| Ben gerçekten iyi bir baba olmak istiyorum. harika bir baba olmak. | Open Subtitles | حقيقةً ، أريد أن أكون أباً جيداً ، أريد أن أكون أباً رائعاً |
| Ve bence sen harika bir baba olursun. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك أظنك ستكون أباً رائعاً ليست هذه هى المشكلة يا رجل |
| Ve, bence, birgün harika bir baba olacak. | Open Subtitles | وأنني أظن بأنه سيكون أباً رائعاً في يوم ما |
| Demek istediğim Parkinson'a yakalanmış ve ortadan kaybolmuş harika bir baba değildi. | Open Subtitles | أعني أنه لم يكن أباً عظيماً أصابه مرض الباركينسون واختفى |
| Kimin spermi farketmez..harika bir baba olacaksın sen biliyorum | Open Subtitles | لا يهم لمن هو السائل المنوي هذا الطفل لك و لجين ستكون أب رائع |
| Ne harika bir baba, diyorum alaycı bir tavırla! | Open Subtitles | كم أنت أب عظيم أقول هذا بشكل ساخر |
| Eminim kendi çocuklarımız olduğunda harika bir baba olacaksın. | Open Subtitles | أنا واثقة أننا حين ننجب أطفالاً ستكون أباً رائعاً |
| Ona birlikte olmasak bile harika bir baba olabileceğimi kanıtlamak istedim. | Open Subtitles | أردت الإثبات لها أنه رغم أننا لسنا معاً، فإنني قد أكون أباً رائعاً. وبإمكاني إعالة ابننا. |
| Evlat, günün birinde harika bir baba olacaksın. | Open Subtitles | بني، يوماً ما ستكون أباً رائعاً |
| Senin adına çok heyecanlandım dostum, harika bir baba olacaksın. | Open Subtitles | أنا سعيد لأجلك ستكون أباً رائعاً |
| Senin adına çok heyecanlandım dostum, harika bir baba olacaksın. | Open Subtitles | أنا سعيد لأجلك ستكون أباً رائعاً |
| Matt beni affedince harika bir baba olacak | Open Subtitles | حين يسامحني مات سيكون أباً رائعاً |
| Ve doğmayı bekleyen çocuklar var ne kadar harika bir baba olacağını anlamayı bekleyen çocuklar. | Open Subtitles | ينتظرون ليعرفوا كم ستكون أباً رائعاً. |
| Bu arada, ne olursa olsun senden harika bir baba olur. | Open Subtitles | بالمناسبة ، لما يستحقه أظن أنك سوف تكون أباً عظيماً |
| Sayın Yargıç... Brian harika bir baba olur. | Open Subtitles | فخامتك , براين سيصبح أباً عظيماً |
| Günün birinde harika bir baba olacaksın. | Open Subtitles | ستكون أباً عظيماً يوماً ما |
| harika bir baba olmalısın; lakin o senin kı... | Open Subtitles | , أنت لا بد كنت أب رائع لكنها ليست |
| Ve "Aptal kör ihtiyar gerçekten oğlunu sevmiş ne kadar harika bir baba" diyecekler. | Open Subtitles | وسيظنون، "العجوز الأعمى الأحمق قد أحب ابنه بحق يا له من أب رائع" |
| harika bir baba olacaksın. | Open Subtitles | أجل ، ستصبح أب عظيم |
| Bu iki noktayı birleştirerek, o an fark ettim ki, hayatımda önemli olan tek şey, harika bir baba olmak. Hepsinden öte, hepsinden öte | TED | أدركت في تلك مرحلة، و من خلال الربط بين تلك النقطتين، الشيء الوحيد الذي يهم في حياتي هو أن اكون والد عظيم. قبل كل شيء، قبل كل شيء، |
| Evet, harika bir baba ve bu çok zor bir iş, ayrıca başına ne çok şeyin geldiğini de biliyoruz. | Open Subtitles | أعني، نعم، إنه والد رائع و هذه وظيفة شاقة و نعلم حجم المأساة التي عاشها |
| Biliyorum, harika bir baba değilim. | Open Subtitles | أعني أنا أعلم أنني لستُ أبًا عظيمًا |
| Babam, harika bir baba olmadığını kendisi de kabul ediyor. | Open Subtitles | أبى سيكون أول مَن يعترف... لم يكن أعظم أب |