Gezginlerin sihrini doğadan alan herkese karşı bir garezi vardır. | Open Subtitles | الرحّالة يحقدون على أيّ أحدٍ يستمدّ قوى السّحر من الطبيعة. |
"Gezginlerin banyo yaptığını bile bilmiyordum." Öyle bir şey mi? | Open Subtitles | أعساي أقول إنني لم أعرف أن الرحّالة كانوا يستحمّون أصلًا؟ |
Gezginlerin geleneksel sihre erişimi yoktur, biz de doğaçlama yaparız. | Open Subtitles | نحن الرحّالة لا يمكننا استخدام السحر التقليديّ، لذا نرتجل. |
Orada Gezginlerin kanlarıyla beslenip asırlarca mutlu yaşadık, ta ki avcılar bizi tekrar bulana kadar. | Open Subtitles | لقد عاشوا قرونا جميلة على دماء المسافرين حتى تم اكتشافهم من قبل صائدى مصاصى الدماء مرة اخرى |
Senin dünyandan gelen Gezginlerin öyle yaptığını duydum. | Open Subtitles | هذا ما أسمعه مما يفعله الرحالة من عالمك |
Gezginlerin geleneksel sihre erişimi yoktur, biz de doğaçlama yaparız. | Open Subtitles | نحن الرحّالة لا يمكننا استخدام السحر التقليديّ، لذا نرتجل. |
O yüzden eğer onu güvende tutmak istiyorsan Gezginlerin ne iş çevirdiklerini öğrenmemde bana yardım etmelisin. | Open Subtitles | لذا إن وددت حمايتها، فساعدني لمعرفة ما يخطط له الرحّالة. |
Görsel ikiz kanımız için. Gezginlerin bir tür kehanet için ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | من أجل دمائنا الأقرانيّة التي يحتاجها الرحّالة لنبوءة ما. |
Yani tanıştığı her erkekle yatağa atlamak Gezginlerin âdeti midir? | Open Subtitles | إذن عُرف الرحّالة ينصُّ على مضاجعة كل شاب تقابلين؟ |
Gezginlerin başka birinin vücudu içinde yaşamını sürdürme yetenekleri var. | Open Subtitles | "وهذا ما سينتهي بنا إلى هنا حيث بدأنا" "بإمكان الرحّالة أن يعيشوا في أجساد أناس آخرين" |
Gezginlerin hamlelerini yapmak üzere olduklarını düşünüyoruz. Liderleri Markos burada. | Open Subtitles | نظنّ الرحّالة على وشك القيام بخطوتهم، فإنّ قائدهم (ماركوس) وصل. |
Gezginlerin harekete geçeceklerini düşünüyoruz. | Open Subtitles | "نعتقد أنّ الرحّالة على وشك القيام بخطوتهم" |
Gezginlerin Mystic Falls'ta yaptığı büyü ruh sihrini yok ediyor. | Open Subtitles | التعويذة التي أقامها الرحّالة داخل (ميستك فولز) تمحو السحر الروحانيّ. |
Gezginlerin lideri sen ve Elena'nın kanını istiyor. | Open Subtitles | قائد الرحّالة يريد دماءً منك ومن (إيلينا). |
Bak, sadece Tom'un öldüğünü ve Gezginlerin toplu intihar gerçekleştirdiği. | Open Subtitles | لا نعلم إلّا أنّ (توم) مات وأن الرحّالة أقاموا انتحارًا جماعيًّا. |
Ayrıca şu Gezginlerin Mystic Falls'u ele geçirmesi varken daha önemli sorunlarımız yok mu bizim? | Open Subtitles | أما لدينا مشاكل أكبر مع الرحّالة الذين يحاولون اجتياح (ميستك فولز)؟ |
Markos Gezginlerin kalıcı olarak memleketinize yerleşebilmeleri için laneti kaldırmaya odaklanmış hâlde. | Open Subtitles | (ماركوس) عاكف على كسر التعويذة لكيّ يستقرّ الرحّالة على نحوٍ دائم في بلدتكم. |
Kapımızı çalan Gezginlerin üzerine de kızgın yağ dökeriz. | Open Subtitles | و نقذف بزيت ساخن على كل المسافرين الذين يدقون على البوابة |
kayıp bir dünyaya gelmiş gibiydik, her yelpazeden Gezginlerin komünitesi, burdan geçen değil, gerçekten burada yaşayan. | Open Subtitles | يبدو كما لو كنا وصلنا إلى العالم المفقود مجتمع كامل من المسافرين ليس مجرد زائرين |
Bak " fonduk" (otel) Gezginlerin konuk edildiği yer. | Open Subtitles | و يعتبر الفندق مكان نزول المسافرين |
Gezginlerin büyüsündeki tüm gücü aldın değil mi? | Open Subtitles | امتصصت كلّ سحر تعويذة الرحالة. |