Ve o da olabildiğince çabuk, yani hemen, geldi ve ona seninle yeni tanıştığımı anlattım ve yüzüğünü geri verdim. | Open Subtitles | وجاء إلى شقتى مسرعاً .. وأخبرته أننى تعرفت عليك للتو .. وأرجعت له خاتمه |
Bir şirket satın almak için geldi ve beni de şans meleği olarak getirdi. | Open Subtitles | كوني، انه هنا لشراء شركة وجاء بي معه كتعويذة لجلب الحظ |
Sıradan bir vatandaş gibi geldi ve prosedürel sorular sordu. | Open Subtitles | لقد اتى الى كأنه مواطن عادى وبدأ فى طرح الأسئلة |
Ben harika bir şekilde yapıyordum. Ama sonra o geldi ve herşeyi mahvetti. | Open Subtitles | لقد كنتُ أقوم بها بشكل رائع و ثم أتى و خرب كل شيء |
Birileri satın almaya geldi ve bahçedeki tüm taşları istedi... | Open Subtitles | ثم جاء شخص ما بعد ذلك ليشتريهم وكانوا يريدون صخور |
Sınıfıma geldi ve ve içeride yenilebilir bir duvar inşa ettik. | TED | جاء إلى صفي وبنينا جدار داخليا قابلا للأكل. |
Bak, aramızda kalsın ama, dün gece evime geldi, ve berbat durumdaydı. | Open Subtitles | ،أنظري، بيني وبينك لقد أتت إلى شقتي ،ليلة أمس وكانت حالتها سيئة |
Sonra kayak devriyeleri geldi ve onu buza koydular. | Open Subtitles | و لكن دورية تزلج أتت و وضعوها على الثلج |
Elinde 10 dolarla geldi ve "Anne endişelenmene gerek yok... ben sana bakarım." dedi. | Open Subtitles | وجاء ومعه 10دولارات وقال لي,امي لا تقلقي ابدا |
Sonra mezuniyet günü geldi ve üniversiteye gittik... ama sen hiçbir yere gitmedin ve düşündün ki, | Open Subtitles | وجاء وقت التخرج وذهبنا نحن إلى الجامعات بينما أنت لم تذهب ،و ظننت |
Fazla geçmeden Mongoloid geldi ve sonra da çalışamadım tabii. | Open Subtitles | وبعد فترة اتى المنغوليين وبالطبع، لم استطيع العمل بعد ذلك |
Diyelim ki o gün geldi ve tehlike içindeki bir genç kızı helikopterden düşerken kurtarma şansını elde ettiniz. | TED | لنقل انه اتى يوم و حصلت على فرصة انقاذ شابة في محنة هابطة من مروحية |
Ve birkaç hafta önce, birden elinde biraz parayla bana geldi ve "Evlenelim" dedi, ben de "Olur" dedim. | Open Subtitles | و مُنذُ عِدَة أسابيع أتى و مَعَه بَعضِ المال فَجأَةً و يَقول: |
Bir parçam cezalandırılmasını istedi sonra o geldi ve cezalandırdı. | Open Subtitles | جزء مني أراد أن يُعاقب ثم جاء هو و عاقبه |
Ama sürpriz olarak, projenin sonunda kendisi dağın tepesine geldi ve esere göz attı. | TED | وكانت المفاجأة، عند نهاية المشروع، أن جاء إلى الجبل لرؤية القطعة. |
Dr. Bodnar törene geldi ve Ukrayna'da büyüdüğünü anlattı. | TED | الدكتورة بودنار أتت إلى المراسم وشرحت لنا أنها ترعرعت في أوكرانيا. |
- Sonra polisler geldi ve tam bir arbedeye döndü. - Arbedeye mi? | Open Subtitles | الشرطه أتت و تحول الأمر إلى شغب شغب ؟ |
Mincaye, Amerika'ya geldi ve bu ziyaretler başladı. | Open Subtitles | إن مينكاي هو الذي أتى إلى الولايات المتحدة وهو الذي بدأ هذه الزيارات |
Dün karın panik içinde bize geldi ve ineğinin öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | بالأمس ، جاءت زوجتك إلينا في ذعر وقالت إن بقرتك ماتت. |
Yani gördüğünüz gibi, Geniilara olan tehdit geldi ve gitti. | Open Subtitles | لذا .. فكما ترى ، التهديد للجيناى جاء و إنتهى |
Bu arada dün bi adam geldi ve sizin dosyanızı görmek istedi | Open Subtitles | يجب أن أقول لك لقد أتى شخص جديد البارحة يبحث عن ملفك. |
O benim yüzüm ve görüntümle geldi... ve annen kandırıldı. | Open Subtitles | لقد جاء إليها بوجهي و شكلي، و هي أنخدعت بذلك. |
Önceki gün ofisime geldi ve... şeytani egemenlik hakkındaki tuhaf hikâyeyi anlattı. | Open Subtitles | لقد جائت الي مكتبي يوما ما واخبرتني قصه عجيبه عن المس الشيطاني |
Josh yedi ay önce bize geldi ...ve senin gömme banyondaki ...yakışıklı iskeletle ilgilenebileceğimizi düşünmüş . | Open Subtitles | جاء الي جوش قبل سبعه شهور وكان يعتقد اننا سنكون مهتمين بسماع انه ليس الوسيم الوحيد الذي ذهب على حجرتك |
Bir ay falan çıkmıştık ve sonra bir öğlen geldi ve kasabadan ayrıldığını söyledi aynen böyle oldu. | Open Subtitles | كنا نخرج سويا لشهر او نحوه ثم ذات ظهيرة جاء وقال انه مغادر للبلدة فقط هكذا |