Muhtemelen haklısın._BAR_ Ayrıca henüz çok da gerekli değil. | Open Subtitles | على الأرجح انت محق ,إلى جانب أن هذا ليس ضرورياً بعد |
Böyle mi? Bu gerekli değil. | Open Subtitles | لقد رششتني بخرطومك هذا ليس ضرورياً |
Bir oda vermekle başlayabilirsin. Yatak gerekli değil... | Open Subtitles | يمكنك أن تبدأ في أن تعطيني غرفة السرير غير ضروري |
sonuçların olmasını istediğiniz gerekli değil, ama olmaları gerektiği şekilde olacaklar, ve sadece siz onu yapıp yapamayacağınız bileceksiniz. | TED | ليس بالضرورة كما تشتهيها أن تكون، لكنها ستكون تقريباً كما ينبغي أن تكون، وأنت ستعرف فقط سواء يمكنك فعل ذلك. |
Hayır, bu tür kelimeler gerekli değil. | Open Subtitles | فى هذه الحياه الجديدة الرائعة؟ لا ليس ضروريا فى هذه الكلمات |
Bebeği kurban etmek gerekli değil. Bu sadece bağlantı kurmak için. | Open Subtitles | التضحية بالطفل ليست ضرورية أنها مجرد ارتباط |
Öneriniz nezaket örneği, ama gerekli değil. | Open Subtitles | عرضك يبدو رحيم, لكنه ليس ضرورى |
Hayır, gerekli değil! Dişlerinden de doğrulama yapabiliriz. | Open Subtitles | كلا, ليس ضرورياً يمكننا مطابقة أسنانه |
Bu beklenmeyen bir etki değil gerekli değil. | Open Subtitles | -ان ليس لدية حساسية ضد الدواء -أوه . هذا ليس ضرورياً |
gerekli değil. Annenin kanamasını düzeltmek için buradayız. | Open Subtitles | ليس ضرورياً, فنحن ,هنا نعالج نزيف الأم |
Bu gerekli değil, ama bir fikrin var gibi. | Open Subtitles | ليس ضرورياً لكنّك فهمت الفكرة نوعاً ما |
Evet bu bu ona uygun bir söz. Bu gerekli değil. | Open Subtitles | ... هذه الكلمة المناسبة لوصفها هذا غير ضروري |
Hiçbir açıklama gerekli değil. Siz ikiniz de yetişkinsiniz. | Open Subtitles | أي توضيح غير ضروري كلا منكما بالغ |
gerekli değil, efendim. | Open Subtitles | ليس بالضرورة يا سيدي, ربما أنت على علم بشأن برنامج الشرطي الآلي |
Bu gerekli değil.O sadece bir soru. | Open Subtitles | هذا ليس ضروريا ، كان مجرد سؤال |
Hayır, hayır, hayır. CT taraması gerekli değil. | Open Subtitles | لا، لا ، لا الأشعة المقطعية ليست ضرورية |
Bu aslında çok gerekli değil ama daha güvenli. | Open Subtitles | ليس ضرورى ولكن أكثر أمانا |
Niyet günah işlemek için gerekli değil. | Open Subtitles | النيـة غير ضرورية لتحمُّـل وزر الخطيئة |
gerekli değil. | Open Subtitles | هذا ليس ضروريًا |
Bu gerekli değil, General. | Open Subtitles | لن يكون ضروريا , جنرال |
Ateşi 39'un altına düştüğü için çok fazla gerekli değil. | Open Subtitles | هذا لن يكون ضرورياً. درجة حرارته أقل من 100. |
O kadar gerekli değil. Başka birşey var mı? | Open Subtitles | لا ضرورة لذلك، هل من شيء آخر؟ |
Bu gerçekten gerekli değil. | Open Subtitles | . هذا حقا ليس بضروري |
Oh, gerçekten gerekli değil, Julia. | Open Subtitles | أوه، هو لَيسَ ضروريَ جداً، جوليا. |
Aslında Bay Palmer, tıp fakültesi diploması adli tabipler için bile çok gerekli değil. | Open Subtitles | في الحقيقة يا سيد (بالمر) شهادة طبية ليست مطلوبة لتكون محقق في أسباب الوفيات |