Umarım ki benim için olduğu kadar sizin için de harika olur. | TED | لذلك آمل أن يكون رائعا بالنسبة لك كما هو بالنسبة لي. |
Birbirimiz için duyduğumuz bu yoğun duygu.. ..benim için olduğu kadar, senin için de gerçek, değil mi? | Open Subtitles | هذاالشعورالغامر، أهو حقيقي بالنسبة لكِ كما هو بالنسبة لي؟ |
Sizin için olduğu kadar benim için de gizemli | Open Subtitles | إنه فقط لغز بالنسبة لي بقدر ما هو بالنسبة لكم |
Charles besin zincirinin Dünyadakiler için olduğu kadar dünya dışı yaşam için de var olan bir kuvvet olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | يعتقد تشارلز أن السلسلة الغذائية هي مجرد حقيقة من أجل قوة حياة الكائنات الفضائية كما هو الحال بالنسبة الى الأرضيون. |
Bu tamamen iş, sizin için olduğu gibi. | Open Subtitles | إنَّ ما بيننا عمل فحسب، كما هو الحال بالنسبة لكم |
Benim için, senin için olduğu kadar kolay değil. | Open Subtitles | الأمر لَيسَ سهل لي كما هو بالنسبة لَك |
- Ölüm, tıpkı senin için olduğu gibi. | Open Subtitles | - الموت، تماماً كما هو بالنسبة لك- |
Hepimiz için olduğu gibi. | Open Subtitles | كما هو بالنسبة لنا جميعا |
Bu kaynak yeryüzüne ait kimyadır. Hepimiz buna sahibiz. Bu demektir ki, bu teknoloji Birinci Dünya ülkeleri için olduğu kadar gelişmekte olan ülkeler için de uygundur. | TED | هذه كيمياء الأرض. لدينا جميعاً. الأمر الذي يعني أن هذه التكنولوجيا مناسبة تماماً بالنسبة للبلدان النامية كما هو الحال بالنسبة لبلدان العالم الأول. |
Biliyor musun bu sabah ayrılmam senin için olduğu kadar benim içn de zor olacak. | Open Subtitles | أتعلم ... رحيلك هذا الصباح سيكون أمر صعب لي كما هو الحال بالنسبة لك. |