Henüz farkında olmasan da, her şeyin en iyisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت تستحقين افضل ماهنالك حتى لو كنت لا تعرفين حتى الآن |
Ne malımız varsa hepsini almanı istiyorum. Tümünü hak ediyorsun. | Open Subtitles | أريدك أن تحظي بكل المال , إنك تستحقين كل شئ |
Diş doktoru olmak için yaptığın tüm çalışmalardan dolayı parayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | كل تلك السنوات التي درستها لتكون طبيب أسنان لذا أنت تستحق المال |
Şu anda öyle düşünmediğini biliyorum ama sen mutlu olmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | و أنا أعرف بأنك لا تظن هذا أنت تستحق أن تكون سعيد |
Ben söylerim dedim çünkü bence bir açıklamayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | لذا فقلت أنني سأتولى الأمر لأنك تستحقين تفسيرا لما حدث. |
Düzgün bir maaşı ve ikinci dönemde zammı hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت تستحقين أجرا مناسبا و زيادة للراتب في النصف الثاني |
Hayır, mutlu olmayı hak ediyorsun ve ben seni mutlu edemiyorum. | Open Subtitles | لا , أنتٍ تستحقين أن تكوني سعيدة وأنا لا أستطيع إسعادكٍ |
Seni bu işle tavladığım için özür dilerim canım. Çok daha heyecanlı bir hayatı hak ediyorsun. | Open Subtitles | آسف لأنني خدعتكِ للحصول على العمل، عزيزتي أنتِ تستحقين حياة بإثارة أكثر |
Bugüne kadar kendini çok yordun zaten. Dinlenmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | لقد دفعتى نفسك فى طريق صعب حتى الآن, أنتى تستحقين الراحه |
Sen daha iyi bir baba ve kardeş hak ediyorsun. Tek yaptıkları sana kendini kötü hissettirmek. | Open Subtitles | تستحقين أب وأخ أفضل انهم لا يتوقفون عن التقليل من شأنك |
Ama günün sonu geldiğinde, bundan daha iyisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | ولكن فى نهاية اليوم ، انت تستحق أكثر من هذا |
Artık her şey bittiğine göre, gerçeği öğrenmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | الآن بما أنّ كل هذا انتهى فأنت تستحق سماع الحقيقة |
Ama sen hasta hastalıklı bir et parçasısın ve böyle ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | لكنك معتوه و كتلة لحم سقيم هذه الطريقة هي التي تستحق الموت بها |
Rufio'yu öldürdün. Çocuklarımı kaçırdın. Ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت قتلت روفيو ، و خطفت اطفالى انت تستحق الموت |
Benim sana verebileceklerimden çok daha fazlasını hak ediyorsun. | Open Subtitles | انك تستحق حياه أفضل من التي بمقدوري توفيرها لكـ |
Aslında bu hafta sonu şehir dışına çıkmayı hak ediyorsun. - Ve seni ben götüreceğim. | Open Subtitles | أنت تستحق الخروج من البلدة هذه العطلة, سوف أخذك |
"Kapa çeneni seni köpek, hak ediyorsun..." "...acı çekmek zorundasın!" diyordu." | Open Subtitles | إخرس ايها الكلب أنت تستحقّ ذلك ، أنت يجب أن تعاني |
Sen en iyisini hak ediyorsun ve bence onu buldun. | Open Subtitles | إنكِ تستحقّين الأفضل، و أعتقد بأنك ِقد وجدتِه |
Eğlenmeyi hak ediyorsun. Öyle değil mi? Zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | وتستحق ليلة ممتعة ألا تظنين ؟ أحتاج خلوة |
Harika bir kızsın ve mükemmel biriyle olmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنت فتاة رائعة، وتستحقين رفقة الرجل المثالي |
Sanırım bir dinlenmeyi hak ediyorsun, Rose. Hah! Benim ikramım. | Open Subtitles | أظنك تستحقي راحة عزومة مني لسكرتيرة مخلصة |
Çok daha kötüsünü hak ediyorsun. | Open Subtitles | لا , ما تستحقه أسوء من ذلك بكثير |
Sadece senin her zaman böyle mutlu olmanı istiyorum, çünkü bunu hak ediyorsun. | Open Subtitles | أحتاج فقط أن تبقي دائما على سعادتك، لأنك تستحقها. |
Bu aranın tadını çıkar. Bunu hak ediyorsun, tatlım. | Open Subtitles | حسناً, استمتعى بهذه الاستراحة أنتِ تستحقينها يا عزيزتى |
Gerçek şu ki, Julia, sen uçmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ، جوليا، تَستحقُّ للطَيَرَاْن. |
Yeni giysiler ve masaj en azından bunları hak ediyorsun. | Open Subtitles | الحصول على بعض الملابس الجديدة والتجميل، أقصد، ذلك يبدو وكأنّه أقلّ ما تستحقينه. |
Baba, tabii ki de hak ediyorsun. Onu bilmem ama, her zaman yanındayım. | Open Subtitles | .لكنّك تستحقّه يا أبي - .لا، جلّ ما أعرفه بالتأكيد... |
Ve bundan daha iyisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | وأنتِ تستحقينَ أفضلَ من هذا شكراً يا رفاق |
Bütün söylemek istediğim, sen gerçek bir ilişkiyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | ما أريد قوله هو، أنّكَ تستحقُّ علاقة حقيقيّة. |