"helen'" - Traduction Turc en Arabe

    • هيلين
        
    • لهيلين
        
    Man Ray, Helen Levitt, Giacomelli ve diğerlerinden eserler kullanıyorum. TED استخدم أعمال ماي ريفين,هيلين ليفيت, جياكوميلي, وغيرهم استخدم اعمالهم الفنية
    Leakin, Helen'den siyah paltomu ve siyah el çantamı ister misin? Open Subtitles لايكن,.. اطلب من هيلين ان تُحضر لى المعطف الاسود وحقيبة اليد
    Kitabında ona Helen Smith diyorsun ama adı Olivia Hagen, değil mi? Open Subtitles في كتابك، مشعلة النار هيلين سميث لكن في الحقيقة هي أوليفيا هاجن
    Ravi, çocuklara bak. Ben yine Helen'a yardım edeceğim, tamam mı? Open Subtitles رافي, اعتني بالأطفال و سوف اذهب لمساعدة هيلين مرة أخرى, حسناً؟
    Atlanta, Helen B. sizi uyarıyor. Çünkü daha yeni bikini ağdası yaptırdım. Open Subtitles تتحدث ـ هيلين ـ إيكن وهي واقفة لأنني أزلت شعر فخذي بالشمع
    Epps Helen Majors'u öldürülmeden önce bulamazsan senin kendini asla affetmeyeceğini biliyor. Open Subtitles تجدي هيلين ماجرس قبل أن تقتل ليس فقط هلين تعذب , لكن
    Sevgili Lizzie ve Helen'in sevgililer günü kartlarını bir görseniz! Open Subtitles لا يمكنكما تخيل تسلية هيلين و ليزي ببطاقات عيد الحب
    Yani hiçkimse birşey görmedi, ama Helen'in arabası hala park alanında. Open Subtitles اذن,لم ير أحد ما جرى لكن سيارة هيلين ما زالت بالمرآب
    Helen en son "Babam haklıymış." derken ne demek istedi? Open Subtitles ما الذي عنته هيلين بالنهاية عندما قالت أبي كان محقا؟
    Düşünsenize, Helen Keller eğitim görürken işte burada yemek yiyordu. Open Subtitles وفقط فكر هنا هيلين كيلير كانت تأكل عندما كانت هنا
    Helen ilk kez buraya geldiğinde ona şarap vermiştim ve dokunmamıştı hatırlıyor musun? Open Subtitles تتذكر المره الأولى عندما هيلين أتت الى هنا وأعطيتها واين ولكنها لم تشربه؟
    Avukat Jon Gottlief ve müvekkili Helen Solloway adına buradayım. Open Subtitles انا هنا نيابه عن المحامي جون قوتليف وموكلته هيلين سولواي
    Helen onu doğru yola soktu ve o gün bugündür Nev'in çalışanı. Open Subtitles هيلين أدخلته الى العمل مباشرة وهو يعمل لدى نيڤ منذ ذلك الوقت
    Emory Üniversitesinden meslektaşım Helen Mayberg ile bu konuda çalıştık. TED هذا العمل تم بالتعاون مع زميلتي هيلين مايبرغ من جامعة إيموري
    Yani, hain Helen olmasa, 'Odesa' olmazdı. TED إذ لن توجد هيلين الكافرة و لا الأوديسية.
    Helen Walters: Dalia, bir yaraya parmak bastınız. TED هيلين ولترز: داليا، يبدو أنك لمست الوتر.
    Helen Keller, görme yeteneği sahibi olup görüş sahibi olamamanın, kör olmaktan daha kötü olduğunu söyler. TED هيلين كلير قالت الشيء الوحيد الأسوأ في كونك أعمى هو أن يكون لديك بصر ولا تمتلك البصيرة.
    Helen Walters: Ee, Chris, ilk kim? TED هيلين والترز: لذا كريس، من لدينا، أولاً؟
    Dün Helen'in yaptığı sunumdan yola çıkarak, kadınların muhtemelen bu yüzden TED إنه أغلظ لدى النساء تباعا لما ذكرته هيلين البارحة، أعتقد
    Helen, Amthor'la bana ve iki şamar oğlanına bir tanışma randevusu ayarlamış. Open Subtitles لقد رتبت هيلين لى موعدا مع امثور وبعض رجاله الأشرار
    - Biri Lizzie, biri Helen için. - Kart aldık! Open Subtitles هنالك واحدة من أجل ليزي ,وواحدة لهيلين لقد إستلمنا بطاقات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus