Bu insanlara gereğinden fazla hakarete niyetim yok. | Open Subtitles | لأنني لا انوي إهانة هؤلاء الناس واهم من ذلك |
50 pound bile yetmiyor. Beş pound hakarete eşdeğer. | Open Subtitles | في حين خمسون باوند ليست كافية فخمسة باوند إهانة كبيرة |
Teğmen, danışmanınıza başka bir avukatın atanmasını önerirsem hakarete uğramış hisseder misiniz? | Open Subtitles | هل ستشعر بالإهانة إن طلبت من رئيسك أن يعين محامياً غيرك؟ |
Bugüne kadar, özsaygısı olan hiçbir ulus Fransızların bize ve size yüklediği ölçüde zarara,zulme ve hakarete maruz bırakılmadı. | Open Subtitles | لا توجد بلاد محترمة تواجه بغضب وإهانة الفرنسيون ينهالون بالإهانة علينا و عليك يجب ردعهم، سيدي |
Ve manastırın başkeşişinden, edilen hakarete kendi karşılık başını sunmasını istedi. | Open Subtitles | ومطالبا بمثول رئيس المعبد أمامه ليهدي إلى باي ماي رقبة ذلك الكاهن كرد للإهانة التي تعرض لها |
Size "seksi" dediği için mi gülümsemeyi ve hakarete aldırmamayı seçiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تختارين الابتسامة والتغاضي عن الإهانة |
Bize gelen her hakarete kavga çıkarmamanı istemek çok mu fazla? | Open Subtitles | هل أطلب الكثير بألا تفتعل أي شجار وتتجاوز أي إهانة تأتي في طريقنا؟ |
Bu genç adamdan başka hakarete de tahammül edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمل أي إهانة أخرى من هذا الشاب. |
Hayatımda hiç bu kadar hakarete uğramamıştım. | Open Subtitles | الرجل، أنا ما سبق أن كنت أكثر إهانة. |
Hanımefendi böyle bir hakarete katlanamam! | Open Subtitles | يا آنسة ، هذه إهانة لن أتقبلها |
AR'ın geçici müdürü. hakarete bak sen. | Open Subtitles | القائم بعمل مدير القسم، تلك إهانة |
Yardımına ihtiyaç duyacağımı düşünmenle bile ciddi anlamla hakarete uğradım. | Open Subtitles | و أشعر بالإهانة البالغة لإنك اعتقدت بأنني سأحتاج لمساعدتك و أشعر بالإهانة البالغة لإنك اعتقدت بأنني سأحتاج لمساعدتك |
Şu an, kendi mülkümde hakarete uğramış hissediyorum kendimi. | Open Subtitles | أشعر حالياً بالإهانة يا رجل في ملكيتي الخاصة |
Sen onca yıl ortadan kaybolunca hakarete uğramış gibi hissettim. | Open Subtitles | عندما اختفيت كل تلك السنوات شعرت بالإهانة نوعاً ما |
Hiç böyle hakarete uğramadım. | Open Subtitles | ولم أتعرض للإهانة بهذا الشكل |
Burada abin hakarete maruz kalıyor! | Open Subtitles | أخاك هو الذي يتعرض للإهانة |
Bu hakarete benim seçeceğim bir yer ve zamanda cevap vereceğiz. | Open Subtitles | سنرد على هذه الإهانة في الوقت و المكان الذي أختاره |
Bakıyorum da, hakarete göz yumayım mı diye hesap yapıyorsun. | Open Subtitles | أرى بأنّك تدرس الأمر هل تتحمّل هذه الإهانة ؟ |
Burada daha hakarete uğrayacağımıza eve dönelim. | Open Subtitles | دعينا نعود للبيت بدلا من التعرض للاهانة هنا! |
Üzgünüm, fakat beşinci sınıf bir pansiyon tarafından hakarete uğramayı reddediyorum. | Open Subtitles | آسف و لكنى أرفض أن أهان من مكان للمبيت من الدرجة الخامسة ، هذا كل شئ |
O kadar hakarete göz mü yumacaktım? | Open Subtitles | هل كنت مفترض للإقامة بمثل هذه الإهانات ؟ |