Ve eğer seni aksine ikna etmeye çalışırsa, ona cehenneme gitmesini söyle. | Open Subtitles | و إن حاول أن يقنعك بغير ذلك قولي له أن يذهب للجحيم |
Hiçbir şey çalınmayacak Sadece farenin, peynirin peşinden gitmesini sağlayacağız | Open Subtitles | نحن فقط نريد أن نتأكد أن الفأر يذهب وراء الجبنة |
Marni, ondan gitmesini istemek zorunda değilsin. Yani, Tim kalabilir. | Open Subtitles | مارني, لايجب عليك ان تقولي له ان يرحل يمكنه البقاء |
Güney aslında insanların gitmesini engellemek için elinden geleni yaptı. | TED | فعل الجنوب كل ما بوسعه لمنع الناس من الرحيل. |
Onunla gitmesini görmektense seni burada tutsak etmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | وافضل ان ابقي محبوسة هنا علي ان اراه يغادر معها |
"Bir hayaletten kurtulmanın en basit yolu, ondan gitmesini açıkça talep etmektir." | Open Subtitles | أسهل طريقة للتخلص من الروح هو أن تطلب منها ببساطة أن ترحل |
Her grup diğerinin gitmesini istiyor böylece her şey kendilere kalır. | Open Subtitles | كل عصابة تريد رحيل الأخرى لذا الأخرين يمكنهم الأستحواذ عليه لأنفسهم. |
Yarın sabah buradan gitmesini istiyorum. Onu bu evde istemiyorum. | Open Subtitles | أريدها أن تغادر فى الصباح لا أريدها فى هذا المنزل |
Ona hastaneye gitmesini söyledim. Çünkü normal değil, değil mi? | Open Subtitles | اخبرته بان يذهب الى المشفى لانه لم يكن عاديا,اليس كذلك؟ |
Sen sadece arkadaşının beni dövdüğü için hapse gitmesini istemiyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط لا تريد لصديقك أن يذهب للسجن لأنه ضربنى |
Ve gördüğünüz bu şeyler de diğer yöne gitmesini sağlıyor. | TED | وهذا الشيء، كما ترون، يذهب إليه من الطريق الآخر |
Elbette buradaki herkesin manastıra gitmesini öğütlemiyorum. | TED | و بالطبع، أنا لا اقترح أن يذهب أي شخص هنا إلى دير. |
Diyelim ki seninle yaşayan birisi var ve gitmesini istiyorsun. | Open Subtitles | افرض أنّكَ تملكُ ضيفاً يقيمُ عندك، وأنت تريدُ أن يرحل. |
Onun kesin ve dönüşü olmayacak bir şekilde dünyadan gitmesini istiyoruz. | Open Subtitles | ونحن نريده ان يرحل عن هذا العالم تماماً من دون عودة |
Anlaşma yaptık. gitmesini sağlarım. Başka bir şey yapmam. | Open Subtitles | لقد عقدنا اتفاق ساجعله يرحل ,هذا ما سأفعله |
Ona defolup gitmesini söylemeyi öneriyorum. Hayır, bu aptallık olur. | Open Subtitles | أقترح أن نطلب منه الرحيل مباشرة كلا , هذا تصرف أحمق |
Ev sahibi öğrenince, kızmış ve gitmesini söylemiş. | Open Subtitles | و عندما عرف المالك, غضب و طلب منها الرحيل |
Biliyorum ondan gitmesini istedin ama umarım bunun için canını sıkmazsın. | Open Subtitles | أنا أعرف انك تريده أن يغادر وانا آمل أن هذا لايزعجك |
Eşine gitmesini söyledim, ama kulak asmadı. | Open Subtitles | لقد أخبرت زوجته بأن ترحل, ولكنها لم تهتم |
Hiç şüphesiz ki, bir sürü Amerikalı, özellikle siyası parti idarecileri Hal Philip Walker'ın yok olup gitmesini her zayıfın yok olduğu gibi gitmesini ve daha uygun bir zamanda gelmesini istiyor. | Open Subtitles | لا شك كثير من الأميركيين، خصوصا متشددي لحزب قد تمنوا رحيل هال فيليب وكر يختفي مثل الصقيع الطبيعي. |
Hamilelik testini yapmak için onun gitmesini bekleyebilirdin. | Open Subtitles | كان بإستطاعتط الإنتظار حتى تغادر لتقومي بإختبار الحمل |
Birkaç öğrenci ailesinin de içinde olduğu kişiler, okul öğrencilerin gitmesini engellemek için daha fazlasını yapmadığından çok öfkeliydi. | TED | والبعض، بما في ذلك بعض عائلات الطلاب، كانوا غاضبين أن المدرسة لم تفعل أكثر من ذلك لمنعهم من المغادرة. |
Curry ve diğerleri tüm bu rezaletin gömülüp gitmesini istiyor sadece. | Open Subtitles | كوري و الأخرون يريدون لهذه الفوضي أن تختفي |
gitmesini istemiyorum, ama bu konuda yapabileceğim hiç bir şey yok. | Open Subtitles | ،لا أريدها أن تذهب وليس بوسعي القيام بأيّ شيء حيال ذلك |
Annen ondan gitmesini isteseydi? | Open Subtitles | أن أرادت أمك رحيله |
Gelip merhaba demek için onun gitmesini bekledin. | Open Subtitles | انتظرتَ رحيلها كي تدخلَ وتسلّم عليّ |
Yönetimi için orada olmazsanız Khaleesi korkarım sahipler saklanıp saldırganların gitmesini bekler ve sonra da çıkıp kontrolü ellerine alırlar. | Open Subtitles | دون وجودك هناك للحكم كاليسي أخشى أن السادة ببساطة سيزيدون وقتهم في انتظار الغزاة أن يرحلوا ليستعيدوا السيطرة |
Niçin burayı kapatıp herkese evine gitmesini söylemiyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نغلق هذا المكان ونخبر الجميع بأن يذهبوا لديارهم |
Kontrol etmek istemiyorum. Bunun gitmesini istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أُسيطر عليها أنا أريدها أن تزول |