Pomeranyası gerçekten kötü durumda. | Open Subtitles | يا كلب صغير طويل الشعر لها، وقالت انها في حالة سيئة حقا. |
Ama bir yıl, sadece ve gerçekten kötü bir şey için değildi. | Open Subtitles | لكن كانت فقط لسنة ، و لم يكن . من أجل شيء سيء حقاً |
Yani hiçbir zaman iyi görünmüyorsun, fakat şu an, gerçekten kötü görünüyorsun. | Open Subtitles | أعني أنت لاتبدين بحال جيد ابداً لكن الآن تبدين بحال سيء جداً |
Biliyorum, fakat şu anda, her zamanki gibi kötüyüm, gerçekten kötü. | Open Subtitles | أعرف، ولكني أسوأ من كل مرة، أنا بحالة سيئة جداً. |
gerçekten kötü bir şey olmadan ona ulaşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أصل إليه قبل أن يحدث شيئ سيئ جداً |
19 yaşındayken gerçekten kötü bir araba kazası geçirdim. | TED | حدث ذلك حين كنت في التاسعة عشرة من عمري، حيث تعرضت إلى حادث سيارة سيء للغاية |
Basınınız gerçekten kötü olmalı. Dükkanı mı kapatıyorsunuz? | Open Subtitles | كان لديكم صحافة سيئة جدا هل ستقوم بإغلاق المحل |
gerçekten kötü bir başlangıç, çünkü biz Baxter ve Hawley değiliz. | Open Subtitles | أعتقد أنها بداية سيئة حقاً يا صديقي, اسمي ليس باكستر وهو ليس هولي |
Asgard'ın süper silahı, kötü, gerçekten kötü, Odin'in sakalı kadar kötü. | Open Subtitles | سلاح أسغاردين خارق , سيء , حقا سيء , لحية أودين سيء |
gerçekten kötü bir kızsın. | Open Subtitles | انتي سيئة، اليس كذلك؟ انتي فتاة سيئة حقا |
Söylemek istediğim, olanlardan dolayı kendimi gerçekten kötü hissettiğim ve çok üzgün olduğum. | Open Subtitles | -أردت أن أقول أنني قد تعاملت مع الأمور بصورة سيئة حقا .. وأنني أسف |
Söylemek istediğim, olanlardan dolayı kendimi gerçekten kötü hissettiğim ve çok üzgün olduğum. | Open Subtitles | -أردت أن أقول أنني قد تعاملت مع الأمور بصورة سيئة حقا .. وأنني أسف |
Sanırım bu insanlara gerçekten kötü bir şey yapacağım. | Open Subtitles | اعتقد انني على وشك فعل شيء سيء حقاً لهؤلاء الناس |
Sohbet etmede gerçekten kötü müsünüz yoksa numara mı yapıyorsunuz? | Open Subtitles | أأنت سيء حقاً بالمحادثة القصيرة أم تخدعني فحسب؟ |
Tamam, ben burada gerçekten kötü bir gün yaşıyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أنا أحظى بيوم سيء حقاً |
Kötü bir şey olmalı, gerçekten kötü bir şey, yoksa görmem. | Open Subtitles | يجب أن يكون أمراً سيئاً شيء سيء جداً , أو أنا لن أراك |
"Hafta sonu harika gidiyordu ama sonra gerçekten kötü bir şey oldu." | Open Subtitles | "عطلة الأسبوع كانت عظيمة لكن حدث شيء سيء جداً". |
Ayakkabılarla yaşayan yaşlı kadın için üzülüyorum çünkü gerçekten kötü kokuyor olmalılar. | Open Subtitles | أشعر بالأسى لهذه المدربة لأنه لا بد أن رائحتها سيئة جداً |
Böyle söylediğinde kulağa gerçekten kötü geliyor. | Open Subtitles | حسنا، عندما تقولين هذا يبدو كأن الأمر سيئ جداً. |
Tamam. Dün yaptığınızın gerçekten kötü bir şey olduğunu bilmenizi istiyorum, | Open Subtitles | حسناً، أريدكم أن تعرفوا الآن إنّكم قد فعلتم شيء سيء للغاية البارحة. |
Bu filmde de acayip bir potansiyel var sanmıştım ama gerçekten kötü bir film. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أن هذه الأفلام جيدة لكنها في الواقع سيئة جدا |
Bu gerçekten kötü bir fikir. | Open Subtitles | هذه فكرة سيئة حقاً |
Her şey gerçekten kötü bir zamana denk geldi. | Open Subtitles | حسنا, لقد حدث كل هذا في وقت سيء.. حقا |
gerçekten kötü olaylardan seni uzak tutmak için önemsiz şeyleri anlatırlar sadece. | Open Subtitles | أنهم يتشاركون في الأشياء التافهة فقط لوضعك خارج رائحة الأشياء السيئة حقا |
Kimyasal dengenin ayarı bozulunca da gerçekten kötü şeyler olabilir. | TED | وعندما يخرج هذا التوازن الكيميائي عن المألوف، يمكن أن تحدث أمور سيئة حقًا. |
Benim, dinle gerçekten kötü bir gün geçirdim. | Open Subtitles | هذا أنا، إسمعيني لقد مررت بيومٍ سيئ للغاية |
Babana tam olarak ne olduğunu bilmiyorum , ama sanırım gerçekten kötü bir şeydi. | Open Subtitles | أنا لا أعلم بالضبط ما الذي حدث لوالدك لكني أعلم بأنه كان شيئا سيئا جدا |
gerçekten kötü | Open Subtitles | ♪ فاسد حتى النخاع ♪ |
Bence çocukken başına gerçekten kötü bir şey gelmiş. | Open Subtitles | أتعلمين؟ أنا أعتقد أن أمرا ما سيئ جدا قد حدث لك |