Ama gizli muhbirlik bir dedektifle güvene ve saygıya dayalı bir ticarettir. | Open Subtitles | لكن المخبر يتقاضى استناداَ على الثقة الطبيعية والاحترام مع ضابط قانوني محدد |
Toplumumuz güvene dayanıyor: Kurumlarımıza duyduğumuz güven bilime, önderlerimize ve haber kaynaklarımıza. | TED | مجتمعنا يقوم على الثقة الثقة في مؤسساتنا، في العلوم، الثقة في قادتنا، الثقة في مصادرنا الإخبارية. |
güvene bu açıdan baktığınızda belirsizliklerle baş edebilmek için, inancımızı yabancılarla paylaşmak için, ileriye gitmeye devam etmek için niçin benzersiz bir yetenek olduğunu açıklamaya başlıyor. | TED | الآن، عندما ترون الثقة بهذه العدسة، تبداُ في التوضيح لماذا لديها قدرة نادرة لتمكننا من التغلب علي عدم اليقين، ووضع ثقتنا في الغرباء، ومواصلة المضي قدمًا. |
Memurlarınız aracı güvene alsın ve biz gelene kadar beklemede kalın. | Open Subtitles | إجعل ضباطك يقوموا بتأمين الشاحنة وإبقوا في أماكنكم حتى نصل إليكم |
Hadi ama. Dinle, eğer güvene dayalı bir ilişki kuracaksak dürüst olmalısın. | Open Subtitles | هيا, أسمع أن كنا سنبني علاقة يجب أن يكون هناك ثقة بيننا |
Beni polise yalan söylemeye zorladın ve ilk endişen ilaç bağlantısını güvene almak. | Open Subtitles | أول شئ تفكر به هو تأمين حصولك على المخدرات |
Size verdiğimiz bu güvene layık olduğunuzu ve iyi niyet misyonunuzu başarıyla tamanlayacağınıza dair, dua ediyoruz. | Open Subtitles | نحن ندعي بأنك تثبت مدى إستحقاقك للثقة الموضوعة فيك وتكمل مهمتك بنجاح |
O dünyanın bir gün gerçekleşeceğine ve bunu başaracak olanların bizler olduğuna inanacak öz güvene sahibim. | TED | لدي ما يكفي من الثقة للأعتقاد بأن ذلك العالم سوف يأتي بالفعل ونحن هم من سيحقق ذلك |
Amerikalılar bile, tahmin ediyorum bazen güvene ihanet etmeyi tercih edilebilir bulabilir. | Open Subtitles | كما أظن أن الأمريكان لديهم الرغبة فى خيانة الثقة |
Beni yerel polise teslim edebilirsiniz, Bay Giles ama hiçbir baskı, güvene ihanet etmeye zorlayamaz beni. | Open Subtitles | اوه ,انك قد تحيلنى الى الشرطة المحلية ياسيد جايلز . , ولكن هذا لن يجبرنى على خيانة الثقة |
Evet. Hep bu çocuğun biraz daha kendine güvene ihtiyacı olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | أجل، لطالما قلت إن الفتى قد يحتاج للمزيد من الثقة. |
Hızsızlar arasında bu iş böyle yürür. güvene dayanır. | Open Subtitles | بين اللصوص، هذه هي الطريقة المعتمدة، الثقة هي المستند الوحيد |
Sağlam bir şey. güvene dayalı. Sen ve Tricia'nınki gibi. | Open Subtitles | . أتعرف شىء ما صلب مبنى على الثقة . مثلك أنت وتريشا |
kisisel yönetim ortak güvene baglidir | Open Subtitles | عن السيطرة على النفس المستندة إلى الثقة المتبادلة |
İngiltere ve Batı için o kaynakları güvene almazsak, yakında, çok yakında bir musluğun çevrilmesiyle Batı endüstrisini kapatabilecekler ve savunmasız kalan bizleri sürüleriyle ezip geçecekler. | Open Subtitles | إن لم نقم بتأمين هذا المخزون لإنجلترا وأن يمتلك الغرب قريباً قريباً سدادة هذه الصنبور سيقومون بـ |
- Kırılabilir donanımını güvene aldın mı? | Open Subtitles | -هل قمت بتأمين المعدات القابلة للكسر؟ -نعم سيدي |
Kendisi kocam ile tam bir güvene dayalı ilişki inşa etmişti. | Open Subtitles | إنها الشخص الذي بنى عليها زوجي ثقة مطلقة |
Benim normal biri olacağıma ve birlikte normal, ...ve mutlu bir ilişkimiz olacağına dair bir güvene dayanan. | Open Subtitles | ثقة بأنني سأكون رجلاً طبيعي و نحن نكون سعيدين علاقة طبيعية معاً |
Beni polise yalan söylemeye zorladın ve ilk endişen ilaç bağlantısını güvene almak. | Open Subtitles | إليك طريقة أخرى لتوضيح الأمر بعدما جعلتني أضطر للكذب على الشرطة أول شئ تفكر به هو تأمين حصولك على المخدرات |
Gemisini görmek ve kara kutuyu güvene almak istiyor. | Open Subtitles | إنها ترغب برؤية طائرتها و تأمين تسجيلات الرحلة |
Haklısın. Pekala, güvene. | Open Subtitles | وجهة نظر معقولة حسناً إذاً، إكراماً للثقة |
Durum kırmızı. Tekrar ediyorum: Durum kırmızı Başkanı güvene alın. | Open Subtitles | الحالة الحمراء، أكرر، الحالة الحمراء أمنوا الرئيسة |
Bu adamların kendine güvene ihtiyaçları var. | Open Subtitles | هذان الشابان ,حقيقه يحتاجان بعض الثقه بالنفس |
Dışarıda bir Audi bekliyor. Sizi güvene alacağız. | Open Subtitles | ولدينا سيارة "أودي" بالخارج لننقلك إلى بر الأمان |
Sanırım demek istediğin şey kısa pozisyonda kendinizi güvene aldınız ve sonunda işlemlerimi ayarlayabileceksiniz. | Open Subtitles | أجل، أظن تعني إنّك أمنت صافي الربح لأنفسكم. لذا، أنت حر بتغير مقايضاتي بدقة لمرة واحد لأنه الآن مهتم لفعل ذلك الشيء. |