هذه الدفعة من الفضة كلها لي |
gümüşler aklıma bile gelmedi. | Open Subtitles | لم افكر ابدا بشأن الفضة |
..senin için önemli olan gümüşler. | Open Subtitles | . قطعنين من الفضة مهمتان لكِ |
gümüşler! gümüşler! | Open Subtitles | الفضيات الفضيات |
Şimdi değil tatlım. gümüşler! | Open Subtitles | ليس الآن عزيزتي الفضيات .. |
Kaygan gümüşler. Pardon. | Open Subtitles | . لقد انزلقت الفضيات ، أعتذر |
Yağ lambaları, kalay kaplar, gümüşler, hepsi tarihsel olarak doğru. | Open Subtitles | مصابيح الغاز ,اطباق بيوتر الأواني الفضية , كلها دقيقة تاريخيا |
Altın rengin arasında gümüşler bugün yüzümde parıldıyor. | Open Subtitles | الخيوط الفضية بين الذهب أشرقت على حاجبي اليوم |
Franklin'i bu trende dört bir yanı gümüşler içerisindeki yemek vagonunda hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | تخيل "فرانكلين" هنا ؟ على هذا القطار سيقول انها سيارة جميله وتلك تصفيحات فضيه |