İnsanların kendisine tapmasını engellemek için elinden geleni yapmıştı. | Open Subtitles | وهذا هو إرثه لقد فعل كل ما بإستطاعته |
Sona ermesi için elinden geleni yaptın ama sona erecek bir şey yok. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما تستطيع للوصول إلى نهاية الأمر لكن ليس هناك نهاية تصل إليها |
Bunu düzeltmek için elinden geleni yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انه يبحث في كل مكان |
Evet, başı dertte olan bir bayana yardım etmek için elinden geleni yapan iki işçiyiz. | Open Subtitles | نعم ، اثنين من العمال نفعل مابوسعنا . لمساعدة سيدة في محنتها . قاربت على الانتهاء |
Endişelenme. Onlara beni ikna edebilmek için elinden geleni yaptığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | لا تقلقي، سأخبرهم أنك بذلت كل ما في وسعك كي تقنعينني |
Arkadaşları onun için elinden geleni yapıyorlar ama yardıma ihtiyaçları var. | Open Subtitles | أصدقائها يفعلون ما في وسعهم للتستر عليها ولكنهم بحاجة إلى المساعدة |
Kızlarımızı güvende tutmak için elinden geleni yap. | Open Subtitles | افعلي ما بوسعكِ لحماية فتياتنا |
Sharpley onu çıkarmak için elinden geleni yaptı, sadece beceremedi. | Open Subtitles | بذل شاربلي ما بوسعه لإخراجه، لم يتمكن من فعلها فحسب. |
Kızı gördüğünde artık çok geç olduğunu, çarpmamak için elinden geleni yaptığını söyledi. | Open Subtitles | قال انه لا يرى لها حتى بعد فوات الأوان وفعل كل ما يمكن لتفادي الاصطدام. |
Beni burada küçük düsürmek için elinden geleni yaptin. | Open Subtitles | و لقد فعلتَ كل ما بوسعك لتضعني بمنزلتي الصغيرة |
Beni, hala sevdiğine ikna etmek için elinden geleni yaptı. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما بوسعها لتقنعنى انها مازالت تقع فى حبى |
Kai'nin onu öldürdüğünü düşünüyormuş ama şimdi yaşadığını öğrendi ve onu kurtarmak için elinden geleni... | Open Subtitles | ظنّ (كاي) قتلها، لكنّه اكتشف منذ قريب أنّها حيّة |
İçerdin. Polis olmaktan o kadar nefret ederdin ki, kanun kuvvetlerine katılmamam için elinden geleni yaptın. | Open Subtitles | كنت تكره كونك شرطي لقد فعلت كل شيء لتبقيني بعيداً عن تنفيذ القانون |
Bir yurttaşın suç işlenmesini önlemek için elinden geleni yapmasının... yasaya aykırı olduğunu ben hiç duymadım. | Open Subtitles | لم أسمع من قبل أنة ضد القانون ..... لأى مواطن أن يبذل أقصى جهدة لمنع الجريمة من الحدوث |
Bunları tanıyacak tek kişi ortadan kaybolmak için elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | والوحيد الذي يتعرف عليهم يمارس أفضل ما لديه بالاختفاء |
Grubu yok etmek için elinden geleni yaptı. | Open Subtitles | فعل كل ما بإستطاعته لتدمير المجموعة. |
Sona ermesi için elinden geleni yaptın ama sona erecek bir şey yok. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما تستطيع للوصول إلى نهاية الأمر لكن ليس هناك نهاية تصل إليها |
Bunu düzeltmek için elinden geleni yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انه يبحث في كل مكان. |
Onun için elinden geleni yapacağız. | Open Subtitles | سوف نفعل مابوسعنا من اجلها |
Onu kaynağımız yapmak için elinden geleni yaptın. Ki zaten bu senin görevindi. | Open Subtitles | لقد فعلتِ ما في وسعك لأجل تجنيده كانت هذه هي مهمتك في الأصل |
Vicdansız muhabirler öz kardeşimle aramızda nefret oluşturabilmek için elinden geleni yaptı. | Open Subtitles | الصحفيين المجردين من المبادئ قاموا بكل ما في وسعهم لنشر بذرة الكراهية بيني و بين أختي |
- Kimliği bulmak için elinden geleni yap, Lanie. | Open Subtitles | إفعلي ما بوسعكِ يا (ليني) لمعرفة هويّته. |
Güney aslında insanların gitmesini engellemek için elinden geleni yaptı. | TED | فعل الجنوب كل ما بوسعه لمنع الناس من الرحيل. |
Onu yakalamamız için elinden geleni yaptı. | Open Subtitles | فعلت كل ما يمكن لتحديد ما يصل اليه. |
Bu insanları eve döndürebilmek karının yanına dönebilmek için elinden geleni yaparsın diye düşünüyordum. | Open Subtitles | تعلم,عقيد أنا لا افهم الامر لقد اعتقدت انك ستفعل كل ما بوسعك لتعيد هؤلاء الناس للوطن لتعيد نفسك للوطن |
Ajan Hanna, LAPD arabanızı bulmak için elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | وأمر آخر عميل " هانا " الشرطة تفعل كل ما بوسعها لتجد سيارتك |
Kai'nin onu öldürdüğünü düşünüyormuş ama şimdi yaşadığını öğrendi ve onu kurtarmak için elinden geleni... | Open Subtitles | {\pos(190,230)} ظنّ (كاي) قتلها، لكنّه اكتشف منذ قريب أنّها حيّة {\pos(190,230)} -وهو يبذل قصارى جهده لكيّ ... |
Düğün biter bitmez şehir için elinden geleni yaptığını söyleyip görevini bırakacaksın. | Open Subtitles | بمجرد هذا العرس هو أكثر, كنت أقول ستعمل المدينة أن كنت قد فعلت كل شيء التي يمكن لكم ربما, و ثم كنت ستعمل التنحي, |
Bir yurttaşın suç işlenmesini önlemek için elinden geleni yapmasının... yasaya aykırı olduğunu ben hiç duymadım. | Open Subtitles | لم أسمع من قبل أنة ضد القانون ..... لأى مواطن أن يبذل أقصى جهدة لمنع الجريمة من الحدوث |
Kraliçe ve küçük kızın zarar görmeden kaçması için elinden geleni yaptıysa da çabaları yeterli değildi. | Open Subtitles | بينما بذل أفضل ما لديه لأجل ضمان عدم تعرّض زوجته وطفلته للأذى... لم تكن جهوده كافية. |