Sizinle tanışmak için sabırsızlanıyordu ama görüntü meselesine çok takıldığımız için böyle bir yere uyum sağlaması konusunda kendisine olan güvenini kırdım. | Open Subtitles | كانت تتطلع للقائك، لكن لأننا تورطنا في أمرٍ أحمق، جعلتها تشعر بعدم الأمان من التناسب مع مكانٍ كهذا |
Herhalde dostluğundan keyif atmak için sabırsızlanıyordu. | Open Subtitles | حسنٌ، أعتقد بأنّها كانت تتطلع لمرافقتك والإستمتاع بذلك |
SAT sınavları için sabırsızlanıyordu. | Open Subtitles | كانت تتطلع لإختبارات القبول بالجامعات |
Biliyorsun bunun için sabırsızlanıyordu. | Open Subtitles | ستعود كانت تتطلع لذلك |