"gelinliği" - Traduction Turc en Arabe

    • الفستان
        
    • فستان
        
    • فستانها
        
    • الثوب
        
    • ثوب الزفاف
        
    • ثوب زفاف
        
    • لباسِ
        
    • بفستان زفاف
        
    • رداء الزفاف
        
    Sağ olsun ama elimizde rahip olmadıktan sonra gelinliği n'apayım? Open Subtitles اوه,هذا لطيف,لكن مالفائده من الفستان اذا لم يكن لدي قسيس
    Dharma, bir sebeptendolayı terzi gelinliği senin üzerinde görmeliymiş Open Subtitles دارما لسبب ما , صانعة الفستان تصر على رؤية الفستان عليكِ
    gelinliği vermezsem iptal etmeyeceğini söyledi. Open Subtitles وقالت إنه لا يمكنني الحصول عليهم ما لم أعطها الفستان
    "Saklanırken aksırma, yalan söylerken gülme ve asla ve asla gelinliği, arabası veya köpeği çalınmış bayanların parasını alma." Open Subtitles لا تعطس عندما تختبئ ولا تبتسم عندما تكذب وتحت اى ظرف لا تاخذ مال من امراة فقدت كلبها او فستان زفافها او عربتها
    Tasarladığınız bir gelinliği Vogue'da gördüm ve aşık oldum. Open Subtitles لقد رأيت فستان صممتيه في مجلة فوج و أعجبني جدا
    Damadın düğünden önce gelinliği içinde görmesinin. Open Subtitles حسنا , ان يرى العريس عروسته في فستانها قبل الزفاف
    Normalde düğünden önce gelinliği damada göstermezler. Open Subtitles عادة العريس هو من عليه ألا يرى الفستان قبل الزفاف و ليس العروس
    O gelinliği giydim, kız kardeşimle annem üzerime titriyordu. Open Subtitles لبستُ ذلك الفستان وأختي وأمي حولي تدللاّني
    gelinliği tam raftan kapmıştım ki hemen sonra o geldi. Open Subtitles لقد أخذتُ الفستان من الرف و سعت هي لأخذه
    Bu gelinliği deniyordum, bu kadın bana saldırdı. Open Subtitles كنتُ أجرّب ارتداء هذا الفستان و قامت هذه الفتاة بمهاجمتي
    Hem gelinliği hem de taşaklı evi yakacakmış. Open Subtitles أنه يقول أن سيحرق كلا الفستان والبيت اللعين بالنار
    Yüzyıldır, ailemizden her kadın yemin ederken o gelinliği giymiştir. Open Subtitles لمئة عام النساء في عائلتنا ارتدوا نفس الفستان حينما قالوا نذورهم
    gelinliği kızımın üzerinde görmek istiyorum, derhal! İpek elbiseyi arabada giyemez Victoria! Open Subtitles ـ انا أريد الفستان هنا على ابنتي بالحال ـ لا تستطيع أن ترتدي فستانها في السيارة فيكتوريا
    Kız kardeşinin görünüşünü sevmesine sevindim ama o kabarık gelinliği giymek zorunda olan benim burada. Open Subtitles حسنا، يسعدني أن أختك أعجبها المنظر، لكنني الشخص الذي سيكون عليه ارتداء الفستان الفضفاض.
    O daha sonra olacak. Ve gelinliği kiralayacağım. Open Subtitles هذا سوف يأتي لاحقا وأنا سوف استأجر فستان زفاف
    Annesinin gelinliği Üstüne tam oturdu Open Subtitles الأن، فستان زفاف أمها مضبوط عليها تماماً
    O gelinliği getirdi ve Bay Karan Oberoi, damat. Open Subtitles هو الذي احضر فستان الفرح و هذا هو كاران اوبروي ، العريس
    Düğünümüzde, gelinliği ile yanımda oturuyor olacak. Open Subtitles تباً، في زفافنا ستكون جالسة إلى جانبي في فستانها الأبيض
    gelinliği sen giy, iğneleri ben takayım. Open Subtitles تقومين انت بارتداء الثوب و أنا سأقوم بتطريزه
    Altın gelinliği gördüm. Rüya gibi. Sen de sevdin mi? Open Subtitles لقد رأيت ثوب الزفاف الذهبي ، إنه كحلم ، هل أعجبك يا جاكسون ؟
    Annemin gelinliği o. Open Subtitles هذا هو ثوب زفاف والدتي.
    Gelin olarak en güzel gelinliği ben seçecektim. Open Subtitles ثمّ، تَعْرفُ، كالعروس، أنا كان لا بُدَّ أنْ أَحْكمَ الذي مجموعةَ جَعلتْ أفضل لباسِ
    "Sheila, güzelim 15 bin dolarlık gelinliği ne yapacaksın?" Open Subtitles شيلا حبيبتي, ماذا تريدين بفستان زفاف قيمته 15000 دولار ؟
    Arkadaşlarım ve ben taa Michigan'dan buraya arabayla geldik... nişanlıma hakkettiği gelinliği bulmak için. Open Subtitles لقــد قدنـا أنا و أصدقائــي طول الطّريق من متشيغان... لنجد لخطيبتي رداء الزفاف التــي تستحقهّ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus