Benim Asya birliği dediğim, Güneydoğu Asya ulusları arasında bir barışa doğru evriliyor. | TED | إنها تتطور إلى ما أسميه باكس آسيانا، سلام بين دول جنوب شرق آسيا. |
2015 yılında, Güneydoğu Brezilya'da bir demir cevheri madeninde iki baraj çökmüş, ülke tarihindeki en kötü çevre felaketlerinden birine neden olmuştu. | TED | في عام 2015، سقط سدّان في منجم للحديد الخام في جنوب البرازيل، مما تسبب في إحداث أسوء كارثة بيئية في تاريخ الدولة. |
Güneydoğu Asyada Ölüm Meleği denilen bir suikastçi ortaya çıktı. | Open Subtitles | كان هناك قاتل من جنوب شرق اسيا يدعى ملاك الموت |
Ana salona açılan çıkışı tutun, biz de Güneydoğu kapılarına bakacağız. | Open Subtitles | غطي المخرج عند الرواق الرئيسي، سوف نتحقق من الأبواب الجنوب شرقيّة. |
İkinci ekip Güneydoğu girişinden girecek ve rehinelerin etrafında koruyucu halka oluşturacak. | Open Subtitles | الفريق الثانى سيدخل من البوابة الجنوبية الشرقية ليشكل حلقة حماية حول الرهائن |
Ve Willy Güneydoğu tren hattının güvenlik şefinin ofisine girdi. | Open Subtitles | وويلي اقتحم مكتب المرسل في خط السكة الحديد الجنوبي الشرقي |
Japonlar, Panama Kanalından Güneydoğu Asya'ya kadar Pasifik'in her yerinden telsiz mesajı gönderiyorlar. | Open Subtitles | اليابانيون يغرقون المحيط الهادىء بالرسائل اللاسلكية من قناة بنما إلى جنوب شرق آسيا |
Söylediğin şeyi getirirsen örgütün, Güneydoğu Asya'nın en güçlüsü olur. | Open Subtitles | أحضر ما وعدته ونقابتك ستصبح الأقوى في جنوب شرق أسيا |
Guar, nesli tükenmekte olan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan bir toynaklı hayvandır. | TED | الغار هو أحد ذوات الحوافر المهددة بالإنقراض في جنوب شرق آسيا. |
Üçüncü hikayem ise, Güneydoğu Asya'ya ağ ile balık tutmayı tanıştırmakta suç ortağı olmam. | TED | قصتي الصغيرة الثالثة هي أنني كنت متواطئا في إدخال الصيد بشباك الجر في جنوب شرق آسيا. |
20 yıldan buyana Güneydoğu Arizona'daki... tohum-yiyen bir karınca toplumunu incelemekteyim. | TED | عملت على مدار العشرون سنة الماضية على سكان النمل آكلي البذور في ولاية أريزونا جنوب شرق البلاد. |
Bir üretici bulmakla başladık, Vietnam'da MTTS adında Güneydoğu Asya için yenidoğan bakımı teknolojileri üreten bir organizasyon. | TED | لذا نبدأ بإيجاد مصنّع، مثل منظمة تدعى أم تي تي اس في فيتنام، والتي تصنّع تقنيات لحديثي الولادة في جنوب شرق آسيا. |
Buradaki ormanda Queensland isfendanı, Güneydoğu Asya'dan eğrelti otu yetişiyor. | TED | هذه الغابة تمتلك قيقب كويزلاند، وبها سرخسيات سيفية من جنوب شرق آسيا. |
Genellikle Güneydoğu Asya'da karides yetiştiriciliği için kullanılan insan yapımı kıyı göletleri gibi diğer teknikler, ekstra çevre sorunları yaratıyor. | TED | أساليب أخرى، كالبرك الساحلية الصناعية الشائعة الاستخدام في استزراع الجمبري في جنوب شرق آسيا، تخلق مشاكل بيئية إضافية. |
Ve Güneydoğu'da orada olmamıza neden olan doğal alanlarla halk arasında dikkat çekici bir kopukluk var. | TED | وفي الجنوب الشرقي، توجد قطيعة مثيرة للقلق بين الناس والمساحات الطبيعية تسمح لنا بالتواجد هنا في المقام الأول. |
Deniz seviyesi yükselişiyle en büyük tehlikeye giren şehirler genellikle Güney ve Güneydoğu Asya'da. | TED | أكبر عشر مدن من حيث عدد السكان التي تقع في خطر لإرتفاع مستوى منسوب المياه هي في معظمها في الجنوب وجنوب شرق آسيا. |
Batı ve Güneydoğu Asya'nın ne kadar geniş bir bölge olduğunu anlatıyor. | Open Subtitles | اشرح إذاً ماذا يحدث في المنطقة الجنوبية الشرقية. آسيا بعيدة عنا تماماً |
Güneydoğu köşesi ışık dağıtıcıyı koymak için tek seçenektir. | TED | الزاوية الجنوبية الشرقية هي الخيار الوحيد للموزع. |
KLM 3729, Güneydoğu sınırı üç mil. Senin önüne koydum. | Open Subtitles | كْي إل إم 3729، ثلاثة أميالِ في الاتجاه الجنوبي الشرقيِ. |
New York'ta Southamptan kasabası yakınlarındaki Long Island'ın Güneydoğu ucunda bulunan küçük bir balıkçı kabilesiyiz. | TED | نحن قبيلة صيد صغيرة تحتل الحد الجنوبي الشرقي لـ لونج أيلاند قريبا من مدينة ساوثامتون في نيويورك. |
Yarın Güneydoğu Limanına gidip bir tekneye bakacağım. | Open Subtitles | سأتوجه غداً إلى ميناء ساوث إيست لأعاين مركب |
Aramamızı burada yoğunlaştırıyoruz. 2B, Güneydoğu Kadranı'nda. | Open Subtitles | نحن نركز على بحثنا هنا، ربع دائرة للجنوب الشرقة،عند نطاق 2 ب. |
Güneydoğu köşesindeki otoparka doğru ilerliyor. | Open Subtitles | انه يتوجه لجنوب شرق المبني ناحية موقف السيارات |
Kuzey ve Güneydoğu bölümlerine bakan devriyeler var. | Open Subtitles | الحافة لها الدوريات غطاء كلا الشمال وقطاعات جنوبية شرقية. |
Güneydoğu Washington ile bir bağları olduğuna eminiz. | Open Subtitles | نحن متأكدون بأن لهم صلة ما بجنوب شرق العاصمة |
Güneydoğu girişinde iki düşman tespit edildi. | Open Subtitles | - "مُعتديان اخترقا المدخل الجنوبيّ الشرقيّ" - |
Adanın Güneydoğu tarafı olması lazım. | Open Subtitles | سيكونون في الجانب الشمالي الشرقي من الجزيرة |