Bir kas hafızası en zor zamanları bile atlatır, benim Hafızam ağlayana kadar güldüğüm ya da gülene kadar ağladığım günlerle dolu. | TED | ذاكرة العضلات التي تتغلب حتى على أكثر الأوقات مرارة، تلطخت ذاكرتي بأيام من الضحك حتى بكيت، أو بالبكاء حتى ضحكت. |
Hafızam hiç iyi değildir. Her şeyi deftere yazmam gerekir. | Open Subtitles | إن ذاكرتي سيئة عليّ تدوين كل شيء في كتاب |
Doktor benim Hafızam yerinde. Bu benim Hafızam ve endişelenmeye başlıyorum. | Open Subtitles | دكتور، ذاكرتي سليمة وفي حياتي لم أقلق بشأن سلامة عقلي |
Çocukluğumdan beri, ezbere dayalı Hafızam çok kötü. | TED | منذ أن كنت طفلا، وأنا لدي ذاكرة حفظ سيئة، |
Eğer Hafızam beni yanıltmıyorsa, ben de o gün Storytime Kasabasındaydım. | Open Subtitles | لو لم تخني الذاكرة فأنا كنت معكم في رحلة المزرعة أيضاً |
Sonra ben sahip olurum ve Hafızam kaybolmaz. | Open Subtitles | بتلك الطريقة فإن الملكية ستصبح لي، ولن تختفي ذكرياتي |
Hayır ama söylediğim gibi, Hafızam artık güçlü değil. | Open Subtitles | لا، لكن كما قلت، أحيانا ذاكرتي ليست حادّة جدا. |
Hafızam yerine geldiği halde, asla eskisi gibi olmamıştı. | Open Subtitles | حتى حين استرجعت ذاكرتي لم يعد الوضع كما كان بالنسبة لي |
Kör olabilirim ama Hafızam mükemmel. | Open Subtitles | ربما أكون أعمى يا فرانك لكن ذاكرتي ممتازة |
Hafızam beni yanıltmıyorsa, heryer yerle bir olmuştu. | Open Subtitles | ..ذاكرتي ليست مثل ما كانت في السابق و لكن اعتقد أنه تم تدمير الأرض برمتها |
yani düşüncelerimi yokladım ve demek istediğim her düşüncemi çünkü benim Hafızam hiçbirşeyi unutmaz ve | Open Subtitles | ويمكنني بذلك أن استرجع ذاكرتي كلها لأن ذاكرتي لا يمكن أن أنساها أبداً |
Bütün bağımsızlığımı kaybettim ve biliyorum ki Hafızam bir su yatağındaymışım gibi akıp gidiyor. | Open Subtitles | فَقدتُ إستقلالَي أَعْرفُ ان ذاكرتي بطيئة |
Eğer Hafızam beni yanıltmıyorsa, sana ben ilham veriyordum. | Open Subtitles | لانه إذا لم تخني ذاكرتي كنت كافية للإلهام |
Hafızam zayıflasa da iki şeyi hiç unutmam: | Open Subtitles | بالرغم من أن ذاكرتي ذبلت أتذكر شيئان بشكل واضح جدا |
Fotografik Hafızam yok, kafam mantıklı düşünce parçalarının toplandığı durgun bir galeri de değil. | TED | لا يوجد لدى ذاكرة فوتوغرافية، ورأسي ليس معرضًا ثابتًا لأفكار مجمعة بشكل منطقي. |
- Zahmet olmadı. Hafızam gayet iyidir. | Open Subtitles | ليست هناك متاعب على الإطلاق إن لدى ذاكرة جيدة جداً |
Hafızam zayıftır, ama son derece önemli konular için değil. | Open Subtitles | لدي ذاكرة ضعيفة لكن ليس لمسائل ذات أهمية قصوى |
Fransa' da geçirdiğim zamanlardan beri bunlardan birini görmedim. Hafızam yanıltmıyorsa, açtırmak için 1879 de doğan Joseph Locke' ı bulmuştu. | Open Subtitles | لم أشاهد شيئا كهذا منذ أيامي بفرنسا ، إن لم تخُنّي الذاكرة يتطلب الأمر براعة كبيرة لفتح قفل جوزيف سنة 1879 |
Tüm Hafızam yerine geldi. Çok güzel oldu değil mi Ron? | Open Subtitles | أنا فقط إسترجعت كل ذكرياتي أليس ذلك جميلاً رون ؟ |
Hafızam beni yanıltmıyorsa, kamunun Sullivan aleyhine açtığı davada sizin yaptığınız benzeri itiraz kabul edilmişti. | Open Subtitles | اذا أسعفتنى ذاكرتى ، فقد كان لسيادتكم اٍعتراض مماثل تم تأييده فى قضية الملك ضد ساليفان |
Bir dakikada 700 kelime okuyabilirim ve mükemmel bir Hafızam var. | Open Subtitles | استطيع قراءة 7000 كلمه في الدقيقة كما ان لدي ذاكره ممتازة |
Zavallıyım biliyorum, ama makaleyi okumuştum ve benim fotoğrafik Hafızam vardır. | Open Subtitles | أعلم أنني مثيرةٌ للشفقة، لكنّني قرأتُ تلك المقالة ولديّ ذاكرةٌ تصويرية |
Kendi laboratuvarımda incelediğim uzun süreli Hafızam ise çok daha iyi görünüyordu. | TED | وذاكرتي طويلة الأمد -والتي كنت أدرسها في مختبري- بدت أفضل بالنسبة لي. |
Bu konuda insanlara aktarmak anlamında Hafızam da çok iyidir. | Open Subtitles | و أذكر أنني كنت أطلع الناس على هذه الأفكار |