ama sonuca şaşırdı, elde ettiği bu bileşik portre güzeldi. | TED | لكنّ ما أدهشه، أنّ الصور المركبة التي أنتجها كانت جميلة. |
- Seni görmek güzeldi John. - Evet. - Ama gitmeliyim. | Open Subtitles | كان من الجيد رؤيتك ثانيةً, جون لكنّي يجب أنْ أذْهب الآن |
Sevgilinizin bana uçak bileti alması da gerçekten çok güzeldi. | Open Subtitles | من الرائع حقاً أن يبتاع حبيبك تذكرة سفر لي أيضاً |
Çok güzeldi. Orta halli bir çift için fena bir hayat değildi. | Open Subtitles | .. كان جميلاً لم تكن حياة سيئة بالنسبة لثنائي من الطبقة المتوسطة |
güzeldi çocuklar ama öyle bir kimseyi nereden buluruz bilmiyorum. | Open Subtitles | هذا جميل يا أطفال. ولكن أجهل أين نجد واحدة مماثلة. |
Tanrım, çok güzeldi. Sanırım artık bütün süreci anlamaya başladım. | Open Subtitles | كان رائعاً جداً ، أعتقد أنني بدأت أفهم العملية قليلاً |
Bunun benim partim olması, güzel garsonların dağıttığı pastanın üzerindeki dondurma kadar güzeldi. | Open Subtitles | حقيقة أنه كان حفلي كانت تكسو الكعك الجميل الذي كانت تقدّمه نادلات جميلات |
Gençken Jackson'da her şey ne kadar güzeldi, unuttun mu? | Open Subtitles | أتذكر كم كانت الأمور جيدة عندما كنا صغارا في جاكسون؟ |
Doğduğunda, Bayan Scarlett da çok güzeldi, ama bu kadar değil. | Open Subtitles | بالطبع، السيدة سكارليت كانت جميلة جداً عند ولادتها، لكن ليس مثلها |
Maskesini çıkardığı zaman, nerdeyse ağlayacaktım. O kadar güzeldi ki! | Open Subtitles | عندما أزالت قناعها عنها، بكيت تقريباً لقد كانت جميلة جداً |
Şunu söylemeliyim ki Dana, seni ayinde tekrar görmek güzeldi. | Open Subtitles | جب أن أقول, دانا, من الجيد رؤيتك بين الجموع ثانيةً. |
Sanırım sonunda Joyce'u bir şey için heyecanlandığını görmek güzeldi. | Open Subtitles | أتوقع أنه من الجيد أن أشاهد جويس متحمسة لأمر ما |
Yine de, seni görmek güzeldi. Biraz da sen uçurmak ister misin? Söyleyeceklerimi yaz lütfen. | Open Subtitles | على كل حال، من الرائع رؤيتك هل تريد أن تجربها؟ اكتب ما أملي عليك لو سمحت |
Ay o kadar güzeldi ki kendimi Tanrı'ya daha yakın hissettim. | Open Subtitles | فلقد كان القمر جميلاً بتلك الليلة مما جعلني قريب من الرب |
Sana bir sufle yaptım, ama yaşamak için çok güzeldi. | Open Subtitles | لقد صنعت لك سوفليه لكنه كان جميل جداً لأن يعيش |
EM: Teşekkür ederim. CA: Muhteşemdi. Gerçekten çok güzeldi. | TED | أ م: شكراً. ك أ: كان ذلك مذهلاً، كان فعلاً فعلاً رائعاً. |
Ve son 7 yıl içinde oraya her yeniden gidişim çok güzeldi. | TED | و كان من الجميل العودة الى هناك و منذ ذاك في السنوات السبع الاخيرة. |
...kendimi böyle bir durumda buldum. Seni görmek çok güzeldi, çok teşekkürler. | Open Subtitles | أستطيع التعامل مع الأمور الصعبة فمهاراتي جيدة و سأفعل ذلك شكرا لك |
Mutfağa gitsem iyi olacak. Sizi görmek güzeldi. Şirin çocuk. | Open Subtitles | يجب أن أذهب للمطبخ فقط تسعدني رؤيتك أيها الفتى اللطيف |
Çok güzeldi. Öğleden sonra inanılmaz eğlendim. | Open Subtitles | كان هذا لطيفاً ، استمتعت كثيراً بعد ظهر اليوم |
Çok güzeldi ama sanırım öğle yemeği için geri dönmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | هذا لطيف جداً، لكن أعتقد أنه يجب أن نعيدهما ليتناولا الغداء |
Ve bu, Eylül'deki o Salı sabahıydı, dışarıda hava çok güzeldi. | TED | وكان حينها صباح يوم ثلاثاء في شهر سبتمبر وكانت الاجواء رائعة في الخارج |
Çok güzeldi. | Open Subtitles | هو وزوجته الجميلة, شيرلي. كان ذلك جميلا ً. |
Gitsen iyi olur. Seninle tanışmak güzeldi. Geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | ينبغي أن ترحلي ، سعدت برؤيتك شكراً لك على المجيء |
- Gidersen kovulursun. - Seninle çalışmak güzeldi Mario. | Open Subtitles | اذا ذهبت فانت مطرودة سررت بالعمل معك يا ماريو |