| Hükümetim ayaklanma karşısında Mısır'ı desteklememeye karar verdi ve Sudan üzerindeki hakimiyetini bırakması için hidivi ikna etti. | Open Subtitles | حكومتي مصممة على عدم دعم مصر في مواجهة الانتفاضة وتضغط على الخديوي للتخلي عن السيطرة على السودان. |
| Hükümetim bütün Sudan işlerinden feragat ediyor. | Open Subtitles | حكومتي تنبذ كل تأثير على الشؤون السودانية. |
| Hükümetim sizi bilgilendirmem talimatını verdi ki herhangi bir engelleme savaş sebebi olarak görülecektir. | Open Subtitles | حكومتي أمرتني ان اعلمك و ان أي تداخل معه سيعتبر عمل حربي |
| Hükümetim bunu küstah bir girişim olarak görüyor uzayın tam bir kazanç ve mutlak kontrolü onların askeri amaçlarıdır. | Open Subtitles | حكومتي ترى هذه كمحاولة صارخة لكسب السيطرة المطلقة و لبكاملة للفضاء نفسه للأغراض العسكرية |
| Hükümetim casusların yüksek güvenlikli üsse girmesini hoş karşılamayacaktır. | Open Subtitles | حكومتى لا تعطف على الجواسيس التى تعبث فى وسائل أمنها العليا |
| Hükümetim adına söylemek istiyorum ki bu çıkış herkesi memnun etti. | Open Subtitles | حكومتي مرتاحة للغاية بسبب وضع حد لهذا الموضوع و للابد |
| Hükümetim seni korur. Güvenli bir şekilde ayrılmanı sağlar. | Open Subtitles | ستؤمن لك حكومتي الحماية سأخرجك من البلاد بأمان. |
| Hükümetim tarafından hiç de akıllıca yapılmamış bir anlaşma Yıldız Geçidi'mizin operasyonunu durdurmayı şart koşar, sizin her ihtiyaç duyduğunuzda sizin hizmetinize sunmayı değil. | Open Subtitles | الصفقة التي قامت بها حكومتي متهورة يتطلب منا أن نوقف كل عمليات بوابة النجوم لا أن نجعلها متوفرة لك كلما رأيته ضروريا |
| Hükümetim hala bunun için anlaşabileceğimizi düşünüyor. | Open Subtitles | حكومتي مازالت تعقد أنه يمكن المفاوضة علية |
| ...inanıyorum ki Hükümetim Yıldız Geçidi'nin doğru ellerde olması konusunda anlaşmaya varacaktır. | Open Subtitles | أظن أن حكومتي ستوافق على هذا، في الوقت الراهن البوابة النجمية في أيدي أمينة |
| BM askerlerinin bu zavallı insanları okulunuzda alıkoymasından, Hükümetim çok rahatsız. | Open Subtitles | حكومتي مُزعجةُ بفكرةِ جنود الأمةِ المتّحدينِ الذين يَحْرسونَ أولئك الناسِ الفقراءِ في مدرستِكَ. |
| Hükümetim bir ABD vatandaşını hedef aldığımızın farkında mı? | Open Subtitles | هل تعلم حكومتي بأننا على صدد قتل مواطن أمريكي؟ |
| Petrol alanlarını geliştirmeye devam etmeden önce Hükümetim tam ve adil bir Birleşmiş Milletler araştırması için ısrar edecek. | Open Subtitles | حكومتي سوف تصر على تحقيق كامل وعادل من قبل الأمم المتحدة قبل أن نستأنف تطوير حقول النفط |
| ABD toprağından ayrıldığım anda, Hükümetim bunu iltica olarak görecek. | Open Subtitles | في الدقيقة التي سأغادر فيها الأراضي الأمريكية حكومتي ستُفسر هذا الأمر على إنه إرتداد |
| Hükümetim adına işlediğiniz insanlık karşıtı savaş suçlarından dolayı Cenova Konvansiyonu'na karşı hareket etmekten ve 1998 Roma Tüzüğüne karşı eylemlerinizden dolayı uluslararası hukuk sistemine göre tutuklu olduğunuzu söylemek isterim. | Open Subtitles | ، بالنيابة عن حكومتي أنت هُنا تحت الإقامة الجبرية لإرتكابك جرائم حرب وجرائم ضد الإنسانية |
| Hükümetim de burası hakkında dedikodular duymuştu. Çinliler tarafından yapılan bir ada hapishanesi. | Open Subtitles | سمعت حكومتي إشاعات عن هذا المكان، سجن على جزيرة بناه الصينيون. |
| Efendim, bir adım daha atarsanız, Hükümetim tarafından sizi vurma yetkisine sahibim. | Open Subtitles | .. سيدي إذا تحركت خطوة واحدة لدي السلطات من قبل حكومتي أن اطلق النار عليك |
| Efendim, bir adım daha atarsanız, Hükümetim tarafından sizi vurma yetkisine sahibim. | Open Subtitles | .. سيدي إذا تحركت خطوة واحدة لدي السلطات من قبل حكومتي أن اطلق النار عليك |
| Hükümetim saygılarını sunuyor, señorita. | Open Subtitles | تكن لك حكومتي كامل التقدير، سيدتي |
| Bu anlaşmayı ben hazırladım böylece Hükümetim virüsü kontrol altına alıp yok edebilecek. | Open Subtitles | لقد اعددت هذه الصفقة حتى تتمكن حكومتى من تدمير الفيروس |
| Bu davayı arkada bırakmamız Hükümetim için önemli. | Open Subtitles | أمر ضروري بالنسبة لحكومتي أن نترك هذه القضية وراء ظهورنا. |
| Hükümetim Prens'in planlarını destekleyecektir. | Open Subtitles | لدّي العديد من الاهتمامات يا سيّدتي وحكومتي سوف تدعم خُطط الأمير |