"hoş bir" - Traduction Turc en Arabe

    • لطيفة
        
    • جميل
        
    • جميلة من
        
    • مبهجة
        
    • كان لطيفاً
        
    • جميلة في
        
    • ذلك جميلاً
        
    • شيئاً جميلاً
        
    • شيء لطيف
        
    • يبدأ بحلاوة
        
    • يكون جباناً بهذه
        
    • لفتة جميلة
        
    • صغير مريح
        
    • الجميل لتقولة
        
    • الإسكان الساحر
        
    - Burada yılan olduğunu biliyordun! - hoş bir sürprizdi. Open Subtitles عرفت انه كان يوجد أفاعي هنا لقد كانت مفاجئة لطيفة
    hoş bir hikaye, ama senin için gerçekten neden bu kadar önemli? Open Subtitles هذه قصة لطيفة لكن جدياً لم يهمك هذا الأمر إلى هذا الحد؟
    Benimle seks yapma olasılığı olan hoş bir sevgili istiyorum ben. Open Subtitles أنا أريد عشيقة لطيفة فحسب و التي قد تمارس الجنس معي
    Bu, söylenecek hoş bir şey değildi. Beni iyi hissettirmek için tasarlanmadı. Open Subtitles لم يكن هذا شيء جميل لتقوله ولا يجعلني أشعر أنني بحالة جيدة
    Sen istemesen dahi hoş bir kız güzel bir gülücükle ayarttı seni. Open Subtitles حتى لو لم تكن تريد ليلة واحدة العديد من المعجبات فتاة لطيفة مع ابتسامة جميلة من الممكن ان يحدث
    Ağzının tadını bilen birinden hoş bir kompliman, Lord Horfield. Open Subtitles مجاملة مبهجة من ذواقة مثلك يا لورد هاوفيلد
    hoş bir şey olduğunu hatırlıyorum. Acaba neden peşini bıraktık? Open Subtitles للتذكير ، لقد كان لطيفاً حقاً اتعجب لما تخلينا عنه
    Yazık oldu. Çok hoş bir kızdı. Sonra onu öldürmem gerek. Open Subtitles يا للعار ، كانت فتاة لطيفة حقا ، سأضطر لقتلها لاحقا
    Güzel, hoş bir bayan var ve onu etkilemek istiyorsun. Open Subtitles إنّها سيّدة لطيفة و جميلة وانت تريد ان تثير إعجابها
    Oradan başka bir küçük odaya gönderildim ve orada çok hoş bir hanım, evdeki hayatım hakkında her türlü soruyu sordu. TED من هناك، تم ارسالي إلى غرفة صغيرة مع سيدة لطيفة حقاً والتي سألتني أسئلة متنوعة عن حياتي في المنزل.
    Bir arkadaşım bunu kendi doğrularına dayanmak olarak tarif ediyor, ki bence oldukça hoş bir tanım. TED صديق لي وصف الاصالة بأنها أن تتمسك بحقيقتك أنت، وأعتقد أنها طريقة لطيفة لوصف الأصالة
    Tepeden dökülen şu nehri, şu dereyi göstemek için hoş bir yol. TED وهي طريقة لطيفة لاظهار شكل النهر ، هذا التيار ، يصب نوعا ما أسفل التل.
    Bu etiket yer ve derinliği ölçüyor ve ani hızlanma ile tetiklenen gerçekten küçük, hoş bir kamerası var. TED لتقوم بقياس الموقع والعمق، كذلك مرفق بها كاميرا صغيرة لطيفة تعمل عند حدوث تسارع مفاجئ.
    Belki, otomasyon nedeniyle, şehirlerde yerlerinden edilen endüstriyel işçilerin bazıları burada hoş bir alternatif iş bulacaklar ve onlar da taşınacaklar. TED ربما بعض عمال الصناعة من المدن فصلوا بسبب الميكنة الآلية سوف يجدون وظيفة بديلة لطيفة هنا، وسوف ينتقلون أيضا.
    Asla hoş bir şekilde şaşkınlığa uğramayacaksın çünkü beklentileriniz, beklentilerim, tavana vurmuştur. TED لن تتفاجأوا مفاجأة لطيفة أبداً. لأن توقعاتكم، وتوقعاتي، فاقت السقف.
    Thurber'ın yeni çıkan resimli mizah kitabı Agatha Christie'den çok hoş bir cinayet romanı sigara, ciklet. Open Subtitles الكتاب الهزلي بالنكات و الصور قصة بوليسية لطيفة لأجاثا كريستي سجائر و علكة
    Dikkatini olan bitenden ayıracak ışıklar altında hoş bir hanım. Open Subtitles لكنّه المكافئ الشمّي لراقصة بورليسك. السيدة جميلة في دائرة الضوء،
    Madam Rice'ın Mösyö Lazarus'un zenginliğini gözümüze sokması, pek hoş bir davranış oldu. Open Subtitles "لقد كان ذلك جميلاً من السيدة "رايس بأن تضع أمر ثروة السيد "لازروس" أمامنا بتلك الطريقة . أليس كذلك ؟
    Değişiklik olarak hoş bir şeyler söylemeye çalış. Open Subtitles حاول أن تقول شيئاً جميلاً من أجل التغيير
    Seni yalnız bırakmam için böyle söylüyorsun Hâlâ aklına benim için söylenecek hoş bir şey gelmiyor mu? Open Subtitles ما زلت لا تستطيع قول اي شيء لطيف عني ما رأيك لو تدعينني أنام وافكر بذلك؟
    Ağzınıza aldığınızda hoş bir tat bırakıyor ve yutunca tütün içmiş gibi oluyorsunuz. Open Subtitles طعمه يبدأ بحلاوة ثم تشعرون ببعض اللذاعة بمجرد أن تبلعوه
    Kimse hoş bir gülümsemeye kayıtsız kalamaz. Open Subtitles لا أحد يكون جباناً بهذه الابتسامة الجميلة.
    George, sana söylemeliyim, bu gerçekten hoş bir jest. Open Subtitles جورج يجب علي ان اخبرك ان هذه لفتة جميلة منك
    Hayatım, yatılı okul denen çok hoş bir şey duymadın mı hiç? Open Subtitles يا عزيزي، ألم تسمع أبدا... بشيء صغير مريح... اسمه المدرسة الداخلية؟
    Çünkü hoş bir şey değil. Open Subtitles لأنه ليس بالشىء الجميل لتقولة
    "hoş bir yatak." Aman ne güzel. Open Subtitles "الإسكان الساحر " ذلك جيد جدا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus