"hale geldi" - Traduction Turc en Arabe

    • أصبح
        
    • أصبحت
        
    • صارت
        
    • خلال مسار النقاش
        
    • الترفيهِ
        
    İş açısından bakarsan Dogville'de kalman bizim için maliyetli hale geldi. Open Subtitles منظورالعمل. ، مِن منظور العمل، وجودك في دوجفي أصبح مكلفاً جداً.
    Ve asla olmayacağını söylediğim şey aniden olabilecek bir hale geldi. Open Subtitles وكما قيل لي إنه لا يمكن أن يحدث فجأة أصبح ممكن
    Kişisel bir hale geldi. Bir noktada Afrika'ya gidebilmiştim. TED أصبح الأمر شخصيا. في لحظة ما كنت مستعدة للذهاب إلى أفريقيا.
    Kanı alındığına göre göze çarpmayan yara izleri daha önemli hale geldi. Open Subtitles ،والآن بعد أن تمت إزالة الدم أنماط الإصابات الدقيقة .أصبحت أكثر وضوحا
    Onun yetenekleri böyle olduğu için kral bu hale geldi. Open Subtitles لقد أصبحت حالة الملك الصحية هكذا؛ لأنها تفتقر إلى الطموح.
    Fikir sayımız çok azken çok fazla hale geldi ve hastamızın zamanı azalıyor. Open Subtitles صارت إحتمالاتنا كثيرة جدّاً بعد أن كانت قليلة جدّاً ومريضتنا ينفد منها الوقت
    Tedavi programları mümkün hale geldi, parasal kaynak sağlama mümkün oldu ve antiretroviral ilaç kullananların sayısı hızla artmaya başladı. TED البرامج العلاجية أصبحت ممكنة ، التمويل أصبح متاحا ، وعدد الناس المتناولون للادوية المضادة للفيروسات العكوسة بدأ في الزيادة بإضطراد.
    Kendinize sorabilirsiniz, eğer eğitim çok daha pahalı oldu diye daha iyi bir hale geldi mi? TED هل تتساءلون إن أصبح التعليم جد مكلف، أو أصبح أفضل؟
    Neredeydiler? Kumullar bulduğumuzda durum daha da kafa karıştırıcı hale geldi. TED أين هم؟ وقد أصبح الأمر أكثر إرباكا عندما وجدنا كثبانا.
    Ortalık daha güvenli hale geldi, çünkü en saldırgan ve rahatsız edici mahkûmlar izole edilebilliyordu. TED أصبح المكان أكثر أمانًا لأن هؤلاء المساجين الأكثر عنفًا وشغبًا أصبحوا الآن معزولين.
    Kanımca komik olmayan bir altyapıdan geliyorum, bilirsiniz, ciddi işlerle meşgul olan. Ve sonra birden çalışmalarım komik hale geldi. TED أنا أفترض أنني اًتي من خلفية غير ساخرة, أتعلمون, بنية جادة وفجأة أصبح عملي مرح
    Hastane koğuşundaki patırtı, dram ve ölümler arka planda kaybolurken bizim dünyamızdaki her şey yavaş ve hassas hale geldi. TED كل شيء في عالمنا أصبح بطيئا وحانيا حين كانت تتلاشى الجلبة، والحزن والموت في جناح المستشفى في الخلفية.
    Yeni modeller yapmak ve test etme kabiliyeti sadece bilimin her dalında değil, modern toplumda da gerekli hale geldi. TED القدرة على صنع و اختبار نماذج أصبح أساسياً ليس فقط في كل مجال من مجالات العلوم اليوم بل و في مجتمعنا الحديث بنفسه
    Bacakları işe yaramaz hale geldi ve balık kuyruğuna dönüştüler. Open Subtitles و أقدامهم أصبحت ليسوا بحاجة لها وتطورت إلى ذيول الأسماك
    Çünkü kendimize hayal etme izni verdiğimiz an, işimizin çoğunu birbirine bağlayan ipler aşikar hale geldi. TED لأنه بمجرد أن سمحنا لأنفسنا بأن نحلم، أصبحت الروابط بيننا بديهية.
    İnsan toplulukları daha biyik, daha kalabalık ve daha bağlantılı hale geldi. TED صارت المجتمعات البشرية أوسع و أكثر كثافة، و أكثر أواصراً.
    Dünya evrildi, ve o bağlantılar daha kolay daha güçlü ve şipşak hale geldi. Open Subtitles العالم تطوّر، ووسائل الاتّصال تلك صارت أبسط وأقوى وفوريّة.
    Bu yüzden ülkemiz ve tüm dünya gün geçtikçe eğlenceyle medyayla, televizyon programlarıyla, lunaparklarla, uyuşturucuyla, alkolle ve aktivitelerin her çeşidiyle dolu hale geldi, insanların zihnini meşgul tutmak için. Open Subtitles وكُلّ نوع الترفيهِ ذلك العيشِ العقل الإنساني سَلّى لكي أنت لا تَحصَلُ عَلى في طريقِ الناس المهمون بعَمَل التَفْكير الأكثر من اللازمِ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus