"heyecanı" - Traduction Turc en Arabe

    • إثارة
        
    • الحماس
        
    • الاثارة
        
    • التشويق
        
    • الإثارة
        
    • اثارة
        
    • حماسة
        
    • توتر
        
    • لذة
        
    • الإثاره
        
    • الأثارة
        
    • حماس
        
    • والإثارة
        
    • اهتياج عصبي
        
    • والحماس
        
    Ayrıldığımızda kaybettiğimiz şeyleri yerine koyuyoruz. Bu risk alma heyecanı. Open Subtitles كنّا نستبدل ما خسرناه حينما خسرنا بعضنا البعض، إثارة المخاطر.
    Arkeolojik keşfin heyecanı aşk kadar güçlü çünkü antik çağlar hayal edebileceğiniz en baştan çıkarıcı sevgilidir. TED إن إثارة الاكتشاف الأثري تعادل قوة الحب، وذلك لأن التاريخ القديم هو أكثر السيدات اللاتي يمكن تخيلهن فتنة.
    Doris'in tutkusu ve enerjisi var, keşfe olan bir heyecanı var. TED دوريس لديها هذا الحماس والطاقة، شغف للاستكشاف.
    Ne zaman ateş etmeye başlarlarsa, o zaman heyecanı görürsün Open Subtitles عندما يبدأون بإطلاق النار ، ستكون تلك هي الاثارة
    der? heyecanı kaçırmayın. Esrarengiz olması daha iyi. TED لا تنزع عامل التشويق منها , أنا أفضل أن أكون مندهشا بشدة
    Bazılarınız şu anda üniversitede olabilir, ve siz bu heyecanı şu anda yaşıyorsunuzdur. TED ربما يكون بعضكم في الكلية الآن وتشعرون بهذه الإثارة في هذه اللحظة بالذات.
    Büyük bir orkestral performansın heyecanı, müzisyenlerin kollektif olarak tek ve bütün bir konsepti üretmeyi denemesinden gelir. TED اثارة اداء اوركسترا رائع يأتي من محاولة اخذ جماعة من الموسيقيين لانتاج مفهوم واحد موحد
    Çünkü karımın benim soyunuşumu izlerkenki heyecanı kadar heyecanlı görünüyorsun. Open Subtitles لأنك تبدو بنفس حماسة زوجتي حين تشاهدني عاري
    Düğün heyecanı olmalı. Daha fazla yemelisin. Open Subtitles لابد أن السبب هو توتر الزفاف تلقينا توتراً أكثر من الللازم
    Aslında, bu işin en heyecean verici yanı genç ressamların getirebileceği enerji ve heyecanı düşünmek. TED و الأكثر إثارة حقاً في هذا هو التفكير حول الطاقة والإثارة التي يمكن للفنانين الشباب جلبها.
    En büyük heyecanı neyin vereceğini bulmaya çalışıyorduk. Open Subtitles كُنّا نُحاولُ أن نعرف مالذي يعطي أكبر إثارة.
    Eğer ararsan, onun istediğini yapmış olacaksın- 80 km uzaktan bizi zehirleyebilmenin heyecanı. Open Subtitles إن اتصلت بها ستمنحها مبتغاها بالضبط. إثارة دسّ السم لنا من على بُعد 80 كيلو.
    Yoksulluğu Tarih Yap kampanyasına dahil olan insanların kısa süreli heyecanı bir şekilde uzun süreli bir tutkuya dönüştürmemiz gerekiyordu. TED نريد بطريقة ما أن نحول هذا الحماس قصير المدى. بين المشاركين في حملة جعل الفقر من الماضي إلى شغف طويل المدى.
    Yanlış olan bir şey aslında çok ilginç bir şeye dönüştüğü zaman hissedilen o aşırı heyecanı hissettim. TED شعرت بذلك الحماس الذي ينتاب الواحد منا حين يكون خطأ ما مثيرًا للاهتمام.
    İşin heyecanı mı? Yani, bu geceyi heyecan verici bulmadın mı? Open Subtitles الاثارة منها ، اعنى ماوجدته الليلة كان مثيرا
    Bu adam öldürmek kadar heyecanı da seviyor. Open Subtitles هذا الرجل يبحث عن التشويق و الإثارة بقدر ما يقتل
    Oğlum Rosa Parks'dan büyülenmişti ve onda bu heyecanı görmek beni gururlandırmıştı. TED كان ولدي مفتونًا بروزا باركس، وأنا فخور به أن أرى هذه الإثارة.
    Bu heyecanı yarattığım için de ceza olarak oruç tutacağım. Open Subtitles و سأصوم لأتوب عن دوري في اثارة هذه المشاعر
    Ancak üç günlük seyahatten sonra Lemminkäinen’in heyecanı onu çok etkiledi ve dikkatsizce şarkıya daldı. TED ولكن بعد ثلاثة أيام من السفر، حماسة "ليمينكاينن" تغلبت عليه وانفجر يغني بتهور
    İlk sefer heyecanı. Bir dahaki sefere daha iyi yaparım. Open Subtitles توتر في أول مرة سأكون أفضل المرة القادمة
    Kovalamanın heyecanı, doğru anladın değil mi? Open Subtitles إنّها لذة المطاردة فهمتِ ذلك ، أليس كذلك ؟
    Yeni arenanın kutlamalarının açılışında adamlarımızın yaratacığı heyecanı düşünün. Open Subtitles تخيل الإثاره التى يمكن أن تسببها حروبنا، إذا شملت فتح الاحتفال بالساحة الجديدة.
    Hadi bakalım, paraları saçın heyecanı yakalayın. Open Subtitles هيا, دعونا نذهب بتذاكر السفر لرحلة من الأثارة
    yeni bir başlangıcın heyecanı... başkasının acısına sebep olan suçluluk duygusu... değişiklikteki başarısızlığın hayal kırıklığı. Open Subtitles حماس بشأن بدء حياة جديدة الشعور بالذنب للتسبب بألم الأخرين خيبة الأمل للفشل بالتغير
    Şov öncesi heyecanı bunu hep yaşarım. Open Subtitles مُجرّد اهتياج عصبي يسبق العرض، أصاب بهم على الدوام.
    Geride bıraktıkların için duyduğun hüzün, diğer yandan da, yeni topraklara girmenin heyecanı. Open Subtitles الكآبه التى تركتها خلفي والحماس لدخول أراضي جديده

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus