İçkiler bedava bile olsa ben başka bir yere gitmeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أذهب لمكان اخر حتى وان كانت المشروبات فيه مجانية |
O hapishaneye gitmeyeceğim. Ona zarar vermek için bildiğim tek yol bu. | Open Subtitles | لن أذهب لهذا السجن، إنّها الطريقة الوحيدة التي أعرف أنّي أجرحها بها. |
O halde, taç giyme töreninin bitimine kadar Strelsau'ya gitmeyeceğim. | Open Subtitles | فى هذه الحاله فلن أذهب إلى سترلساو حتى ما بعد التتويج |
O yüzden buradan sensiz gitmeyeceğim. Seni burada terk edip gitmeyeceğim. | Open Subtitles | أنت كل ما لدي، لن أغادر بدونكِ، لن أهجرك، لن أخذلك |
O zaman 40 bin papeli hazırlamaya başla çünkü almadan gitmeyeceğim. | Open Subtitles | حسنا، إذاً من الافضل ان تتغوط 40،000 لأنني لن اذهب بدونه |
Fikrimi değiştirdim. Hemen eve gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لقد غيّرت رأيي لن أذهب مبـاشرة إلى المنزل |
Alderaan'a gitmeyeceğim. Eve gitmem lazım. Geç oldu. | Open Subtitles | لن أذهب الى الديران يجب أن أذهب الى البيت |
Bir fahişeyle pislik kocasını görmek için Sheridan'a gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أذهب إلى شريدان حتى أرى عاهرة ومعها زوج سكران |
Benimle Polonya'ya gel. Seninle asla gitmeyeceğim. | Open Subtitles | ـ تعالى معى إلى بولندا ـ لن أذهب معك أبداً |
Hayır, markete gitmeyeceğim. Devam edin, bayım. | Open Subtitles | لا ، لن أذهب إلى السوق تابع التهجئة يا سيد |
Bayan Kiveat'ı almadan hiçbir yere gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لا أذهب إلى أيّ مكان، ليس بدون السّيدة كيفيت. |
Hepsi bu. Umurumda değil. Artık okula da gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لا يعنينى أى شئ ولن أذهب للمدرسة بعد اليوم |
Başka adamların donsuz giydiği kıyafetlerinin içinde oraya gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أذهب بدون سروال داخلي في ملابس شخص آخر |
Benim demek istediğim, kardeşin bana yardım etmeden, hiçbir yere gitmeyeceğim. | Open Subtitles | إن الذى قصدته هو, أه, أننى لن أذهب ألى أى مكان حتى يساعدنى اخوكى, اولا |
Chicago'ya birkaç günlüğüne gitmeyeceğim. Cape Cod'a gideceğim. | Open Subtitles | لن أكون فى شيكاغو لعدة أيام سوف أذهب إلى الجزيرة |
Üniversiteye gitmeyeceğim. Artık beyzbol da oynamıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى جامعة أنا لن ألعب البيسبول بعد الآن |
seni öldürmek pahasına da olsa onu almadan buradan gitmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أغادر هذا المكان من دونها بل ستفعل |
- Hadi, SBD'yi 6'nın altına çekelim. - Hayır, gitmeyeceğim. | Open Subtitles | هيا لنحضر الـساعة الزمنية ونخفضها الى السادس لا لن اذهب |
Neden bana ilaç verip yol kenarına attığını söyleyene kadar gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أرحل حتّى تخبريني بسبب تخديركِ إيّاي وتركي على جانب الطريق |
Babamın hayatı üstüne yemin ederim, bir daha gitmeyeceğim. | Open Subtitles | أقسم برأس أبي، أنني لن أعود إلى هناك أبداً. |
Bak dostum. Sorularım bitmeyene kadar buradan gitmeyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | انظر، يا رجل، لن ارحل حتى انتهي من طرح أسئلتي، اذا؟ |
Onu bana geri vermediğin sürece buradan hiçbir şekilde gitmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أتحرك من هنا حتى تعيدها |
O yüzden hiçbir yere gitmeyeceğim ve sen de saklanmayı bırakabilirsin. | Open Subtitles | لذا فلن أذهبَ إلى أيِّ مكان، ويمكنكِ التوقُّفُ عن الاختباء |
Ne dediğini duydum. Daha ileri gitmeyeceğim. | Open Subtitles | سَمعتُ ما قُلتَ و لَنْ أَذْهبَ أي مكان آخر |
Ben de sana bir S.P.K. uzlaşmasına yanımda bir dadı ile gitmeyeceğim diyorum. | Open Subtitles | وما أقوله لكِ بأنني لن أدخل بمفاوضات مع لجنة الأوراق المالية والبورصات بوجود المربية |
Kesinlikle annenin evine gitmeyeceğim, Fig. Söz veriyorum. | Open Subtitles | فى اخر اسبوعين انا لست ذاهبا لبيت امك وهذا وعد منى |
Otobüs terminaline gitmeyeceğim. Şimdi daha iyi hissediyor musun? | Open Subtitles | لست ذاهبة إلى المحطة هل أنت مستريح الآن؟ |
Seni burada bırakıp gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أترككِ هنا فحسب. |
Ne cehennemden geldiğini söyleyene dek hiç bir yere gitmeyeceğim. Ben mi? | Open Subtitles | ولكنى لن اذهب الى اى مكان حتى اعرف من اين جئت من الجحيم |
Yatılı okula gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لَستُ ذاهِباً إلى مدرسة داخليةِ. |