Anneni, babanı, kız kardeşini, erkek kardeşini her şeyini bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | أريد أن أعرف عن أبوك وأمك أخوك ، أختك كل شيء |
her şeyini kaybedeceksin! Bitti! Kariyerine hoşça kal öpücüğü verebilirsin! | Open Subtitles | أنت ستفقد كل شيء ويمكن أن تقول لمهنتك مع السلامة |
Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka seçeneği olmayan bir oğlun hikayesi. | Open Subtitles | الآن قصة عائلة غنية فقدت كل شيء و الأبن الأوحد الذي لم يكن لديه خياراً سوى ان يبقيهم كلهم ماً |
Sana tüm varlığıyla güvendi vücudunun dışında kalan her şeyini verdi. | Open Subtitles | لقد أوْدَع بك ثقته. بروحه الخالصة، بكل شيء افتقر إليها جسده. |
Leigh her şeyini kaybetmişti. Neden o aramayı yapamadığını biliyorum. | Open Subtitles | لي فقدت كل شئ أعلم لماذا لم تقم بذلك الاتصال |
Max, bir motorun kükremesiyle, her şeyini kaybetti ve insanlıktan çıktı. | Open Subtitles | خلال زئير المحرّك فقد كلّ شيء وأصبح هيكل رجل |
Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ...ve bu aileyi bir arada tutmaktan başka çaresi kalmamış oğullarının hikâyesidir. | Open Subtitles | الآن قصة عائلة غنية فقدت كل شيء و الأبن الأوحد الذي لم يكن لديه خياراً سوى ان يبقيهم كلهم معاً |
Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve bu aileyi bir arada tutmaktan başka çaresi kalmamış oğullarının hikâyesidir. | Open Subtitles | الآن قصة عائلة غنية فقدت كل شيء و الأبن الأوحد الذي لن يكن لديه خياراً سوى ان يبقيهم كلهم معاً |
O çocuk size yardım için geldiğinde her şeyini kaybetme riskine girdi. | Open Subtitles | ذلك الفتى الصغير كان لدي كل شيء ليخسره عندما جاء لكِ للمساعدة |
Demin gördüğün yürüyüş her şeyini kaybetmiş bir adamın yürüyüşüydü. | Open Subtitles | إلامَ تنظري وراء ذلك، سيّر الرجل، الذي فقد كل شيء. |
Ya ona güveneceğim ya da çocuğu her şeyini kaybedeceği bir duruma sokacağım. | Open Subtitles | أنا أثق به أو أضع الرجل في موقف يمكن ان يخسر كل شيء |
Orda ya da buradaki bazı aileler, her şeyini paylaşırdı. | Open Subtitles | ,بعض العائلات من هنا وهناك الذين تشاركوا في كل شيء |
Öteden beri bütün sırlarını anlattığın her şeyini paylaştığın kişi o. | Open Subtitles | إنه ذات الشخص الذي عهدته دائمًا. والذي تشاركت معه كل شيء. |
Meksika'dan ayrılınca her şeyini kaybeden bir tek sen değilsin. | Open Subtitles | أنتِ لستِ الوحيدة التي فقدت كل شيء حينما غادرتِ المكسيك |
Kardeşi için her şeyini feda etti buna rağmen onu kurtaramadı. | Open Subtitles | لقد ضحى بكل شيء من أجل أخيه ولم يتمكن من إنقاذه |
Asistanım olmak için her şeyini feda etmeye hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت مستعدة للتضحية بكل شيء في حياتك لتكوني مساعدتي؟ |
Görünüşe göre her şeyini far şirketine yatırmış. | Open Subtitles | يبدو أنها قد وضعت كل شئ فى شركة المصابيح |
O bir kadın ve şimdiye kadar her şeyini araştırdım. | Open Subtitles | ، إنه هى . كل شئ تم فحصه لحتى الآن |
Hayır, şu anda senden istediğim tek şey her şeyini kaybetmenin nasıl bir his olduğunu öğrenmen. | Open Subtitles | لا، ما أريده الآن هو بالنسبة لك أنّ تعرف ما هو الشعور عندما تفقد كلّ شيء تملكه |
Ama çok safsın, ona her şeyini verdin ama hiçbir şey istemedin. | Open Subtitles | ولكنك حمقاء لأنك أعطيتيه كل شىء ولم تطلبى شيئا. |
Senin her şeyini seviyorum hapşırdığında yüzünde yaptığın korkunç şekli bile. | Open Subtitles | أحبّ كلّ شيءٍ فيكِ، حتّى الوجه المخيف الذي يظهر عندما تعطسين. |
Annem her şeyini, Dünya'yı senin gibi pisliklerden korumak için feda etti. | Open Subtitles | أمّي ضحّت بكلّ شيء لحماية العالم من زبد مثلك |
Birisiyle ilk defa tanıştığında ona her şeyini anlatır mısın? | Open Subtitles | عندما تقابل شخصا لأول مرة هل ستخبره بكل شئ عنك؟ |
Joyce'la da iyi anlaş. Herkesin her şeyini bilir. | Open Subtitles | وكوني على علاقة جيدة بجويسي انها تعرف الجميع وكل شيء |
Vegas rüyanı gerçekleştirmek adına her şeyini kaybettin. | Open Subtitles | أنت من جازف بكل شيئ من أجل حلم اللعب في فيجاس |
Ve senin, kurtulmak için her şeyini feda etmeye razı olmadığını da biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنكِ لا تنوى التضحية بكل شىء لتهربى |
Babam, bu yüzük dışındaki neredeyse her şeyini kumarda kaybetti. | Open Subtitles | ،وأبّي خسر تقريبًا كُلّ شيء ما عدا هذا الخاتم يعني شيء له، أخمّن |
Ben de, seyretmesini oynamasını, her şeyini.. | Open Subtitles | انا ايضا احب ام اشاهدها واحب لعبها وكل شئ فيها |
Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve bu aileyi bir arada tutmaktan başka şansı olmayan oğullarının hikâyesidir. | Open Subtitles | والآن حكاية العائلة الثرية التي فقدت كل ماتملك وهذا الابن الذي ليس لديه حل سوى أن يبقيهم معاً |
Bakın, tüm gün boyunca dünyanın en güçlü insanının neden zevksiz bir ilişki için her şeyini kenara atmak istemesi hakkında spekülasyonlar yapabilirim. | Open Subtitles | قد أقضي اليوم بطوله وأنا أخمن لماذا يرمي أكثر الرجال نفوذًا في العالم كل ما لديه من أجل علاقة تافهة؟ |