"gerektiğine" - Traduction Turc en Arabe

    • يجب أن
        
    • أنه يجب
        
    • ضرورة
        
    • بضرورة
        
    • يتوجب علينا
        
    • ان علينا
        
    • نحتاج إلى أحدهم
        
    • من أن علينا
        
    Birçoğumuz senin uzun zaman önce Kraliçe olman gerektiğine inanıyor. - Evet. Open Subtitles الكثيرات منا يعتقدنَ أنه كان يجب أن تكوني الملكة منذ فترة طويلة
    Profion onu istemiyor çünkü imparatoriçe halkla... büyücülerin eşit olması gerektiğine inanıyor. Open Subtitles بروفيون يريد خلعها لأنها تصدق أن الماجيين والعامة يجب أن يعاملوا بالمثل.
    Şu sıralar Suriye'de muhabirlik yapıyorum ve haber yapmaya başladım çünkü yapılması gerektiğine inanıyorum. TED وأنا الآن أقوم بتغطية سوريا ، وبدأت بتغطيتها إعلامياً لأنني أؤمن أنه .. يجب أن يُقام بهذا العمل.
    Eminim müttefiklerimizle bağlantı kurmamız ve politika üretmemiz gerektiğine katılıyorsunuzdur. Open Subtitles أنا متأكّد أنك ستوافق على ضرورة أن نتّصل بالحلفاء ـ ونبدأ بالاجراءات السياسية ـ بالتأكيد.
    Topluluğu hayatta tutmak için bir düşmanın olması gerektiğine inanır, bu yüzden de var olmayan bir tane yaratırlar. TED يعتقدون بضرورة وجود عدو لكي تعيش الطائفة، لذا عندما لا يكون هناك عدو، يصطنعون واحدًا.
    Bunu neden yapmamız gerektiğine dair üç neden sunacağım. TED وسأعطيكم ثلاثة أسباب لماذا يتوجب علينا فعل هذا.
    Bu yüzden, yapımcılar bu işi Avrupa yollarında çözümlendirmemiz gerektiğine karar verdi. Open Subtitles لذلك المنتجون قرروا بانه يجب أن نقرر ذلك على حد الطرق الأوروبيه
    Ama eğer rehabilitasyon veya bağışlanma diye bir şey varsa, o kişiye değiştiğini ispatlayabilmesi için şans verilmesi gerektiğine inanıyorum. Open Subtitles لكن إن كان هناك شئ ما كإعادة تأهيل أو السماح عندها أنا أؤمن بأن الشخص يجب أن يحصل على الفرصة
    Ve birilerinin bu konuda bir şeyler yapması gerektiğine inandı. Open Subtitles وكان يشعر أن شخصا يجب أن نفعل شيئا حيال ذلك
    Eğitmen ve filozof Paulo Freire öğretmenin ve öğrenmenin çift yönlü olması gerektiğine inanır. TED المربي والفيلسوف باولو فريري آمن بأن التعليم والتعلّم يجب أن يكونا في اتجاهين.
    Çocukken bize oyun oynamamız öğretildi. Ve neden oynamamız gerektiğine dair hiçbir şey söylenmedi. TED كما تعلمون، بإعتبارنا أولادا هم يعلموننا أن نلعب. ولم يعطونا أبدا أي سبب لماذا يجب أن نلعب.
    Şimdi bir haminiz olması gerektiğine siz de inanıyorsanız, bu hamiyi nasıl belirleyeceğimiz hakkında konuşalım. TED الآن، إذا كنت معي وتوافق على أنه يجب أن يكون لديك راعٍ، دعنا نتحدث عن كيفية تحديد الراعي.
    Her gün ülkemizin artık geçmişin damgası ile tanımlanmaması gerektiğine inanarak uyanıyorum. TED أستيقظ كل يوم وأنا أعتقد أنه يجب عدم تعريف دولتنا بوصمة العار الماضية.
    Eminim müttefiklerimizle bağlantı kurmamız ve politika üretmemiz gerektiğine katılıyorsunuzdur. Open Subtitles أنا متأكّد أنك ستوافق على ضرورة أن نتّصل بالحلفاء ـ ونبدأ بالاجراءات السياسية ـ بالتأكيد.
    Derslerine girmesi gerektiğine katılıyorum. Open Subtitles أنا موافقه علي ضرورة متابعته لحصصه جيداً
    Herhalde bir çoğu çizginin aşılıp size yardım edilmesi gerektiğine inanıyor. Open Subtitles أعتقد أن بعضهم شعر بضرورة حضور أحد لتحذيركم
    Bu ülkeyi, ayaktakımından geri almamız gerektiğine inanıyorlar. Open Subtitles إنّهم يؤمنون بضرورة إستعادتنا .لهذه البلاد من الرعاع
    Gücümüzü arttırmamız gerektiğine inanıyorum. Özgürlük için dik durmalıyız. Open Subtitles أؤمن بأنه يتوجب علينا ترسيخ قوتنا علينا أن ندافع عن الحرية
    Bu adamı tekrar yakalamamız gerektiğine inanamıyorum. Open Subtitles لا يمكنني التصديق ان علينا الامساك بهذا الرجل ثانية
    Hepimizin sırlarını paylaşabileceği güvenebileceği birileri olması gerektiğine inanıyorum. Open Subtitles وأعتقد أننا جميعا نحتاج إلى أحدهم بإستطاعتنا .. تبادل الأسرار معه شخص يمكننا الوثوق به
    Gündüz gitmemiz gerektiğine emin misin? Open Subtitles أمتأكدة من أن علينا الانطلاق في وضح النهار؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus