Bunu kayda değer bulmuyorlardı ancak toplum içinde bir öfke hakimdi. | TED | لم يعتقدوا بأنها ذات أهمية، لكنها أحدثت غضبا داخل المجتمع التقني. |
Scully'nin tedavisinin bu duvarların içinde bir yerlerde olma olasılığı tek umudum. | Open Subtitles | إحتمال وجود علاج لسكالي بمكان ما داخل هذه الجدران.. هو أملي الوحيد. |
Tam olarak ne olduklarını, nasıl çalıştıklarını, ve mümkünse, şu anda gerçekten Lorne'un içinde bir şey varsa bunu saptamanın yolunu öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نعرف بالضبط ما هي هذه الأشياء كيف تعمل وإذا أمكن, نعلم كيف نكشف هناك شيء حقا في داخل لورن الآن |
...ve üç... seni harika hissettiren şeyleri yapmaktan her vazgeçişinde seni mutsuz hissettirse de içinde bir şeyler ölüyor. | Open Subtitles | وثالثاً، كل مرة تبتعد فيها عن القيام بما يجعلك تشعر بالعظمة رغم أن هذا يحزنك يموت شيء في داخلك |
Bir keresinde beslenme çantami açtigimda içinde bir taç vardi. | Open Subtitles | في إحدى المرات فتحت صندوق غدائي و كان يوجد في داخله مسجلة |
Bunu yapmanın tek yolu bombanın içinde bir izleme cihazı olması. | Open Subtitles | لذللك الطريقه الوحيده التى فعلت بها هذا بتعقبك للجهاز داخل القنبله |
Benim düşüncelerimi benden önce biliyormuşçasına sanki kafamın içinde bir yerde konuşmadan, bir gün bana ihtiyacı olacağını söyledi. | Open Subtitles | كأنه كان يعرف ما أفكر به قبلي. كأنه كان داخل رأسي. وأوضح دون أن يتكلّم، أنه سيحتاجني ذات يوم. |
Bu yüzden randevun... 12 kilometre içinde bir yangın yok. | Open Subtitles | لا وجود لأي حريق داخل نطاق 8 أميال من هنا |
Paylaşamazlar. Çete içinde bir... kaynak yetiştirmek bazen aylar, bazen de yıllar alır. | Open Subtitles | لا يستطيعون، فقد يستغرق العمل أشهراً أو حتى سنوات لوضع مخبر داخل العصابة. |
Eğer bir bilgisayar içinde... bir tür geniş ağlı program kodu içinde yaşıyorsak... tüm programlar aslında evreni inşa etmiştir. | Open Subtitles | إن كُنا نعيش في واقع افتراضي داخل حاسوب فعلى شفرة ضخمة من نوعٍ ما أنّ تُشغِّل البرنامج .الذي يصنع كوننا |
Cortazar dediğine göre protomolekül Eros'un içinde bir şeyler inşa ediyormuş. | Open Subtitles | كورتزار قال بأن جزيء بروتو يقوم ببناء شيء ما داخل ايروس |
Aslında kendi ülkesi içinde bir sığınma arayışıydı. | TED | بل كانت طلب لجوء سياسي داخل حدود بلدهم ذاتها. |
Ve kabloyu çekemiyorlardı çünkü evin içinde bir duya bağlanmıştı. | TED | ولم يتمكنوا من انتزاع الحبل للخارج لأنه كان موصلاً بمقبس الضوء داخل المنزل. |
Şu şekilde başladı: Oyun bir buçuk- iki metrelik bir kontrplak tahtanın üzerindeydi 1978 yılında, şehir içinde bir devlet okulundaydım. | TED | و لقد إبتدأ الأمر هكذا: إنها فقط طاولة خشبية بحجم أربعة أقدام على خمسة أقدام. داخل مدرسة مدنية، سنة ١٩٧٨. |
B-ben herkesin içinde bir mükemmellik olduğunu düşünüyorum, ama bu biraz da cesarete bağlı kendi kafanın içine girebilmek için yani onu biraz da kurcalayıp , | Open Subtitles | أظن ان الجميع لديه عظمة في داخلهم لكنه حقا بأن يكون في داخلك شجاعة لتدخل الى راسك نوعا ما |
İçinde bir yerlerde ölmeyi hak ettiğini bildiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد بأنّك تعلمين في داخلك أنّكِ تستحقّين الموت |
İçinde bir boşluk filan mı hissediyor? | Open Subtitles | ماذا هل يشعر بالفراغ في داخله او شيء من هذا القبيل؟ |
Buradaki gerçek amaç -- kişinin bir dakika içinde, bir ressamın yapmak için haftalarca uğraşacağı bir şeyi kopyalamasını istedim. | TED | الهدف هنا، في خلال دقيقة أريد أي شخص أن يكرر مايستغرقه الفنانين التصويرين لإنشائه في عدة أسابيع. |
Elbette hepimizin içinde bir miktar bencillik ve açgözlülük var ama çoğu insanda, bunlar baskın değerler. | TED | بالتأكيد، في داخلنا جميعًا القليل من الأنانية والشجع، لكن لمعظم الأشخاص، ليست هذه هي القيم المهيمنة. |
İçinde bir yerlerde bunun gerçek olduğunu biliyor olmalısın. | Open Subtitles | في مكان ما بداخل من المؤكد أنكِ تعرفين هذا |
İçinde bir yerlerde sevimli bir küçük oğlan olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | اعلم ان هناك طفل صغير لطيف فى مكان ما بداخلك |
İçinde bir yerde ölü doku var. | Open Subtitles | هناك نسيج متموت في مكان ما داخله. |
Uçurumun içinde bir sığınak var. | Open Subtitles | هناك مخبأُ مقام بجانبِ المنحدرَ. |
Oraya gittim. Kutunun içinde bir dosya vardı. | Open Subtitles | وصلت إلى هناك، وداخل الصندوق كان هناك ملف. |
Sen kutlamadan ayrıldıktan sonra orada çantanı buldum... ve içinde bir hamilelik testi vardı. | Open Subtitles | .. بعد ان تركتِ حفل الاستقبال, وجدت حقيبتك و كان بداخلها اختبار حمل |
Çünkü, içinde bir yerlerde müziğin hâlâ büyülü olabileceğini düşünen bir parça var. | Open Subtitles | لأنه لا يزال في أعماقك جزء يتذكّر أن الموسيقى يمكن أن تكون ساحرة |
J.T. Marlin'de işe başladığınız günden itibaren üç yıl içinde bir milyon dolar kazanırsınız. | Open Subtitles | سوف تكون أول مليون لك فى خلال ثلاثة أعوام فى أول يوم من توظيفك فى ت.ج مارلين |