"gelenekler" - Traduction Turc en Arabe

    • التقاليد
        
    • تقاليد
        
    • العادات
        
    • التقليد
        
    • تقاليدنا
        
    • تقاليدها
        
    • العرف
        
    • وتقاليد
        
    gelenekler hepimizi ait ve bu sadece basit bir tanesi. TED التقاليد تنتمي إلينا جميعًا، وهذا أمر بسيط.
    Ancak insanlar bunu bırakıp yeni insanlar geldiği zaman gelenekler bir anlam kazanır. TED حتى يغادرون ثم يأتي أشخاص جدد حيث يتم حينها تقدير التقاليد.
    Tekil semboller haricinde, küreselcilik olmasa var olamayacak genel ulusal gelenekler dahi var. TED وأبعد من الرموز الفردية، هناك مجموعة من التقاليد القومية التي لم تكن لتوجد لولا العولمة.
    Her zaman söylemiştim, buralarda yeni gelenekler gerekli diye. Open Subtitles أنا كنت أقول أننا نحتاج إلى تقاليد جديدة هنا
    gelenekler ve bayramlar tüm kültürler için önemlidir ama bir dönemdeki kahraman, tarihi bilgimiz genişledikçe ve değerlerimiz geliştikçe gelecek dönemin haini olabilir. TED العادات والأعياد مهمة لكل الثقافات، لكن بطل حقبة ما قد يصبح الشرير في أخرى مع توسّع معرفتنا بالتاريخ وتطوّر مبادئنا.
    Böylece gelenekler gereği hayali hayvanı görmek için kraliyet ailesini oraya götürebilecek. Open Subtitles حتى يتمكن من مرافقة العائلة الملكية لتحية الوحش الخيالي كما في التقليد
    Afganistandan gelenler ile de gelenekler ve insanların bunları algıları konusunda konuşuyorduk. Bamiyan Buddha heykellerinin yıkılması trajedisi üzerine duruma daha olumlu bir yoldan bakabileceğimiz bir öneri sundum TED لذا، كنا نتحدث عن الخلافات بين التقاليد ويتصور الكثير من الناس ومأساة تدمير تماثيل بوذا في باميان، ولكني قدمت اقتراحا ربما يمكن أن ننظر إلى هذه المسألة بطريقة إيجابية.
    gelenekler böyle başlıyor demek ki. Open Subtitles نعم، حسنا، التقاليد يجب أن تبدأ في مكان ما.
    "Bazı ruhani gelenekler büyük bir kötülüğün ya da adaletsizliğin zaman döngüsü içerisinde düzenelene kadar lanetleniceğine inanır." Open Subtitles هنالك بعض التقاليد التي تعتقد بأنَّ الشرُّ العظيم، أو الظلم الكبير قد يتمُّ لعنه من خلال حلقةٍ زمنية حتى يتمُّ اعتداله
    - gelenekler değil, bu... Bak, bu bilgisayarların asla elde edemeyeceği şeylere sahibiz içgüdüler, duygular ve ruhsal karar alabilme gibi. Open Subtitles ليست التقاليد ولكن, لدينا أشياء ليست موجودة في هذه الحواسب مثل الغريزة
    Samhain cehenneme gitmesine rağmen gelenekler devam etti. Open Subtitles حتى بالرغم من القضاء عليه اتبعت نفس التقاليد
    Çin, gelecek için kendisine yeni bir yön belirlerken eski gelenekler hala daha kültürünün önemli bir parçası olmayı sürdürüyor. Open Subtitles بينما تنظر الصين إلى المستقبل التقاليد القديمة ما زالت جزء من ثقافته.
    Bir noktada, gelenekler nesilden nesile geçer, doğrusu ya da yanlışı yoktur. Open Subtitles عند مرحلة معينة, ما ان يتم توريث التقاليد جيلا بعد جيل لا يوجد صواب أو خطأ
    Bence toplumsal gelenekler eli boş gitmemen gerektiğini söylüyor. Open Subtitles أعتقد أن التقاليد الاجتماعية لا تخولك بالذهاب هناك خال اليدين
    Yemekler, gelenekler ama en çok, ailece seyahat edip birlikte olmak demektir. Open Subtitles الطعام، و التقاليد لكن غالباً ما يعني سفر عائلي لأماكن بعيده ليكونوا مع بعض
    Yıllar boyunca kendimize sayısız özel gelenekler edindik. Open Subtitles خلال هذه السنين ، طورنا العديد من التقاليد
    Evet, burada yeni gelenekler iyi olur. Open Subtitles نعم يمكننا استخدام تقاليد جديدة هنا
    Romanda, toplumsal gelenekler ve sömürge tarihini de dahil ederek kendi Hindistan yerlisinin kültürünü sorguluyor. TED في الرواية، تناقش ثقافة مسقط رأسها الهند، بما في ذلك العادات الاجتماعية هناك والتاريخ الاستعماري.
    Her ne kadar kral yeni şeyleri sevse de gelenekler her zaman en iyisi olmuştur. Open Subtitles و بقدر ما يحب الملك أي شيء التقليد الجديد يُصبح الأفضل بالنسبة له كل مرة
    Lakin gelenekler giderek kayboluyor, hatta bu seviyede kaybolabilirler. Open Subtitles وعندما تبدأ تقاليدنا بالإضمحلال هناك خطر أن نفقده
    Her yaşam kurallar, gelenekler, dostlar, düşmanlar, katışıksız dehşet ve inanılmaz mutluluklar içerir. Open Subtitles كل حياة بها قواعدها ، تقاليدها أصدقاء وأعداء خوف كبير وفرحة عارمة
    Söylediğinin doğru olduğuna inanıyorsanız... gelenekler onu bağışlamanızı gerektirir. Open Subtitles إن كنتم تظنون أن ما يقوله صحيح يقضي العرف بأن تبرئونه
    Mesela ilk aklımıza gelenler, bitkileri yiyoruz, soluduğumuz oksijeni onlar üretiyor, ama bitkiler aynı zamanda önemli ve üstünde titizlikle çalışmamız gereken biyo-aktif maddelerin de kaynakları, çünkü bildiğiniz gibi, şu binyıl içinde insan toplulukları önemli bilgiler, kültürel gelenekler ve bitkilere dayalı tedavi edici yöntemler geliştirdiler. TED ابتداء من إطعامنا وتزويدنا بالأوكسجين، لكنها أيضا مصدر مهم لمكونات نشطة بيولوجيا يجب علينا دراستها بعناية، لأن المجتمعات البشرية خلال آلاف السنين، قامت بتطوير معرفة مهمة، وتقاليد ثقافية، ومصادر مهمة للأدوية المستمدة من النباتات.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus